-LİBYA'NIN MISIR SINIRI MUHALİFLERİN ELİNDE MUSAİD (A.A) - 22.02.2011 - Libya'nın Mısır sınırının, Devlet Başkanı Muammer Kaddafi karşıtı güçlerin kontrolüne geçtiği haber verildi. Bölgedeki bir Reuters muhabiri, sınırın Libya tarafının, ellerinde sopalar ve Kalaşnikof tüfekler bulunan Kaddafi karşıtı güçlerin kontrolünde olduğunu kaydetti. Habere göre, sınırı kontrol edenlerden biri, üzeri "Cani hükümdar, Libyalıların katili" yazısıyla karalanmış Kaddafi'nin posterini taşıyor. Mısır silahlı kuvvetleri de dün gece Libya sınır muhafızlarının çekildiğini ve sınırın Libya tarafının "halk komitelerinin" kontrolünde olduğunu bildirmiş, ancak bu grupların Kaddafi'ye bağlı olup olmadıkları belirtilmemişti. -EL BAYDA'DA 26 KİŞİ ÖLDÜ Libya'nın doğusundaki El Bayda kentinde de uçak ve tankların saldırısında dün gece 26 kişinin öldüğü bildirildi. El Bayda'da yaşayan Maray el Mahri, Reuters'ı arayarak, ölenler arasında erkek kardeşinin de bulunduğunu söyledi. Libyalıların arktık "kendi gölgelerinden korktuğunu" ifade eden Mahri, "Bu, hiçbir insanın anlayamayacağı bir şey. Bizi uçaklarla bombalıyorlar, tanklarla öldürüyorlar" dedi. Kaddafi'ye bağlı birlikleri kenttin sokaklarında gelişi güzel cinayet işlemekle suçlayan Mahri, "Sadece sokakta yürüdüğünüz için bile sizi vuruyorlar" diye konuştu. Mahri, "Yapabileceğimiz tek şey pes etmemek, geri dönmemek. Şöyle ya da böyle zaten öleceğiz. Bizim yaşayıp yaşamadığımıza önem vermedikleri ortada. Bu bir soykırım" ifadelerini de kullandı. Yabancı gazetecilerin ülkeye girişine izin verilmemesi nedeniyle haberleri bağımsız kaynaklarca doğrulama olanağı bulunamıyor ve Libya'dan haberler, tanıkların ya da muhaliflerin telefonla yaptıkları açıklamalar ya da sosyal paylaşım sitelerinden alınabiliyor. -TUNUSLULAR LİBYA'DAN KAÇIYOR- Bu arada, dün gece 3 bin kadar Tunuslunun Diba ve Bin Gerden'den Tunus'a geçtiği bildirildi. Bin 200 Tunuslunun daha bugün hava yoluyla Libya'dan tahliye edilmesi bekleniyor. Yetkililer, Tunus'taki olayların Arap ülkelerinde domino etkisi yapması nedeniyle Libya'da yaşayan enaz 30 bin Tunus vatandaşının hedef haline gelmesinden endişe duyuyor. -İTALYA BİNGAZİ'YE ASKERİ UÇAK GÖNDERİYOR- İtalya da Libya'daki 100 kadar İtalyan vatandaşının tahliyesi için Bingazi'ye hava kuvvetlerine ait bir nakliye uçağı gönderiyor. Devlet radyosunun haberine göre, Savunma Bakanı Ignazio La Russa, resmi ziyarette bulunduğu Abu Dabi'de yaptığı açıklamada, tahliyeler için Bingazi'ye C-130 tipi nakliye uçağının gönderileceğini kaydetti. Libya'da çalışan ya da ikamet eden yaklaşık 1500 İtalya'nın bulunduğu, bazılarının son günlerde Trablus'tan kalkan uçaklarla ülkeden ayrıldığı belirtiliyor. -İSRAİL TALEBİ DEĞERLENDİRİYOR İsrail hükümeti, Filistin Yönetimi'nin, Libya'da mahsur kalan Filistinlilerin Batı Şeria'ya gelişine izin verilmesi talebini değerlendiriyor. İsrail radyosu, İsrail'in Filistinlilere izin vermeyi düşündüğünü, ancak Filistin Yönetimi'nin talebinin kapsadığı Filistinli sayısının belli olmadığını kaydetti. Radyonun haberinde, Libya'da yaşayan Filistinlilerin