-LEONARDO DA VİNCİ MATEMATİKTE ÇOK KÖTÜYMÜŞ ANKARA (A.A) - 11.09.2010 - Matematik ve fizik gibi alanlardan çağına yön vermiş liderlere, sanata damgasını vurmuş isimlerden gündelik yaşamın vazgeçilmezlerini bulan mucitlere kadar tarihe geçen kişilerin sıradışı özellikleri, ''Nasıl Bilirdiniz?-Tarihsel Şahsiyetlerin Sıradışı Özellikleri'' adlı kitapta toplandı. ''Cahillikler Kitabı''nın yazarı John Lloyd ile John Mitchinson'ın kaleme aldığı kitap, tanınmış isimlerin bilinmeyenlerine ışık tutuyor. Farklı dallardan 38 kişiye ilişkin ilginç ip uçlarına yer verilen kitapta toplanan şaşırtıcı gerçeklerden bazıları şöyle: -Leonardo Da Vinci: Rönesans döneminde sanatta ve bilimde üstün çalışmaları bulunan Da Vinci, zekiydi, ancak yanılmaz da değildi. Sıklıkla iddia edildiğinin aksine makas, helikopter ya da teleskobu da icat etmedi. Matematikte çok kötü olan Leonardo Da Vinci, temel geometriyi ise ancak öğrenebildi. Aritmetik hesapları çoğu kez yanlış olan dahinin gözlemlerinin bir çoğu da zamanla çürütüldü. Ay yüzeyinin suyla kaplı olduğunu ve bu sayede güneş ışığını yansıttığı, semenderin sindirim organlarından yoksun olduğu ve ateş yiyerek beslendiği kanısındaydı. Bütün bunlara rağmen çağının fersah fersah ilerisindeki Leonardo Da Vinci'nin defterleri ve içindeki devrimci görüşler, ancak 19. yüzyılda tam manasıyla çözebildi. O bir dehaydı, tıpkı Kral I. Francis'in dediği gibi; ''Dünyaya Leonardo kadar bilgili bir adam hiç gelmedi''... -Hans Christian Andersen: Babası Hans'ı 11 yaşındayken kaybeden ünlü masalcı, sefalet içinde büyüdü. Fakirliğinin yanı sıra ilk gençlik yıllarında da sürekli aşağılanan Andersen, zengin, ama yalnız olduğu yıllarda da sıkıntılı günler yaşadı. Masalları tam 150 dile çevrilen çocukların sevgilisi Andersen, çocukluğundaki ve yaşamı boyunca süren mutsuz yaşamını belki de ''masallarla'' unutmak istiyordu. Belki de ''Çirkin Ördek Yavrusu'' ya da ''Küçük Denizkızı'' masallarındaki gerçek kişi oydu. -Cengiz Han: Çocukken ''Temuçin-Demirden Kişi'' olarak anılan hükümdarın sanılanın aksine adı değil unvanıydı ''Cengiz Han''. Küçükken klan reisi olan babasının zehirlenmesi nedeniyle reisliği üstlenen, ancak alaya alınan Temuçin, 12 yaşındayken üvey kardeşlerinden birini öldürerek gerçek bir lider olduğunu gösterdi. Çok genç yaşta evlenen, ancak karısı Börte vahşi Merkit kabilesince kaçırılıp tecavüze uğrayan Temuçin'in bu başına gelenler, onun güçlü imparatorluğunun belki de temellerini attı. İlerleyen yıllarda Çin'in Büyük Okyanus kıyısından Macaristan'a kadar uzanan Moğol İmparatorluğunun hakimi olan Cengiz Han, Moğollarda adet olduğu üzere işaretsiz bir mezara gömüldü ve cenaze alayının geçtiği yerlerde tek bir kişi bile sağ bırakılmadı. Oğulları, ileride yerini bulabilmek için sütten kesilmemiş bir deveyi annesinin gözü önünde kurban ederek babalarının mezarına koydu. Dişi deve ise yavrusunu görmek için sürekli mezara