T24 - Taraf gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, "Kürtlerin çocuklarıyla annemiz onlarla konuşmamızı yasakladığı için köylerinin neden yakıldığına uzanan sohbetler edemedik" dedi.
Oğur'un Taraf'ta "Kürtlerin Ertürk Yöndemleri" başlığıyla yayımlanan bugünkü (6 Eylül 2011) yazısı şöyle:
Bir zamanlar Türklerin Ertürk Yöndemleri vardı. En yeteneklisi, en profesyoneli, en apoletlisi o olduğu için değil, en perde önünde kalmış olanı, en aculü, en yeteneksizi o olduğu için Ertürk Yöndem’in şahsında tecessüm ediyor o yöntem.
Yoksa işlerinin tam adı şuydu: Gerçek bükücülük. İş tanımları da şöyle yapılabilirdi: Gerçeği eğip bükmek, boku süslemek, katilin silahını silmek, olay mahallini temizlemek, beynimize masaj yapmak, vicdanlarımızın saçını kabartmak...
Türklerin vijdan kuaförleriydi onlar
Biz Türkler o yıllarda Diyarbakır’da, Batman’da, Hakkâri’de olan biteni Anadolu’dan Görünüm’de bir asker tüfeğinin merceğinden göründüğü kadar gördük, Perde Arkası’nda hakikat bir perdenin arkasında kaldı hep.
Perdenin önünde ise Türk olduklarını haykıran, devletine bağlı Kürtler, dizi dizi dizilmiş PKK’lı cesetleri, devletin şefkatli kollarına koşup gelmiş yüzü mozaikli itirafçılar vardı.
Abdullah Öcalan’ın gerçek adı Agop Agopyan’dı, etkisiz hale getirilen PKK’lıların çoğu da sünnetsiz. Kürtler PKK’dan nefret ettiği için ancak dış güçlerin oyunu olabilirdi bu üç beş çapulcu. Kürt Sorunu diyen vatan hainleriyle mahkemelerde, çocuklarının cesedini arayan annelerle ancak cumartesileri Galatasaray Lisesi önünde polis tarafından zorla dağıtılırken karşılaştık.
90’ların ortasında birden bire arka mahallemize taşınan Kürtlerin çocuklarıyla da annemiz onlarla konuşmamızı yasakladığı için köylerinin neden yakıldığına uzanan sohbetler edemedik. Kürtlerin çocuklarıyla da annemiz onlarla konuşmamızı yasakladığı için köylerinin neden yakıldığına uzanan sohbetler edemedik.