sayısının 20 bin dolayında olduğu belirtildi. Yurttaşlık İşleri'nden sorumlu Filistinli yetkili Hüseyin El-Şeyh, Filistin Yönetimi'nin Libya'daki Filistinlilerin geri dönüşü ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir plan hazırladığını bildirmişti. -LİBYA'NIN ABD BÜYÜKELÇİSİ DE "DİKTATÖRLÜK"TEN İSTİFA ETTİ Libya'nın ABD büyükelçisi de artık ülkesinin "diktatörlük rejimini" temsil etmediğini belirterek, görevinden istifa etti. ABC televizyonunda yayımlanan "Good Morning America" programında yayımlanan röportajında "şu anki diktatörlük rejimine hizmet etmekten istifa ettiğini" söyleyen Büyükelçi Ali Avcali, "Ancak sesleri tüm dünyaya ulaşıncaya, hedefleri gerçekleşinceye kadar halkıma hizmet etmekten asla vazgeçmeyeceğim" dedi. Avcali, Muammer Kaddafi'den gitmesini ve halkı yalnız bırakmasını da istedi. -BİR İSTİFA HABERİ DE FAS BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN Bu arada, Libya'nın Fas büyükelçiliğindeki bir diplomat da "Libya halkının her gün öldürülmesini" protesto etmek için görevinden istifa etti. Büyükelçiliğin basın servisinde görevli Azeddine Luaj adlı diplomat, "Artık bu rejimi temsil etmediğimi açıklıyorum. Bunlar hergün adam öldürmeye girişen bir rejimdir" dedi. Luaj, durum elverir vermez Libya'ya gidip rejime karşı gösteri yapanlara katılacağını söyledi. -ENDONEZYA BÜYÜKELÇİSİ DE İSTİFA ETTİ Libya'nın Endonezya Büyükelçisinin de protestocu sivillere yapılan saldırıları protesto için istifa ettiği bildirildi. Büyükelçi Selahaddin El Bishari, Jakarta Post gazetesine yaptığı açıklamada, "Askerler silahsız sivilleri acımasızca öldürüyor. Kendi halkına karşı ağır silahlar, savaş uçakları ve paralı askerler kullanarak. Bu kabul edilemez" dedi. Bishari, bugünden itibaren Singapur ve Brunei'deki görevlerinden de ayrıldığını söyledi. Endonezya Dışişleri Bakanlığı'nın bir sözcüsü de istifa kararının kendilerine bildirildiğini söyledi. -KADDAFİ NE KAÇACAK NE DE İSTİFA EDECEK Libya Lideri Muammer Kaddafi'nin eski protokol müdürü Nuri El Mismari, Kaddafi'nin ne ülkeden ayrılacağını ne de istifa edeceğini söyledi. Dün görevinden ayrılana kadar neredeyse 40 yıl Kaddafi'nin yanında yer alan Mismari, bulunduğu Paris'te Reuters'a yaptığı açıklamada, "Halktan güçlü hiç kimse yoktur ancak o ne Libya'dan ayrılacak ne de istifa edecek" dedi. Kaddafi'nin sükuneti sağlamak için aşiret liderleriyle diyaloğa girmeye çalıştığı yönünde kendisine haberler geldiğini belirten Mismari, ancak bunca kan döküldükten sonra bu girişimin "çok geç" olduğunu düşündüğünü söyledi. "Halkın mücadelesi sonuna kadar devam edecek, sonunda halk kazanacak" diyen Mismari, şiddetin iç savaşa dönüşebileceğini söyledi. Geçen sene sonunda kalp ameliyatı geçirmek için Fransa'ya giden Mismari, kasım ayında Libya hükümetinin isteği üzerine zimmetine para geçirmek suçundan gözaltına alınmıştı. Ancak Mismari o tarihten sonra görevinden alınmadığını ve Kaddafi yönetimiyle temasını sürdürdüğünü söyledi. -"LİBYA'DA TÜRK DÜŞMANLIĞI YOK" Halk ayaklanmasının sürdüğü Libya'dan Türkiye'ye gelen 150 kişilik ilk kafiledeki