22 Haziran 2014 13:03
Trans Onur Haftası bugünkü yürüyüşle sona ererken yarın LGBTİ Onur Haftası başlıyor. Çeşitli etkinliklerle devam edecek olan Onur Haftası, düzenleyenlerin “İstanbul’un en büyük partisi” dedikleri pazar günkü yürüyüşle sona erecek. Her yıl verilen "Hormonlu Domates Ödülleri"nin bu seneki adayları arasında Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Yeditepe, Gaziantep, Mardin üniversiteleri, Osman Sınav yer aldı.
Milliyet'ten Aydil Durgun, LGBTİ derneği üyeleriyle konuştu. Yarın başlayacak Onur Haftası'nda LGBTİ'den Şevval Kılıç ve Görkem Ulumeriç Aydil Durgun'un sorularını yanıtladı. Milliyet'te yer alan röportaj şöyle:
Yıllardır evde, okulda, işte, sokakta önyargılarla, ayrımcılıkla, tabularla, kimin olduğu belli olmayan “ahlak” kurallarıyla mücadele ediyorlar. Hayat hepimiz için zor ya zaman zaman, işte LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans, interseks) bireyler için daha zor. LGBTİ’lerin hak mücadelesinin ve taleplerinin gündeme taşındığı Onur Haftası bu yıl 22’nci kez düzenleniyor. Bu yılın teması ise “temas”. Onur Haftası komitesinden Şevval Kılıç ve Görkem Ulumeriç “Her eve girmek, her insana temas etmek istiyoruz” diyor. Gelenekselleşen Hormonlu Domates Ödülleri ise bu yıl daha bir şaşaalı; smokini, tuvaleti, kırmızı halısı, protokolü ile gerçek bir ödül töreni olacak. Kapanışta ise her yıl katılımcı sayısı katlanarak artan Onur Yürüyüşü var.
Bu yılın teması “temas”. Neden?
Şevval Kılıç: LGBTİ aktivistleri olarak deliler gibi çalışıyoruz, biz bugünlere sağımıza solumuza dokunarak geldik biraz. Kürtlerle, feministlerle, sosyalistlerle, antimilitaristlerle, çevrecilerle... Bunun altını çizmek istedik. Çünkü direnişte ve sonrasında gördük ki bu bize bir momentum katıyor. Biz 20-30 bin kişi yürüyünce “Ne güzel, bu sene çok kalabalık olduk” derken, birdenbire geçen sene 60-70 bin kişi yürüdük. İstiklal’e sığamadık. Bu çok sevindiriciydi tabii ama bunu tamamen direnişe atfetmek de yanlış bence. Bu bizim 22 yıldır ördüğümüz bir şeyin sonucu. Bu dokunmanın, temas etmenin, o örgütlerle işbirliği içinde olmanın bir sonucuydu o 60 bin kişi.
Görkem Ulumeriç: Onur Haftası ekibi olarak biz her eve girmek istiyoruz, her insana dokunmak istiyoruz ve daha yapacak çok işimiz var. Bu yıl her insana “temas etmek” için bu temayı seçtik. Bir yandan cinsellikle ilgili bir konu temas, buna da vurgu yapan bir sözcük.
Bu sene nasıl bir kitle bekliyorsunuz?
Şevval K.: LGBTİ olanlar kadar LGBTİ olmayanları da görmek hedefimize ulaştığımıza inanmamı sağlıyor. Rakam beklentimiz yok, kalabalık olmamız, sesimizi duyurmayı sağlamamız yeterli. Burası 20 milyonluk bir şehir, bir grup bilim insanı toplumların yüzde 10’u LGBTİ’dir diyor, bir grup da üçte biridir diyor. Ama hâlâ tabunun, geleneksel ahlakın hüküm sürdüğü bir toplumda yaşıyoruz. LGBTİ oldukları halde kendilerini LGBTİ olarak tanımlayamayanlar var. Onlar rahatça ellerine bayrak alıp yürüyemiyorlar. Ama ben biliyorum ki burası LGBTİ toplumu açısından milyonluk bir şehir. Amaç da onları harekete katmak, politize etmek elimizden geldiği kadar. Sayı her yıl artıyor, hiç düşmedi. İnsanların coşkuyla bize katılmaları hatta İstiklal’den geçerken kaşlarını çatarak değil de “Ne güzel eğleniyorlar” diye neşeyle, umutla bize bakıyor olmaları hedefimize ulaştığımız gösteriyor.
En az geçen seneki kadar kalabalık olacağı kesin...