döndüğünden kabrin yerini sadece o biliyordu. Ancak yaşlanan devenin de ölmesiyle mezarla ilgili tüm bilgiler de yok oldu. -John Harvey Kellogg: Sürekli olarak ''sade yiyeceklerle yetinin'' sloganı üzerinde duran Kellogg, yulaf ezmesi ve patatese dayalı bir diyeti gençliğinden itibaren sürdürdü. Günde 3 kez bağırsakları açan basit yiyecekler geliştirmeye yönelen Kellogg, bu deneylerden granola ve zamanla dünyanın en popüler kahvaltı gevreğine dönüşecek olan Kellogg mısır gevreğini icat etti. -Florence Nightingale: Elinde lambasıyla ''şifa veren melek'' olarak tanınan Nightingale, yaşamının yarısını hemşire olarak değil ''hasta'' olarak geçirdi. Mayfair şehrindeki dairesinde epeyce süre yatalak halde kalan Nightingale, 90 yaşındayken uykusunda hayata veda etti. -Yunanistan Kralı I. Aleksandros: I. Konstantinos'un ikinci oğlu ve İngiliz kraliyet ailesinden Edinburgh Dükünün birinci kuşaktan kuzeni olan Kral, ilginç bir şekilde tahta veda etti. Tahttaki üçüncü yılında ''Fritz'' adlı köpeği babasının ev maymunlarından ikisinin saldırısına uğrayan kral, köpeğini savunmaya çalışırken maymunlarca ağır biçimde hırpalandı ve kısa süre sonra kan zehirlenmesinden öldü. -Nikola Tesla: ''20. yüzyılı yaratan adam'' olarak da tanınan Tesla, alternatif akım, uzaktan radyo kontrolü, dünya çapında telsiz ve dünyanın en güçlü vericisinin mucidiydi. Yaşamını bilime adadığı için kadınlarla ilgilenemeyen ve evliliği kendine göre bulmayan deha, ölümünden bir süre önce penceresine konan bir güvercine bağlandı. Yaşamı boyunca bilim dışında sadece bu güvercinle ilgilenen Tesla, ''O güvercin ölünce hayatımdan bir şey uçup gitti. O zamana kadar programım ne kadar iddialı olursa olsun çalışmalarımı tamamlayacağımı kesin bilirdim. Ama o hayatımdan uçup gidince bu dünyadaki işimin bittiğini anladım'' demişti. Nitekim Tesla, birkaç hafta içinde yaşama gözlerini yumdu. -Karl Marx: Bütün Avrupa tarihindeki en ünlü haham ailelerinden birinden gelen bir Alman Yahudi ailesinin üyesi olan Karl Marx, 1849 yılından itibaren ağır bir yoksulluk yaşadı. Sırtında büyük yara ve çıbanlar olan Marx, ''Kapital-Das Kapital''in büyük bölümünü de ayakta yazmak zorunda kaldı. Kapitalizmin tarihi yazan Marksizm'in babası, ''kapitalsiz'' bir bilgeydi. -Sigmund Freud: Zorlu bir çocukluk yaşayanlardan biri de Freud idi. İnsan psikolojisini cinselliğe indirgediği için sürekli eleştirilen Freud'un en şaşırtıcı özelliği ise evlenene kadar hiç kimseyle birlikte olmamasıydı. -Salvador Dali: Saygın bir avukat ve katı bir disiplin meraklısı olan babasına inat olarak 8 yaşına kadar kasıtlı olarak yatağını ıslatan Dali'nin babasıyla olan gergin ilişkisi 17 yaşındayken annesini kaybetmesiyle daha da bozuldu. Annesinin ölümünü, ''Hayatımda yediğim en büyük darbe'' diye nitelendiren Dali, bir resminin kabataslak çizilmiş görüntüsüne şöyle yazmıştı: ''Bazen annemin portresine zevkle tükürürüm''...