Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Alerji ve Astım Ünitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Kalaycı, "İlk 5 yaş içinde pasif olarak sigara dumanıyla karşılaşan çocukların sigara dumanıyla karşılaşmayan aynı genetik yapıdaki çocuklara göre astım riski 4-5 kat daha fazla" dedi.
Prof. Dr. Kalaycı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, astımı belirleyen faktörlerden birinin genetik olduğunu, bu konuda çok ciddi araştırmalar yapıldığını söyledi.
Kendilerinin de genetik çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kalaycı, astım riskini belirleyecek veya beslenme alışkanlıklarını yönlendirecek genetik test bulunmadığını kaydetti.
Kalaycı, şu bilgileri verdi:
"Ülkemizde birçok çocuk pasif olarak sigara dumanıyla karşılaşıyor. Yeni yapılan bir çalışma şunu gösterdi, öyle genetik değişiklikler var ki astım için hiçbir risk oluşturmuyor. Ancak çocuklar hayatın erken dönemlerinde ilk 5 yaş içinde pasif olarak sigara dumanıyla karşılaşıyorsa, sigara dumanıyla karşılaşmayan aynı genetik yapıdaki çocuklara göre astım riskinin 4-5 kat arttığını gösterdik. Genetik yapımız, sigara dumanı gibi zararlı çevresel faktörlere verdiğimiz yanıtı önemli derecede etkiliyor. Bunun pratik uygulaması tüm çocukların sigara dumanından uzak tutulması, çünkü öyle riskler var ki bu çocukların astım olma ihtimalini 5 kat artırıyor."
Çocukları astımdan korumak için araştırmaların yoğun olarak sürdürüldüğüne işaret eden Kalaycı, "Henüz çocukları sigara dumanından korumanın dışında bunun için somut bir önerimiz yok. Sigara dumanından korumak astım gelişimini, hele bazı çocuklarda çok önemli ölçüde azaltabilir. Ama bunun dışında astım gelişme riskini azaltacak somut önlemlerimiz yok" dedi.
Astım tedavisi
Astım tedavisinin özellikle çocukluk çağında çok iyi yanıt verebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kalaycı, tedaviyle hastalığın çocukluk çağında yüzde 70-80 oranında alerjilerle birlikte ortadan kalkacağını söyledi.
Astım tedavisinde kullanılan kortizonlu ilaçların aileleri tedirgin etmemesi gerektiğini kaydeden Kalaycı, şöyle konuştu:
"Ailelerin kortizon korkusu haklı bir korkudur çünkü uzun süre yüksek dozda kullanıldığında gerçekten yan etkileri olan bir ilaçtır. Ama hem çocukluk hem de erişkinlik çağında bizim hedefimiz mümkün olan en az dozda ilaçla hastaları tedavi etmektir ve hemen hemen hastaların tümünde düşük dozda kortizon spreylerle hastalığı kontrol altına alabiliriz. Pratik olarak bizim kullandığımız dozda kortizonlu spreylerin bazı önlemler kullanıma eşlik ettiği zaman kesinlikle yan etkisi yoktur."
Prof. Dr. Kalaycı, ailesinde astım olan çocuklar ve erken bebeklik döneminde egzaması bulunan çocukların risk altında olduğunu sözlerine ekledi.