Şevval K.: Muhakkak. Çok güzel resimler gördük geçen sene. Adam göğsünü açmış, tüylü tüylü; yanında kızı var, karısı var... Dudağına ruj sürmüş, kızına da bıyık yapmış... Bu bize “Ben sizden biri değilim ama sizi destekliyorum, yanınızdayım” diyor.
Görkem U.: Onur Haftası’nın ve yürüyüşün İstanbul için bir bayram havasında geçmesini istiyoruz, resmi olmayan bir bayram... Tüm şehri içine katmak istiyoruz. Çok da hızlı yol alıyoruz aslında; yaklaşık 12 yıl önce Onur Yürüyüşü yapıldığı zaman 50 kişi bir basın açıklaması yapıyordu sadece. Şimdi 50 binin üzerinde insanın katıldığı bir şey oldu. İnsanların heyecan duyarak hazırlandığı bir gün.
Nasıl hazırlıklar yapılıyor?
Görkem U.: Birkaç gün önceden hazırlanmaya başlıyorlar, kostümlerini seçiyorlar. Sosyal medya sitelerinde fotoğraf paylaşıyorlar, tweet atıyorlar. Bu yıl hazırlıklarımızı 100 bin kişiye göre yapıyoruz. Çok büyük bir şehir burası. 1 milyon kişiyi içine katmak istiyoruz. Bu bir bayram olmalı. Bir bayram günü ya da yılbaşında ne giyeceğine karar verirsin birkaç gün önceden, heyecan duymaya başlarsın, çok iyi vakit geçireceğini, arkadaşlarını, sevdiklerini göreceğini bilirsin...
Şevval K.: Dünyanın birçok şehrinde böyle kutlanıyor. Şehrin tamamının angaje olduğu, askeri müzelerin bile gönderine gökkuşağı bayrağı çektiği yerler var. Mesela Stockholm, İtalya... Şehrin tamamının eğlenmek için, mutluluk için, özgürlük için bir araya geldiği bir etkinlik.
Görkem U.: İstanbul’un en büyük yıllık etkinliklerinden biri oldu. İstanbul’un en büyük partisini veriyoruz, siz de gelin katılın diyoruz.
Sloganlar belli mi şimdiden?
Şevval K.: Slogan atölyesi yapıyoruz ama genelde en çok tutan sloganlar spontane olarak o gün icat edilenler oluyor. Mesela “Nerdesin aşkım? Burdayım aşkım” o gün çıktı ve fenomene dönüştü.
Görkem U.: İnsanları dans ettiren, gaza getiren sloganlar seviliyor.
Şevval K.: Biraz sıkıldık o sosyalist sloganlardan “na na na na na na...” Bizim içimizde de sosyalist hareketin içinden gelenler, antikapitalistler de var. Ama o sosyalist janrı biraz atmak istiyoruz üzerimizden. Biraz kızıyorlar da bize. “Faşizme karşı bacak omuza” diye slogan attığımız ilk sene Trans Onur Haftası’nda Alperenler bize saldırdı! Neyse ki kimse yara almadı.
Ramazanın ikinci gününe denk geliyor. Bu yüzden tepki doğabileceğini düşünüyor musunuz?
Görkem U.: Düşünmüyoruz. Çünkü her yıl Onur Haftası’na bir tepki oluyor Radikal muhafazakâr çevrelerden. Örneğin geçen yaklaşık 100 dernek bir araya gelip bir basın açıklaması yaptı. Onur Yürüyüşü’nün televizyonda yer almasına karşı olduklarını belirttiler.
Şevval K.: Aralarında Konya Akide Şekeri Derneği de vardı!
Görkem U.: Zaten her yıl oluyor tepki. Ramazan olduğu için de bu sefer o bahane edilecek.
Şevval K.: Birbirini seven iki erkeğin “Lütfen bizi öldürmeyin” pankartıyla yürümesini ramazan diye ahlaksız addeden grubun ahlaki algısını sorgulamak gerekiyor.
Bu konuyu köşesine taşıyan yazarlar oldu “Ramazanda Onur Yürüyüşü olur mu” diye?
Şevval K.: Biz de toplantıda seks işçiliği yapan trans arkadaşlarla konuştuk benzer bir konuyu. Seks işçiliği yapan transların hassasiyetleri vardır bizim bilmediğimiz: Asker uğurlamalarında, büyük maç günleri çalışmazlar, saldırı olur... Aç da olsalar o gün çalışmazlar. Ramazanda, kandilde çalışmazlar. Onlardan da yürüyüş öne alınsın diye öneri geldi. Ama konuşuldu ve vazgeçildi.
