Gündem

Küçük İskender için veda töreni: "Sadece istediği yaşamaktı, yaşamak da yazmaktı"

"Daha yazacağımız çok fazla şiir, gideceğimiz çok konser, oynayacağımız çok oyun vardı..."

04 Temmuz 2019 13:03

Kansere yenik düşerek 55 yaşında hayatını kaybeden çağdaş şiirin önde gelen isimlerinden Küçük İskender adıyla tanınan Derman İskender Över için Akatlar Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Küçük İskender'in cenazesi daha sonra cenaze namazının kılındığı Ortaköy Büyük Mecidiye Camii’ne getirildi. 

Törene Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Ercan Karakaş, Gülten Kaya, Can Bonomo, Orhan Alkaya, Bedri Baykam, Ahmet Ümit, Yekta Kopan, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve dostları katıldı. Şairin tabutunun üzerine Fenerbahçe ve Kabataş Lisesi atkıları koyuldu. Küçük İskender'in yakınları şair ile ilgili konuşmalar yaptı.

Konuşma yapan Sarıyer Belediye Başkanı Genç, Küçük İskender'in, "Ben ölürsem" şiirini okuyarak sözlerine başladı. Genç, "Bizim Kabataşlılığın ötesinde yolumuz belediyemizin her yıl düzenlediği etkinliklerin iki yılında kesişti. O kocaman yürek, şiir teknesinin doldurduğu bine yakın insanla şiirlerini paylaştı, yani yaşamı paylaştı. Sevgili kardeşim yolun açık olsun" diye konuştu.

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da, "Bugün çok zor bir görev için buradayız. Küçük İskender'i kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyim. Yazamadığı daha yüzlerce eseri var, hepsinden mahrum kaldık. Ama bir yandan da iyi ki girmiş hayatımıza diyorum. Hem ruhumuza hem de kültür mirasımıza çok önemli katkılarda bulundu. Sadece bunun için kendisine şükran borçluyuz. Çok önemsiyoruz değerlerini yaşatacağız. Hepimiz gibi şairler de bu dünyadan göçer ama tek bir farkla. Onların eserleri onları ölümsüzleştirir. Tekrardan Küçük İskender'e Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

Orhan Alkaya: Bir daha yeni bir anımızın olmadığını bilmek kahredici.

Ardından sahneye çıkan şair, yazar ve tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya da, Küçük İskender için bir konuşma gerçekleştirdi. "Her ne kadar biliyorsak da, kendimizi hazırlamış da olsa öyle olmuyor işte. Bir daha yeni bir anımızın olmadığını bilmek kahredici. İskender yıldız antresi yapanlardandı" diye sözlerine başlayan Alkaya, şöyle konuştu:

"Riyasız bir adamdı; bir riya toplumunu aldı, silkeledi, yerden yere vurdu"

"Huysuz, hiddetli, kırılgan, vicdanlı, son derece zeki, riyasız, zaman içinde iyice buna hayranlık duydum. Riyasız bir adamdı. Bir riya toplumunu aldı, silkeledi, yerden yere vurdu. Ben onda bir şey gördüm. Ses Tiyatrosu'nda onu izlerken, bir şey gördüm. Çıkarken Haydar dedi ki, 'İskender'i izlerken Nazım'ı izler gibi oldum.' Neydi bu biliyor musunuz? Jestti bu. Kuvvetle tahmin ediyorum ki daha açılmamış kitapları vardır onun. Daha yeni kitaplarını okuruz. Ama bir jest kaldı, riya toplumunun suratına vurulmuş koskoca bir jest kaldı.

"Yekpare İskender'i en iyi karşılayan kelime"

İlk tanıdığımda bir şey hissetmiştim ve dün buldum bu adı; yekpare. Yekpare İskender'i en iyi karşılayan kelime bence. Bir göze masin gibiydi. Zaman içinde bütünlenmedi sanki, bütünlenmiş geldi ve zaman içinde parçalarını dağıttı. O 1 yaşında bir çocuktu adeta, kadimdi adeta. Ve hayatını nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşadı. Akıllı mıydı derseniz biraz dururum. Kim tıp fakültesini son yılında bırakır? Sadece ve sadece yapmak istediği şey yazmaktı. Sadece istediği şey yaşamaktı, yaşamak da yazmaktı.

Göz kamaştırıcıydı ama ışığını yaymaktan da zevk alırdı. O şiir gecelerini icra etti. E içki içilen de bir yer olması lazımdı. Hepsi bir araya geldi. Genç şairler için bir kürsü yarattı. Benim haz ettiğim geceler değildi ama sırf İskender'in hatırına iki defa gittim. Çünkü çok güzel şiirler dinlerdiniz ama bazen de çok kötü şiirler dinlemek durumunda kalırsınız.

Bütünlenmiş bir adamı kaybedebilir misiniz? İskender daha farklı bir yerden de okunmalı ardık. İskender vicdandı, vicdanın okunmasıydı."

Pelin Batu: Daha yazacağımız çok fazla şiir, gideceğimiz çok konser, oynayacağımız çok oyun vardı...

Konuşma yapan bir diğer isim ise Pelin Batu oldu. "İskender'le birbirimize karıcım-kocacım derdik. Aklımzıca evlilik kurumuyla alay ediyorduk" diyen Batu, "Bir gün İskender'i babamla tanıştırdım. 'Merak etmeyin ben kızınıza bir şey yapmam. Ben eş cinselim' dedi. Güya babamı rahatlattı.  Ondan sonra birlikte nice filmde oynadık, pek çok hayal kurduk. Pek çok şiir hayal ettik, ülkeler hayal ettik. Onunla hep oturduğumuzda hayal ediyorduk. Rock konserlerinde dans ederken de daha yazacağımız çok fazla şiir, gideceğimiz çok konser, oynayacağımız çok oyun vardı. Çok zor geliyor. Onu oradayken sinirlendirmek istemiyorum. Eminim bu konuşmalardan çok sıkılıyordur. Çok teşekkür ederim" diye konuştu.

Bedri Baykam: Küçük İskender evrensel bir iz bıraktı

"Bugün yeni kuşak Türk edebiyatının çok büyük bir ismini, samimi, candan bir dostu kaybetmenin acısını yaşıyoruz" diye sözlerine başlayan Bedri Baykam da şunları kaydetti:

"Sözcüklerle beynimizle en tatlı ve en çarpıcı şekilde dalga geçer gibi yansıttığı dizeler hepimizin belleğinde büyük dalgalarla izler bıraktı. Kendisiyle 30 yıl önce beraber oynadığımız film setinde tanıştık. Esprileriyle, candanlığıyla hemen yakın dost olma elektriğini yakalamıştık. 

Onun şiirinin evrensel boyutunu giderek daha da giderek güzel tercümelerle bütün dünya keşfetmeye devam edecek. O bağlamda yolunun çok açık olduğuna, ve evrensel bir iz bıraktığına inanıyorum."