işçi Mesut Kahraman (48), ayaklanma çıkaran grupların Türklere karşı herhangi bir düşmanlığı bulunmadığını belirterek, oradaki Türklerin yeme, içme ve yatma yerlerinde problem olduğu için eziyet çektiklerini söyledi. Kahraman, yaptığı açıklamada, Kütahya'da bir kamu kuruluşundan 4 yıl önce emekli olduğunu ve yaklaşık 45 gün önce Libya'da Türk inşaat şirketinin bünyesinde çalışmaya başladığını bildirdi. Bingazi'ye 80 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 250 bin kişinin yaşadığı Al Marj kentinde, devletin yaptırdığı üniversite ve yurt inşaatında iş makinesi operatörü olarak çalışırken, bir ay önce halkın yönetime karşı birtakım eylemlerde bulunduğunu belirten Kahraman, yönetimin sahip olduğu evlerden bir bölümünü gençlere bedavaya dağıtarak eylemlerin büyümesini engellediğini anlattı. Kahraman, geçen cuma günü başlayan halk ayaklanmasının ülkedeki yabancılara karşı değil, yönetim aleyhine çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti: ''Olayları, halkın hükümet ve devlet dairelerine karşı saldırısı diye niteleyebiliriz. İktidarın yıkılması amacıyla halkın ortaya çıkardığı bir kaos ortamı var ülkede. İnsanlar devlet ait bütün yapıları yakıp yıkıyor, yağmalıyor, ancak yabancılara zarar vermiyor. Al Marj'daki inşaatta 750'si Türk, kalanı Mısır, Gana, Bangladeş ve Filipinler'den olmak üzere 3 bin kişi çalışıyordu. Burası da devlete ait bir yapı olduğu için depolarımızı, kaldığımız yerleri yıkıp ateşe verdiler. Ancak ne biz Türklere ne de diğer yabancılara karşı hiçbir eylemde bulunmadılar.'' -''17 ŞUBAT TARİHİ HEP KONUŞULUYORDU''- Son günlerde Libyalılar arasında hep 17 Şubat tarihinde büyük çaplı bir eylemin yapılacağının konuşulduğunu dile getiren Kahraman, ayaklanmayı beklediklerini ancak bu kadar büyük çaplı olacağını tahmin edemediklerini belirtti. Libya'da halk arasında büyük kavgalar yaşanmadığını, halkın tepkisini genellikle insanlara değil mallara zarar vererek gösterdiğini bildiren Kahraman, şunları kaydetti: ''Geçen cumartesi günü bizden Türkiye'ye dönüş için hazırlıklı olmamız istendi. Eşyalarımızı toplayıp valizlerimizi hazırladık ve beklemeye başladık. İnşaat sahası Al Marj kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaydı. Buraya kadar geleceklerini tahmin etmiyorduk. Cumartesi gecesi kalabalık bir grup geldi ve bizim şantiyeden çıkmamıza izin verdiler. Daha sonra kaldığımız koğuşları yıkıp ateşe verdiler. Biz de şirkete ait ciplere valizlerimizi yükleyerek Bingazi'ye doğru yola çıktık. Bingazi'de şirketin bir kimya tesisi vardı. Orada Türkiye'den gelen uçağın inmesini beklemeye başladık. Arap bekçiler bizi koruma altına aldı, bulunduğumuz yeri kimseye belli etmediler. Daha sonra uçağa binip İstanbul'a ulaştık.'' Kahraman, ayaklanmanın başlamasının ardından Libya yönetiminin vatandaşlarının dış dünyayla bağlantısını kestiğini, internet ve telefon hatlarında erişime izin vermediğini dile getirerek, Libya'nın dünyaya açılan bir turizm ülkesi olmadığını ve havaalanlarında askeri disiplinin hakim olduğunu söyledi. Ayaklanma çıkaranların, Türklere karşı bir