Kültür-Sanat

Kutupların hiçbirine ait olmadan kendi yolumuza gidelim

Para yerine cam kırıklarını kullanan insanların ülkesiymiş Zamska.

21 Şubat 2009 02:00


Para yerine cam kırıklarını kullanan insanların ülkesiymiş Zamska. Gümboşların, şatapeynçlerin çaktığı, küçük dil hummasının herkesi korkuttuğu, olmayan bir ülkeymiş orası. Bulutsuzluk Özlemi, 25’inci yılında bu ülkeye gitmek, biri kahverengi biri mavi çorap giymek istermiş.

Rutinden, siyasetten bıkmış, bazen aynaya bakmaktan bile sıkılırmış. Sekiz yıl aradan sonra çıkardıkları yeni albümleri Zamska işte bunları anlatıyor. Türkiye’de rock müziğin öncüsü Bulutsuzluk Özlemi’nin kurucuları Nejat Yavaşoğulları ve Sina Koloğlu’yla konuştuk.

Sekiz yıldan sonra ilk defa bir stüdyo albümü çıkardınız. Niye bu kadar beklediniz?

Nejad Yavaşoğulları Geçimimizi hâlâ başka işler yaparak sağlıyoruz. Benim mimarlık bürom var, Sina gazetecilik yapıyor, basçımız Sunay’ın stüdyosu var. Kafalarımız müziğimizle meşgul olsa da fiziken kendimizi yüzde yüz bir albüm yapmaya veremiyoruz. Gecikmenin diğer nedeni grup içinde yaşadığımız problemlerdi. Kadro sürekli değişti. Tam albüm yapacağız, davulcumuz gitti. Tekrar toparlandık, gitaristimiz ayrıldı. Sonra yeni gelen davulcumuz da ayrıldı. Ambale olduk. Keşke bu kadar ara vermeseydik diye biz de düşündük. 

Gerçekten 25 yılda sadece siz ve Sina Koloğlu kaldı orijinal kadroda. Siz geçimsiz insanlar mısınız?

Sina Koloğlu Gruba katılan bazı arkadaşlar sadece müzikle hayatını kazanıyordu. Onları maddi olarak tam anlamıyla doyuramadık. Ayrıldılar. İkinci sebep de 10-20 yıldan sonra elemanlar arasında bir metal yorulması olması. O zaman başka projelere gireyim, solo albüm yapayım, kendi grubumu kurayım diyor, gidiyor. Yoksa öyle geçimsiz tipler değilizdir biz.

Nejad Yavaşoğulları Grubun en eski elemanları ikimiz olduğumuz için geçimsizliğin bizden çıktığı varsayılıyor ama bazen hiç öyle olmuyor. Davulcuyla basçı birbirine giriyor, ya da diyelim ki evleniyor, bir huysuzluk baş gösteriyor. Bazen egosuyla başa çıkamıyor, biz ne yapalım? Bir de ayrılan bazı arkadaşlarımız “Daha Bulutsuzluk Özlemi’nin yapacağı ne kaldı ki?” diye düşünmüş olabilir. Böyle düşünüp de ayrılanların hiçbiri istediği sonucu alamadı.

Albümün kartonetine bir şeyler çizmek tamamen Emre Senan’ın fikriydi. Önce öğrencileri denedi ama Emre sonuçtan memnun kalmadı, bekleyin hepsini ben çizeceğim dedi. Sonuç bu! Hep beraber o kadar beğendik ki anlatamam.

Son albümün adı Zamska... Hiçbir yerde bulamadım manasını, ne demek?

Nejad Yavaşoğulları Bulamazsın çünkü yok öyle bir şey. Hayali bir ülke, hikayesi de çok matrak: Mimarlığa başladığım ilk yıllarda ofisimizde çalışan bir Erol Abi vardı. Zamska onun kafasında yarattığı bir ülkeydi, para olarak cam kırıklarının kullanıldığı anti-kapitalist bir ülke. Her gün gelip o ülkede olanlarla ilgili hikayeler anlatırdı, kelimeler uydururdu. Nejat bak bugün Zamska’da gümboş olmuş! O ne abi? Gökgürültüsü yahu, derdi. Gümboştan sonra da şatapeynç çaktı Nejatcım, diye devam ederdi. O ne demek abi? Şimşek işte! Sonra birlikte, Zamska insanlarının korkulu rüyası, vebası ne olabilir diye düşündük. Küçük dil humması diye bir şey uydurduk. Bütün bu kelimeleri bir deftere yazmıştım, 17 yıl önce. Vakti şimdi geldi, şarkısını yaptım, albüme de adını verdik. 

