Politika

Kürsüde Başbakan, çatıda eylem!

Başbakan Erdoğan Niğde'de konuşurken krizin vurduğu süt üreticileri de miting alanında bir binanın çatısında pankart açtı.

12 Mart 2009 02:00

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Niğde'de partisinin düzenlediği mitingde konuştu. Başbakan konuşurken krizin vurduğu süt üreticileri de miting alanında bir binanın çatısında pankart açtı. Pankart, korumalar tarafından hemen kaldırıldı.

Erdoğan "Türkiye'nin, hukuksuzluğun, çetelerin cirit attığı bir yer haline  getirilmeye çalışıldığını" ifade ederek şunları söyledi:

"Çeteler, mafya, karanlık güç örgütleri, karanlık suç örgütleri millete rağmen, milleti hiçe sayarak, yok sayarak, demokrasiyi, millet egemenliğini çiğneyerek, karanlık işler yürütüyorlardı. Bütün bu karanlık ilişkiler artık gün yüzüne çıkıyor. Tam bir kararlılık içinde çetelerle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Varsın ana muhalefet partisi lideri bunların avukatlığına
soyunsun. Varsın ana muhalefet partisinin yandaş medyası bunları görmezden gelsin, saklasın, üzerini örtsün. Var gücümüzle Türkiye'yi karanlıktan aydınlığa taşımaya devam edeceğiz."

"Biz geldik çark bozuldu"

Kendilerinden önceki yönetimlerin Türkiye'nin zenginliklerini boşa harcadığını ifade eden Erdoğan, "Şimdi anlıyoruz ki istediklerini bu ülkedeiktidar yaptılar, istediklerini iktidardan devirdiler. Çok partili hayata geçtiğimizden bu yana Türkiye'de bir iktidar ortalama 16 ay iktidarda kaldı. Biz geldik ilk defa bu çark bozuldu. İş bilenin kılıç kuşananın" dedi.

"Baykal ahlakımızı bozuyormuş"

Erdoğan, AKP'nin ne kadar oy alacağına milletin karar vereceğini belirterek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, "Sen ne alacaksın, onu söyle" diye seslendi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar koltuğa öyle yapıştı ki, bırakmıyorlar koltuğu. Koltuk onları bırakıyor, onlar koltuğu bırakmıyor. Ben iddialı bir şekilde diyorum ki; eğer benim partim birinci parti olmazsa ben siyaseti bırakacağım. Ama Sayın Baykal sen birinci olamazsan siyaseti bırakmaya var mısın? Ne istiyorum biliyor musun? Bu millet de Sayın Baykal'dan kurtulsun, Halk Partisi de bundan kurtulsun. Çünkü iftira, çamur bunların mesleği haline geldi. Son zamanlarda Sayın Baykal, şunları söylemeye başladı; 'Hükümet telefonlarımızı dinliyor. Millet isterse telefondan
hükümete küfür eder, hakaret eder'. Çok daha ileri gidiyor, şunu söylüyor; 'ağız tadıyla birbirimize küfür edemiyoruz' diyor. Bir siyasi partinin lideri bu ifadeleri kullanır mı? Bunun bu toplumun ahlak değerleriyle uzaktan yakından alakası var mı? Yaş 70 olmuş söylediği lafa bak. Sayın Baykal çocuklarımıza kötü örnek oluyorsun, topluma kötü örnek oluyorsun. Bunları söyleyeceksen gece 12'den sonra ya da şifreli kanallardan söyle. Meydanlarda söyleme. Çocuklarımızın ahlakını bozuyorsun. Ayıp oluyor."

Başbakan Erdoğan, ülkenin gerçek sahibinin artık millet olduğunu dile getirerek, "Bu ülkede artık millet ne derse o olur. Bu ülkede artık hükümetleri çeteler değil, menfaat şebekeleri değil, medya değil, demokrasi dışı odaklardeğil, bizzat milletim kurar" dedi.

