İstanbul’da, 26 Haziran’da düzenlenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınan ancak daha sonra serbest bırakılan 8 kişinin, "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan ilk duruşmaya, tüm sanıklar ve avukatları katıldı.
"Anayasal hakkımızı kullandık"
İlk savunmalarını yapan sanıklar, Onur Yürüyüşü’ne sosyal medyadan gördükleri çağrı üzerine katıldıklarını, o gün için alınmış herhangi bir yasaktan haberlerinin olmadığını ve polisin ihtar yapmadan kendilerini gözaltına aldığını ifade ederek anayasal haklarını kullandıklarını söyledi.
Sanık avukatı Sevda Nur Bayram da müvekkillerinin anayasal haklarını kullandıklarını, iddianameye konu herhangi bir suç unsurunun oluşmadığını ve polisin ihtar yapmadan gözaltı işlemi yaptığını belirtti.
"Yasaklama kararı ve polis görüntüleri dosyada yok"
Avukat Bayram, iddianamede kaymakamlığın 26 Haziran'a ilişkin yasaklama kararının ve kolluk görüntülerinin olmadığını vurguladı.
Dava ertelendi
Mahkeme, 26 Haziran'a ilişkin alınmış gösteri ve yürüyüş yasağı kararının istenmesi için kaymakamlığa, kamera görüntülerinin gönderilmesi için de emniyete yazı yazılmasına karar vererek davayı erteledi.
"Ayrımcılığın suç olduğunu söylemeye devam edeceğiz"
Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen bir grup, sanıklara destek verdi. Grup adına yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bu yıl LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınan 8 arkadaşımıza dava açıldı. Yapılan gözaltıların hukuksuz olduğunu biliyoruz. Göz korkutmak için açtığınız davalar da engellemeleriniz de örgütlü mücadelemizi yıldıramaz. Yürüyüş yapmak anayasal hakkımız ve hiçbir kaymakamlık yasağı, hiçbir genelge bunun önüne geçemez. Onur Yürüyüşü engellenemez. Suç diye gösterdikleri şey ayrımcılık. Gökkuşağına dahi tahammülü olmayanlara karşı ayrımcılığın suç olduğunu söylemeye devam edeceğiz.”
LGBTİ+ Onur Yürüyüşü için 26 Haziran’da Miss Sokak’ta toplanan kalabalığa müdahale eden polisin, eylemi izleyen AFP foto muhabiri Bülent Kılıç'ı boynuna bastırarak gözaltına alması da tepki çekmişti. (ANKA)