T24- İsrail basını, pazartesi günü Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırıda baş sorumlunun İsrail hükümeti olduğunu belirtti.
Jerusalem Post gazetesinde Larry Derfner imzalı, "Kafesi Sallamak: Ülkemi suçluyorum" başlığıyla yayımlanan yazıda İsrail hükümeti eleştirilerek, "Mavi Marmara'dakilerin İsrail askerlerine saldırma hakkının bulunduğu" belirtildi.
Olayların bu noktaya gelmesinin bir sorumlusunun da Avigdor Lieberman gibi, İsrail yanlısı yazarlarca bile "neonazi" olarak nitelenen bir kişiyi dışişleri bakanlığı görevine getiren İsrail halkı olduğunun ifade edildiği yazıda, bunun, İsrail halkının geçmişte yaptığı pek çok hatanın tekrarı olduğu belirtildi.
"Gazze halkının İsrail halkından daha az insan olmadığı, onların da kendi karasularını ve hava sahasını da içine alan, kendi meşru sınırları içinde egemen olma hakkının bulunduğu" kaydedilen yazıda, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırmasının yanlış olduğu vurgulandı. Yazıda, "Gazzelilerin yaptıkları ve inandıkları hiçbir şeyin veya seçimle iş başına getirdikleri hiçbir yönetimin, İsrail'e Gazze'yi kontrol etme ve Gazzelileri kovma hakkı vermediği" belirtildi.
Filistin ve İsrailliler arasında süren 130 yıllık ihtilafta her iki tarafın da pek çok suç işlediği görüşü dile getirilen yazıda, ulusların işledikleri suçların, bu ulusların özgür olma hakkını elinden alamayacağı kaydedildi.
"Mavi Marmara gemisini gönderen organizatör örgüt İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Hamas ve cihat yanlısı bir örgüt olduğu yönünde İsrail ve Batı basınında yer alan haberlerin doğruluğunun şüphe götürmez olduğu" ifade edilen yazıda, buna rağmen bu insanların haklı bir davayı savunduğu ifade edildi.
KABUL EDİLMESİ ZOR AMA HAKLARIYDI
"Kabul edilmesi zor olan şey ise Mavi Marmara'dakilerin bizim askerlerimize saldırma hakkının bulunmasıydı" denilen yazıda, şunlar belirtildi:
"Komandolarımızı, bu insanları öldürdükleri için suçlamıyorum. Onlar kendilerini savunuyorlardı. Ben öncelikle kendi hükümetimi, onları bu gemiye gönderdiği için suçluyorum. Ve ben, ölümler ve yaralanmalar, her iki taraftan da dökülen kanlar nedeniyle ülkemi suçluyorum. Bu kanlar, sonuçta, benim ülkemin başka bir ülkenin özgürlüğünü kabul etmemesi nedeniyle döküldü."
HAARETZ: "ÇIKIŞ STRATEJİSİ GAZZE'YE ABLUKAYI KALDIRMAK"
Haaretz gazetesinin baş makalesinde de "İsrail için krizden çıkış stratejisinin, başarısız olmuş bir politikayı sürdürmek yerine, Gazze'deki ablukayı kaldırmak olduğu" belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, "kendisini toparlayarak, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği baskın nedeniyle uğradığı zararı en aza indirmesi" çağrısında bulunulan yazıda, şunlar ifade edildi:
"Netanyahu-(Savunma Bakanı) Ehud Barak hükümeti Türk gemisi Mavi Marmara'ya yapılan ve 9 yolcunun ölümüyle sonuçlanan başarısız ele geçirmenin farkına hala varamadı. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun güvenlik kabinesinde önceki gün düzenlenen toplantıda, Gazze'ye uygulanan ablukanın devam edeceği ve İsrail'in Gazze'ye giden gemileri durdurmak için güç kullanacağını ilan etmiş olması, aptallığın halen devam ettiğini ve bu hafta yaşanan olaylardan hiçbir ders çıkarılmadığını gösteriyor."
"İsrail hükümetinin hareketinin BM Güvenlik Konseyi'nde, İran'a yeni yaptırım uygulanması için çaba gösteren ABD'nin işini zorlaştırmak, Filistinlilerle barış görüşmelerini zora sokmak, Netanyahu'nun görüşmelerde pazarlık gücünü zayıflatmak, Türkiye ile olan köklü ilişkileri bozmak suretiyle İsrail'in stratejik çıkarlarına zarar vermesine karşın, İsrail hükümetinin halen bunun farkında olmadığı" belirtilen yazıda, "bütün bunların yanı sıra İsrail'in turist ve ihracat anlaşmalarında kayıplara uğraması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı" uyarısında bulunuldu.
Başmakalenin sonunda şu ifadeye yer verildi:
''Netanyahu, bir yandan silah kaçakçılığına karşılık verecek bir strateji geliştirirken, bir yandan da (Gazze'ye yardım götüren gemilere yapılan müdahale sırasında) ne olduğunu soruşturacak bir komisyon kurmalı ve Gazze Şeridi'ndeki zararlı ve gereksiz ablukayı kaldırmalıdır. Devlet adamlığı, önemli olan ile önemi bulunmayanı birbirinden ayırma yeteneğiyle ölçülür. İsrail'i Hamas ve Hamas yanlılarıyla yapılan bu aptalca prestij mücadelesinin içine sokan Netanyahu ve Barak, şiddete yönelik ve zarar veren eylemlerin içine girerek, hata yaptılar. Onlar bu haftaki devlet adamlığı sınavından kaldılar."