Hayvanların kistli organlarının çevreye rastgele atılmasının ölümlere yol açabilen hastalıklara neden olabildiği kaydedildi.
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alparslan Yıldırım, yaptığı açıklamada, halk arasında yeterince tanınmayan kist hidatik (echinococosis) hastalığının, köpeklerden diğer hayvanlara ve insanlara bulaşan bir hastalık olduğunu belirtti.
Hastalığın özellikle Kurban Bayramı sonrası dönemlerde artış gösterdiğini ifade eden Yıldırım, köpeklerin bağırsaklarında bulunan parazit yumurtalarından ortaya çıkan hastalığın, kurbanlık hayvanların atıklarının çevreye rastgele atılması nedeniyle yeniden köpeklere geçerek kısır döngü içine girdiğini vurguladı.
Hastalığın büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar vasıtasıyla köpeklere geçtiğini ve enfekte köpeklerin dışkısı ile atılan yumurtaların insanlara bulaşarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini ifade eden Yıldırım, hastalığın ortaya çıkışını şöyle özetledi:
"Köpeklerin ince bağırsaklarında bulunan echinococosis grubundaki parazitlerin yumurtaları, dışkı yoluyla dışarı atılıyor. Soğuk ve sıcağa karşı uzun süre dayanabilen bu yumurtalar, bulaştıkları çeşitli gıdalar kanalıyla, sindirim yoluyla veya havaya karışarak solunum yoluyla koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlara ve insanlara bulaşıyor. Yumurtalar, bu canlılarda belli bir dönem sonunda çeşitli organlarda kist hidatik ismi verilen larvaya dönüşüyor. Kurbanlık hayvanların özellikle karaciğer ve akciğer gibi kistli organlarının çevreye rastgele atılmasıyla bu larvaların tekrar köpeklere ulaşma yolu açılıyor. Böyle bir kısır döngü içinde hastalık insan sağlığını tehdit eder hale gelebiliyor."
Larvaların insan vücudunda daha çok akciğer ve karaciğere yerleştiğini hatırlatan Yıldırım, larvaların vücut içinde çeşitli organ ve dokulara tutunarak kist oluşturduğunu ve bu kistlerin yılda 3 santimetre çapına kadar büyüyebildiğini, uygun ortam bulan kistlerin çocuk başı büyüklüğüne kadar ulaşabildiğine dikkati çekti.
İnsan vücudunda bu şekilde oluşan kistlerin her zaman fark edilemediğini, fark edilmeyen kistlerin daha fazla büyüyebildiğini bildiren Yıldırım, larvaların akciğere yerleştiğinde solunum rahatsızlıklarına, karaciğere yerleştiğinde sarılık gibi hastalıklara, kalbe yerleştiğinde kalp hastalıklarına, beyine yerleştiğinde merkezi sinir sistemi bozukluklarına, kemik iliğine yerleştiğinde ise kemik kırıklarına bile neden olabileceğini vurguladı.
Tehlikeli ameliyatlar veya ölüm riski
Vücutta oluşan kistin bazı durumlarda dışarıdan alınan bir darbe, vurma, çarpma veya düşme gibi durumlara bağlı olarak patlayabildiğini kaydeden Yıldırım, bu durumda kist sıvısı ve parazitlerin larvalarının vücuda yayılarak şok oluşturduğunu ve ani ölümlere neden olabildiğini hatırlattı.
Özellikle büyümüş kistlerden kurtulmanın tek yolunun ameliyat olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Kurbanlık hayvanların enfekte organlarını yiyen köpeklerin dışkı ile çevreye yaydığı parazitler, ağız veya solunum yolu ile insanlara geçerek çeşitli organ ve dokularda kist oluşturup, riskli ameliyatlar veya ani ölümlere yol açıyor. Kistin alınması için yapılan ameliyatlar, kistin patlaması ve kist sıvısının vücut boşluğuna dökülmesi nedeniyle oldukça risklidir. Ameliyat yapılsa bile kistin delinmesi neticesinde vücuda yayılan kist sıvısı içindeki paraziter formlar vücut içinde değişik organ ve dokulara tutunarak kistin tekrar ortaya çıkmasın neden olabiliyor.
Hastalığa neden olan echinococcosis, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada geniş bir yayılışa sahiptir. Hastalık Türkiye'de de oldukça yaygın görülüp insan ve hayvan sağlığı açısından oluşturduğu tehlikenin yanı sıra önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır. 2001 yılında yapılan bir araştırmaya göre Portekiz'de 19, İsveç'te 8, İspanya'da 17, İrlanda'da 1 vaka görülürken, Türkiye'de yıllık ortalama 2 bin 663 kişide vaka
tespit edilmiştir."
Kayseri'de 1999-2004 yılları arasında hastane kayıtlarına göre 699 kişide kist olgusu saptandığını bildiren Yıldırım, Avrupa ülkelerine göre Türkiye'de çok daha fazla görülen bu hastalığın önlenmesi için insanların bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Hastalığın önlenmesi için kurban atıklarının çevreye rastgele atılmamasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Yıldırım, toprağa yüzeysel gömülen, çöplere veya çevreye gelişigüzel atılan atıkların da köpekler tarafından kolayca bulunabildiğini, bu nedenle hayvan kesimlerinin ancak veteriner hekimlerin gözetimindeki kurban kesim yerlerinde yapılması gerektiğini, enfekte organların yakma fırınlarında veya derin çukurlar açarak gömülmesi ve üzerlerine sönmemiş kireç gibi çeşitli kimyasal maddeler dökülerek imha edilebileceğini
sözlerine ekledi.
(AA)