-Laiklik yeniden yorumlanmalı İSTANBUL (A.A) - 13.10.2011 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün Türkiye'de laikliğin yeniden yorumlanması gerekliliğinin Türkiye'nin önemli bir konusu olduğunu belirterek, ''Biz bugün yeni bir anayasa çalışması içindeyiz. Bu yeni anayasada devletin temel nizamları denen, bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel ilkeleri olarak sayılan laiklik ve sosyal hukukun elbette bir devletin temelinde bulunması arzu edilir, istenir. Bunlardan korku duyulmaz'' dedi. Arınç, Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Acıbadem yerleşkesinde düzenlenen ''Din Devlet İlişkileri Sempozyumu''nda yaptığı konuşmada, toplumların statik değil dinamik kuruluşlar olduğunu belirtti. ''Bugün Türkiye'de laikliğin yeniden yorumlanması gereği konusu, Türkiye'nin önemli bir konusudur. Bu sosyal bir ihtiyaçtır'' diyen Arınç, şunları kaydetti: ''Biz duvardaki bir portre değiliz. Şurada duvarda bir portre olsaydı eminim, mesela Atatürk'ün ışıkla verilmiş, dikkat ederseniz hep aynı istikamete bakıyor. Başka bir fotoğraf da olabilirdi. O fotoğraf orada kaldığı müddetçe aynı istikamete bakacak. Ama toplumlar duvardaki bir portre değil. İnsanların ihtiyaçları geliştikçe, düşünceleri geliştikçe, anlayışları geliştikçe, dünyadaki birtakım teknolojik imkanlarla dünyayı tanımak mümkün oldukça, düşünceler elbette farklılaşabilir.'' Bu nedenle Türkiye'deki laiklik uygulamasının en fazla Fransa'ya benzediğinin söylendiğini, ama Fransa'daki laiklik uygulamalarının Türkiye'den çok farklı olduğunu dile getiren Arınç, ''Bazı ülkelerin anayasalarına bakarsanız önce Allah'ın ismiyle başlar. İkincisi kiliseyi gösterir. Kiliseye bağlılıktan bahseder. Kiliselerde nikah kıyılması konusu bugüne kadar hiç tartışılmadı. Tartışılmaması lazım. Bunlar bir taraftan toplumun gelenekleri, görenekleri, bir taraftan inancıdır. Bir taraftan sosyal imkanlar sebebiyle bu kullanılmaktadır. Ama Türkiye'de bunların hepsi tartışılıyor'' diye konuştu. Din gerçeğini bunlardan koparıp atmanın mümkün olmadığını kaydeden Arınç, ''Dinin dünyada işi ne diyenlere elbette katılmıyoruz. Din hayatın en büyük gerçeği. Bu Kıpti bir inançtır. İnanırsınız veya inanmazsınız. İnanmamak da bir inançtır aynı zamanda. Ben seni hor ve hakir görmem, seni bu inançsızlığından dolayı sorgulamam. Bu inançsızlığından dolayı, diyelim ki 'Ateistsin sen', 'sen şundan mahrumsun' diyemem. Sana insan olduğun için ve insanlığın temel hakkı bunu gerektirdiği için bu gözle bakmam gerekir'' diye konuştu.