Hormonlu domates ödüllerinin de 10’uncu yılı...
Görkem U.: Erman Toroğlu programında “Çocuklarınıza hormonlu domates yedirmeyin, eşcinsel olurlar” dedi. Bu sözden yola çıkarak başladı ödüller. Hülya Avşar, Okan Bayülgen, TSK, Esra Erol, Aliye Kavaf, Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek gibi isimler aldı şimdiye kadar. Oylar prideistanbul.org’dan verilebiliyor.
Şevval K.: Seks işçiliği konusundaki korkunç açıklamaları nedeniyle BDP Gençlik Kolları, “Toplum eşcinsel belediye başkanına hazır değil” dediği için Kemal Kılıçdaroğlu, LGBTİ aktivistine attığı bir tweet’ten dolayı dava açan Recep Tayyip Erdoğan, Yeditepe, Gaziantep, Mardin üniversiteleri, Osman Sınav adaylar arasında.
Geziden sonra çok da ummadığımız yerlerden LGBTİ oluşumları haberleri geldi...
Şevval K.: Gezi’yle birlikte kendimizi eleştirme şansımız da oldu; fazla politize olmuşuz, dilimiz değişmiş; heteroseksist, patriyarkal sistem derken buluverdik kendimizi. 20 yaşında, Beylikdüzü’nden gelen, politize olmamış bir arkadaş bunu anlayamayabiliyor doğal olarak. Geziyle birlikte birçok LGBTİ örgütlenme cesareti buldu. Hewi LGBTİ mesela, LGBTİ Kürt insiyatifi.
Ferhat Yıldız: Gezi sonrası Malatya’da dernek açıldı, Trabzon’da Mor Balık diye bir inisiyatif oluştu. Dersim LGBTİ kuruldu, Mersin örgüttü, dernekleşti, Diyarbakır’daki Hebun oluşumu dernekleşti. Kars LGBTİ örgütü oluştu.
Görkem U.: İzmir ve Antalya’da Onur Yürüyüşü yapılmaya başlandı geçen sene. Bu sene Malatya’da da olacak.
Bu şehirler İstanbul’a kıyasla daha muhafazakar. Orada LGBTİ örgütlenmesi çok daha zordur...
Ferhat Y.: 27 Haziran Cuma günü Anadolu yerel örgütler LGBTİ paneli var. Ben panelin sorumlusuyum. Neler olup bittiğini ilk ağızdan öğrenmek için çok iyi bir fırsat olacak.
Trans Danışma Merkezi Derneği kurucu üyesi Barış Sulu anlatıyor:
“LGBTİ denince birçok kişinin kafasında bir şey oluşmuyor. Harfleri lezbiyen, gay, biseksüel, trans, interseks diye açınca da suratlar önce bir düşüyor sonra meraklı bakışlarla sorgulama başlıyor. Bir söyleşiye gittiğim zaman önce cinsel yönelim nedir, cinsiyet kimliği nedir, tek tek harfler neye işaret eder anlatıyorum. İlk soruyu yanıtlamazsanız derdinizi anlatamazsınız. Kısaca derdimiz büyük, her harfin kendine göre büyük sorunları var ve bu sorunların çözümleri için tek tek odaklanmak gerekiyor. Trans Onur Yürüyüşü’nün ayrı düzenleniyor olması trans bireylerin yaşam haklarına, çalışma hayatına katılamamalarına, hizmet satın alamamalarına, eğitim ve sağlık kurumlarında yaşadıkları ayrımcılıklara, cinsiyet geçiş sürecindeki ayrımcı uygulamalara dikkat çekmek için. Trans Danışma Merkezi Derneği (T-Der) olarak biz de yürüyüşte olacağız. Her türlü sorunuz için (0312) 232 38 58’den ve [email protected]’dan bize ulaşabilirsiniz.”