husumetinin olmadığına işaret eden Kahraman, ''Türkler orada toplu olarak bulunuyor. Türk halkını seviyorlar ve kendileriyle özdeşleştirmek istiyorlar. Oradaki Türklere ve Türkiye'deki yakınlarına Allah sabır versin. Türklere karşı düşmanlıkları yok ama orada bulunan insanlarımızın yeme, içme ve yatma yerlerinde problem var. Bu yüzden eziyet çekiyorlar. İnşallah en kısa zamanda sevdiklerine kavuşurlar'' dedi. -''ÇOK ZOR ÜÇ GÜN GEÇİRDİK''- Mesut Kahraman'ın eşi Aynur Kahraman ise oğlu Onur ve kızı Gizem ile çok zor üç gün geçirdiklerini anlattı. Türkiye'de eşini beklemelerinin ve ondan haber alamamalarının çok zor olduğunu ifade eden Kahraman, ''Bu olayı çocuklarıma anlatabilmek de çok zordu. Olaylardan sonra bir kez telefonla görüşebildik ve iyi olduğunu söyledi. İnşaat şirketinin Türkiye'deki merkezini aradım ama bir yetkiliye ulaşamadım. Eşim evimize geldiğindeki sevincimizi ise anlatamam. Anlatılamayacak derecede değişik bir duygu'' diye konuştu. Kahraman, eşinin Libya'ya gitmesine razı olmadığını, ancak kararına saygı duyduğunu bildirerek, yeniden gitmesini istemediğini sözlerine ekledi. İşçinin kızı Gizem de babasından haber alamadıkları üç gün süresince oradaki olaylarda öldüğünü düşündüğünü ve çok korktuğunu söyleyerek, eve döndüğünde sevinçten ağladığını ifade etti. -MISIR, AB'DEN BORÇLARININ AFFINI İSTİYOR Mısır, Avrupa Birliğinden (AB) borçlarını ya da borç faizlerini affetmesini bekliyor. Maliye Bakanı Samir Rıdvan yaptığı açıklamada, İngiltere Ticaret ve Yatırım Bakanı Lord Stephen Green ile yaptığı görüşmede, AB ülkelerinin borçlarını ya da en azından borç faizlerini affetmesine yardımcı olması için Londra yönetiminden destek beklediğini bildirdi. Hükümetin önceliğinin 18 gün süren ayaklanmadan doğrudan etkilenen Mısırlılara yardım etmek olduğunu belirten Rıdvan, ekonomi destekleyecek acil önlemleri devreye sokmak çabasında olduklarını kaydetti. Kahire'deki AB yetkilileri, Mısır hükümetinin AB ülkelerinin borçları affetmesi için henüz resmi bir başvuruda bulunmadığını söyledi. Ancak Avrupa dışişleri bakanları Mısır, Tunus ve Libya'daki ayaklanmalardan etkilenen Kuzey Afrika'daki ülkelere yardım için kapsamlı bir ekonomik ve ticaret paketi üzerinde tartışıyor. AB yetkililerine göre, Mısır'ın AB ülkelerine 9 milyar dolara yakın borcu bulunuyor. Mısır Merkez Bankası verilerine göre ise Mısır'ın toplam dış borcu 34,7 milyar dolar. Mısır'daki ayaklanmalar nedeniyle bankalar, işyerleri kapanmış ve borsada işlemler durdurulmuştu. Bu olaylar yüzünden ekonominin 2010-2011 mali yılında yüzde 6 büyüyeceği yönündeki tahminlerde değişikliğe gidilmiş, Mısır hükümeti büyüme oranını yüzde 1,5 oranında kesmişti. Bazı ekonomistler ise ekonominin yüzde 1,7 ya da yüzde 3'den daha az büyüyeceğini öngörüyor. Hükümet ayaklanmanın ekonomiye maliyetinin 1,7 milyar doları bulduğunu tahmin ederken, geçen ayın son haftasında ve bu ayın ilk birkaç gününde 210 binden fazla turist ülkeyi terk etmişti. Bu arada Mısır'da borsanın açılması gelecek haftaya kadar ertelendi. Mısır Borsası'ndan yapılan açıklamada, borsada