Şarkıyı yaparken elinizi korkak alıştırmamışsınız, 8 dakika sürüyor?

NY Evet cesur davrandık, çünkü çok sinematografik bir parça, böyle olması gerekiyordu. Bu kadar uzun parça hangi radyoda çalınır bilmiyorum valla. Ama böyle şeyleri hiç düşünmedik biz zaten. Bugünlere ne satar, ne popülerdir diye bakmamakla geldik. Bu arada fan sitesinde filan da en çok bu şarkının beğenildiğini söylemek isterim. 

Bu albüm daha çok insan ruhundaki değişimlerle, bireysellikle ilgili değil mi?

NY Evet, albümün geneline yayılan bir gitme hissi var. Zamska’da, Yürüyoruz Kaldırımda’da, Evrenden Geçerken’de de var gitme kavramı. Sembolik bir gitme bu, başka bir dünyanın mümkün olabileceğine hâlâ inanmak ve oraya gitmek istemek. Bu hisler içindeyiz.

O MİTİNGE KATILDIĞIMIZ ZAMAN ERGENEKON MU VARDI

Bu albümde öyle alıştığımız siyasi sözler yok bu sefer...

Sina Koloğlu Siyasi görüşlerimiz öne çıktığı için üstümüze bir yafta yapıştırıldı; hâlâ bazı insanlar Acil Demokrasi gibi şarkılar yapmamızı istiyor. Ama yaptık zaten o şarkıyı. “Sevgilimi almışım koluma geziyorum” ya da “Çorabımın biri kahverengi biri mavi” yazmışız diye bazı fanlar çok garipsedi bu albümü. Yahu niye olmasın? Bu albümde de bireyle ilgileniyoruz, insanın iç dünyasında olup bitene kafayı takmışız, olamaz mı?

Nejad Yavaşoğulları Geçen gün birisi bana “One minute” diye şarkı yapsana diyor, istemiyorum, içimden gelmiyor. Siyasetle ilgili yazmadığımız ne kaldı ki? Bu albümde kendimizi tekrar etmek istemedik. Hem de şu dönem siyasetle ilgili her şeyin boku çıktı. Bu ortamda ben ne diyeyim? Bu kutupların hiçbirine ait olmadan kendi yolumuza gidelim biz. 

Cumhuriyet mitinglerinde konser vermeniz eleştirildiği için mi böyle diyorsunuz?

Sina Koloğlu Biz o konsere çıktığımız zaman Ergenekon mu vardı? O zaman o mitinglerde her kesimden insan yürüdü barış içinde. Biz de o anda o hareketin doğru olduğuna inandık.
Nejad Yavaşoğulları Benim tasvip etmediğim bir hükümetle yönetiliyoruz. Bu hükümetin ülkeyi geri dönülemeyecek noktalara götüreceğini düşünüyorum, o mitinge katılmamızın sebebi oydu. Buna benzer mitingler Avusturya’da Haider iktidardayken oldu ve sonunda adamı istifa ettirdiler. Kimse de o mitinglere ne kadar antidemokratikti demedi. Biz de halkın kitlesel tepkisine katıldık. Emekli öğretmeninden üniversite öğrencisine, DİSK’ten TKP’ye kadar yüzbinlerce insanın yürüdüğü bir mitingde kim darbeci, kim değil bunun hesabını mı yapacağız. Biz hükümete karşı bir grup olarak oradaydık.

O mitinglerin düzenleyicilerinden bazıları şimdi Ergenekon sanığı olarak içeride. Bu bilgiyle dönüp baktığınızda o mitinge katılır mıydınız?

NY Ee herhalde katılmazdık. Mitinge katılan bu büyük kitleyi ve bizi kullanarak darbe yaptırmayı amaçlayan bir çetenin oyununa gelmek kesinlikle kabul etmeyeceğimiz bir şey. Ama böyle bir ilişki de henüz kanıtlanmış değil. Zaten artık her şey o kadar karıştı ki önüme gelen hiçbir kampanyaya katılmayacağım, hiçbir bildiriye de imza atmayacağım. Çünkü herkes her şeyi kendine yontmaya çalışıyor. Ben artık bu elektriğe girmek istemiyorum.

SK Yok yeter artık kategorize edilmekten bıktık, bu albümde güncel politika yok, biz müzik yapıyoruz