Berlin merkezli Die Welt gazetesindeki yorumda göreve başlayacak ABD Başkanı Donald Trump hakkında şu satırlar göze çarpıyor:
"Trump, Obama gibi sempati toplayan biri değil, daha ziyade amatör ve özensiz; Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier'in izlediği diplomatik tutum, ona yabancı. Ancak başarısını tam da bu eksikliklere borçlu olabilir. Onu seçen "akılsız” insanlar, dünya politikasının büyük sahnesinde Ukrayna'dan Suriye'ye ve Obama'nın söz verdiği refahın ulaşmadığı küçük sahnedeki Kuzey Dakota'dan Batı Virginia'ya kadar profesyonel siyasetçilerin nasıl başarısızlığa uğradığını görecek kadar akıllılar. Daha iyisini yapabileceğini göstermesi için bu amatöre bir şans veriyorlar, zira siyaset ancak bu şekilde akılcı olabilir.”
Stuttgarter Zeitung'daki yorumda Donald Trump'ın başkanlık görevine başlayacak olmasına ilişkin şu sözler yer alıyor:
"ABD'de yeni bir rüzgar eseceği düşünülebilir. Bu, Trump'ın ekonomik canlanma sağlayacağına dair verdiği sözü tutup tutmamasından bağımsız olacak. Ancak bu yeni fikirler getirecek taze bir rüzgar olmayacak. Bu geçmişten gelen bir rüzgar olacak. Bu Amerikan toplumunun bir bölümü tarafından ilerleme, diğer bölümü tarafından ise gerileme olarak algılanıyor. Trump'ın yemin töreni nedeniyle düzenlenen protesto gösterileri de bunun açık bir göstergesi.”
Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorum sütunlarında ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın uluslararası ilişkilerde yeni başlangıç yapmak istediğine dikkat çekiliyor:
"Ülkesini çitler ve duvarlar örerek korumak isteyen yeni başkanın sloganı "önce Amerika.” Milyarlarca dolarlık emlak imparatorluğunun sahibi olan Trump kendini "iş yapan” biri olarak tanımlıyor. ABD'yi de bir şirket gibi yönetmeyi planlıyor. Yani kararlar maliyet-fayda boyutu çerçevesinde verilecek. Tarihi kökler, ortak ilkeler veya idealler ya da sözleşmeler hiçbir rol oynamayacak. Zaten Trump, uluslararası ilişkilerde yeni bir başlangıç yapmak istediğini duyurdu. Kısacası her şey sıfırlanacak.”
Nürnberger Nachrichten gazetesindeki yorumda Donald Trump'ın göreve gelmesinin Avrupa açısından ne anlama gelebileceği ele alınıyor:
"ABD'nin 45'inci başkanı Batı için Demir Perde'nin yıkılmasından bu yana aşılması gereken en büyük zorluklardan biri olabilir, zira dış politikanın temel ilkeleri sarsılabilir. Bu, Avrupa Birliği'nin (AB) tarihindeki en derin krizi yaşadığı, Hollanda ve Fransa'da popülistlerin iktidara gelmek istediği, bu dönemde hiç de tehlikesiz bir durum değil. Ancak bir yandan da uzun zamandır yapılması gereken AB ortak savunma ve güvenlik sisteminin oluşturulması için şans.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Jülide Danışman