Erdoğan, hukuk devleti mücadelesini demokrasi ve hukuk içinde kararlılıkla ve bıkmadan sürdüreceklerini vurguladı.

"Krizi, AKP'ye yıkma peşindelir"

Küresel mali krize de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çeşitli bahanelerle 6.5 yıldır AKP'yi iktidardan uzaklaştırmaya çalıştılar. Birçok oyun oynadılar. 6.5 yıl boyunca ellerini ovuşturarak kriz beklediler. Hatta kriz duasına çıktılar. Bugün tüm dünyayı ağır şekilde etkileyen finans krizi yaşanıyor. Şu ana kadar krize karşı dünya genelinde 14 trilyon dolarlık önlem alındı ama krizin ateşi oralarda sönmedi.

Bizdekiler ne yapıyor? Ana muhalefet partisi, yavru muhalefet, diğerleri, onların yandaş medyası, krizin ABD'de çıktığı ilk günden beri milletimizin moralini bozmak için ülkeye karamsarlık pompalamak için var güçleriyle çalışıyorlar. Bütün mesailerini buna yoğunlaştırdılar. Türkiye kaybederse kaybetsin. 'Yeter ki bu krizi AKP'ye yıkalım' derdindeler. Miting meydanlarında, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, internette koro halinde moral bozmak için ellerinden ne geliyorsa onu yapıyorlar."

Muhalefetin sanayi üretimindeki düşüşü istismar etmeye başladığını anlatan Erdoğan, ihracat, sanayi üretimi ve dolar karşısında ulusal paranın değer kaybına ilişkin bazı ülkelerden örnekler verdi.

Erdoğan, 12 Eylül 2008'den bu yana ABD borsasının yüzde 41, Almanya borsasının yüzde 38 ve Tokyo borsasının yüzde 42, İstanbul borsasının yüzde 37 değer kaybettiğine dikkati çekerek, "Bu rakamları niye konuşmuyorsunuz? İşlerine gelmiyor. Bütün dünyada işsizlik yükseliyor, bütün dünyada büyüme yavaşlıyor, yatıyorlar kalkıyorlar Türkiye'yi konuşuyorlar. Bu malum çevreler bunu sanki Türkiye'nin kriziymiş gibi lanse ediyorlar" diye konuştu.

Moral, iyimserlik ve olumlu beklentinin ekonominin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirten Erdoğan, "Milletin huzurunu bozarsanız, milleti psikolojik olarak olumsuz havanın içine sokarsanız ülkeye ihanet etmiş olursunuz" dedi.

Olumsuz havadan esnaf, çiftçi, sanayici, üretici ve ihracatçının etkileneceğini ifade eden Erdoğan, "Bunu hiç umursamadılar ve sürekli moral bozmanın gayreti içinde oldular. Biz bunların kriz dönemlerinde neler yaptıklarını gördük" diye konuştu.

Küresel mali krizin, yüzyılın en büyük krizi olarak değerlendirildiğini belirten Erdoğan, "O krizlerde gemilerini batıranlar, şimdi bu krizde çıkmış bize akıl veriyor. Bu kadar aklınız vardı da o zaman niye kullanmadınız? Aklınız vardı da bankaları niye batırdınız? Sayın Bahçeli; döneminde 16 banka batırdın, o zaman neredeydin? Reçeteniz vardı da ülkenin ekonomisini niye dibe vurdurdunuz?" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin ekonomisi ve demokrasisiyle sağlam ve ideal bir ülke olduğunu dile getirerek, dünyanın bu krizi mutlaka aşacağını, Türkiye'nin de düzlüğe çıkacağını söyledi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, "Ana muhalefet partisi, diğerleri, onların yandaş medyası gemiyi batırma telaşı içinde. Gemi batarsa kazanırız zannediyorlar. Allah'ın izniyle bu gemi asla batmayacak ve yolunda kararlılıkla ilerleyecek. Geriye bunların sadece utancı kalacak" diye konuştu.