23 HAZİRAN PAZARTESİ
Film gösterimi ve söyleşi: “Dikkat Okulda Trans Var!”, Lambdaistanbul, 13.30
Panel: LGBTİ Mahpuslar, Fransız Kültür Merkezi, 15.00
Panel: Direniş Yöntemi; Belgesel sinema, Fransız Kültür Merkezi, 17.00
Panel: Türkiye’de LGBTİ Bireylerin Ebeveyn Olması Yasal / Toplumsal Olarak Mümkün (mü?), Fransız Kültür Merkezi, 19.00
Tiyatro: “Garaj”, Tiyatro Kraft, 21.00
Tango gecesi: Queer Milanga, Şarlo Cafe&Pub, 21.30
24 HAZİRAN SALI
Panel: Temas, Fransız Kültür Merkezi, 13.00
Forum: Dirsek Teması, Fransız Kültür Merkezi, 15.00
Panel: Müslüman ve LGBTİ Varoluşları Bir Arada Düşünmek, Fransız Kültür Merkezi, 17.30
Film gösterimi: “Mavi En Sıcak Renktir”, Fransız Kültür Merkezi, 18.30
Film gösterimi: “Voltrans”, Şarlo Cafe&Pub, 20.00
25 HAZİRAN ÇARŞAMBA
Panel: Yerel Yönetimler: siyaset ve LGBTİ /LKM, Levent Kültür Merkezi, 13.00
Panel: Engelli LGBTİ, Levent Kültür Merkezi, 15.00
Atölye: HIV/AIDS Değil Önyargı Öldürür, Lambdaistanbul Kültür Merkezi, 17.00
Sohbet: Tea&talk hour, Lambdaistanbul Kültür Merkezi, 19.00
Tören: Hormonlu Domates Ödül Töreni, Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi, 20.00
Parti: Hormonlu Domates Partisi,
Neo Club, 23.00
26 HAZİRAN PERŞEMBE
Atölye: Polimer Kil- Kendi Takını Kendin Yap!, Komşu Kafe, 13.00
Panel: Türkiye’de İnterseks Olmak, Cezayir Salonu, 15.00
Sergi Forum: Queer Sanat Forum, 17.00 (yer internet üzerinden bildirilecek)
Panel: Kampüste LGBT Yaşamı: Türkiye Ve Yurtdışından Perspektifler, Studio-X, 18.30
Tiyatro: Kadınlar, Aşklar, Şarkılar, 21.00 (yer internet üzerinden bildirilecek)
Gösteri: Kabiliyet Düşmanı LGBTİ ve LGBTİ-Dostları, Hollanda Şapeli, 21.00
27 HAZİRAN CUMA
Atölye: Ayı Kadınlar, Cezayir Salonu, 13.00
Panel: Anadolu LGBTİ Yerel Örgütler, Cezayir Salonu, 14.00
Panel: Eğitimde Heteroseksizm, Cezayir Salonu, 17.00
Panel: Seks İşçiliği, Cezayir Salonu, 19.00
Film Gösterimi: “Penny Arcade”, 21.00 (yer internet üzerinden bildirilecek)
28 HAZİRAN CUMARTESİ
Piknik: Maçka Parkı, 13.00
Atölye Park: Direnişte Ayakta Kalmak, Maçka Parkı, 14.00
Atölye Park: Sosyal Medya, Maçka Parkı, 15.00
Atölye: Lolipop Çakma Atölyesi, Lambdaistanbul Kültür Merkezi, 17.30
Panel: Balkanlar’ın Onur Yürüyüşü Deneyimleri, Cezayir Salonu, 18.00
Film Gösterimi: “Savage Grace”, Cezayir Salonu, 20.00
Tiyatro: “Örümcek Kadının Öpücüğü”, Sahne Hâl, 21.00.
29 HAZİRAN PAZAR
22. İstanbul LGBTİ Onur Yürüyüşü, Taksim Meydanı, 17.00
Yaklaşık bir yıldır LGBT mücadelesine dahil olan İ’yi (interseks) Görkem Ulumeriç anlatıyor:
“Bilim camiasında hermafrodit, halk arasında çift cinsiyetli, erdişi gibi isimlerle adlandırılan, biyolojik cinsiyet farklılıkları bulunan bireyleri anlatıyor. İnterseks bireyler kimi ülkelerde resmi statü kazandı ancak Türkiye’de bu mücadele son birkaç yıldır var. Her 2 bin doğumdan birinde bir interseks bebek dünyaya geliyor. Türkiye’deki interseks bireyler “sağlığa zarar verici acil tıbbi durum olmadıkça reşit olana dek beden bütünlüklerine dokunulmaması, cerrahi müdahale uygulanmaması” ve “interseks bireylere yönelik önyargıların kaldırılması” gibi taleplerle örgütlenmeye başladılar. İnterseks bir birey kadın ya da erkek olarak yaşamayı seçebilir veya kendi biyolojik varoluşunu yaşamak isteyebilir.”
© Tüm hakları saklıdır.