işlemlerin başlamasının gelecek haftaya kadar ertelenmesi kararının Mısır Finansal Hizmetler Denetim İdaresi ve aracı kurumlarla yapılan görüşmelerden sonra alındığı belirtildi. Açıklamada, borsanın tam olarak ne zaman açılacağına ilişkin bilgi verilmedi. Mısır Borsası, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek karşıtı gösterilerin yayılması üzerine iki işlem gününde yüzde 17 değer kaybettikten sonra 27 Ocakta kapatılmıştı. -YEMEN'DE GÖSTERİLER SÜRÜYOR Yemen'in doğusundaki Şiher kentinde, Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in görevini bırakması talebiyle yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı gösteri düzenlendi. "Kahrolsun Salih" sloganları atan göstericiler yürüyüş yaparken, polisin göstericileri izlemekle yetindiği bildiriliyor. Başkent Sana'da bir üniversite kampüsünde binlerce kişinin gösterisinin ve yüzlerce kişinin kampüs yakınındaki bir meydanda kurulan çadırlarda nöbet tutmaya devam ettiği haber veriliyor. Öte yandan, Salih yanlılarının da Sana'nın ana meydanında toplandığı, sokak satıcılarının Salih'in posterlerini sattığı, başkent sokaklarında hoparlörlerle Salih'i övücü duyuruların yapıldığı araçların gezdiği bildirildi. Salih yanlılarından biri, devlet başkanının istifasını istemediğini çünkü Salih sayesinde Yemen'in bölünmeden tek olarak kaldığını söyledi. Salih karşıtları ise ülkedeki işsizliğe, yolsuzluğa dikkati çekiyor. Ülkede üç haftadır süren yaygın gösterilerin hedefindeki Salih, görev süresinin dolacağı 2013'ten önce istifa etmeyeceğini açıklarken, güvenlik güçlerinin protestoculara ateş açmayacağı taahhüdünde bulunmuştu. Sağlık yetkilileri ise bu ayki gösterilerde 11 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. -İRAN'DAN LİBYA HALKINA DESTEK İran, Libya'daki halk hareketinin kanlı bir biçimde bastırılmasını kınayarak, uluslararası toplumun harekete geçmesini istedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, Libya'daki Kaddafi rejiminin, halk hareketine karşı şiddet uygulamasının endişe verici olduğunu söyledi. ''İran, Libya halkının haklı taleplerini destekliyor'' diyen Mihmanperest, bu ülkedeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini bildirdi. Mihmanperest, sivil halka yönelik hava saldırısının ve kıyımın dehşet verici olduğunu belirterek, ''Uluslararası tüm ilgili kurum ve kuruluşlardan derhal harekete geçmesi ve şiddetin durdurulması için etkili adımlar atması bekleniyor'' ifadesini kullandı. Libya savaş uçaklarının, kendi halkına hedef gözetmeden ateş açması sonucu yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği basında yer almıştı. Tahran yönetimi, Tunus ve Mısır'daki halk hareketlerini de desteklemişti. -MUHALİF LİDERİN OĞLU GÖZALTINA ALINDI İran'da muhalif lider Mehdi Kerrubi'nin oğlunun gözaltına alındığı bildirildi. Muhalif liderin internet sitesi Sahamnews, dün gece güvenlik güçlerinin Ali Kerrubi'nin evine girdiğini ve onu, eşi Nefise Panahi ile birlikte gözaltına aldığını duyurdu. Panahi'nin daha sonra serbest bırakıldığı, Ali Kerrubi'nin akıbetinin ise bilinmediği kaydedildi.