Çin'in Vuhan kentinde 12 Aralık 2019'da ortaya çıkan koronavirüsün dünyaya yayılımını ve Çin’deki yaşamı sosyal medya hesabından ve televizyon kanallarından yayınlayan Türk vatandaşı İngilizce öğretmeni Burak Teoman, bir süre önce Türkiye’ye döndü. Teoman, Çin’den ayrıldıktan sonra Çin Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalıştığı kuruma gönderdiği yazıyla, ülkeye girişinin yasaklandığını öğrendiğini söyledi.
Sosyal medya hesabında Çin’den ayrılış sürecini anlatan Teoman şunları kaydetti:
"Çin’deyken rahat konuşamıyordum, video paylaşmıyordum son zamanlarda çünkü orada uzaktan tanıdığım arkadaşıma beni sormuşlar. Ben çok fazla önemsemedim, o sırada yayınlara çıkıyor ve videolar paylaşıyordum. Daha sonra komşularıma da beni sormuşlar. Nerede çalıştığımı, basından olup olmadığımı, neden dış basına Çin’le ilgili kötü şeyler söylediğimi sormuşlar. Hastalık nedeniyle kentlerin hayalet şehre döndüğünü söylemiştim. Bu sırada Çin iyi veya kötü haber yapılmasını istemiyordu. Sosyal medya hesaplarında virüsle ilgili açıklama yapanlara 500 Yuan para cezası olduğu açıklanmıştı. Bir gün polis eve geldi. Ben hastalıkla ilgili zannederken pasaportumu istediler, fotoğrafını çektiler. Vizelerime baktılar ve ‘ne kadar daha buradasın’, ‘ne iş yapıyorsun’ gibi sorular sordular. Virüsle ilgili görüşlerimi aldılar. Daha sonra video paylaşıp paylaşmadığımı sordular. Tedirgin oldum. Daha sonra 'herhangi bir şekilde dış basına haber yaparsan bunun sorumluğu sende' dediler. Tam da o zamanlar 4-5 haberci ortadan kaybolmuştu. Neler olacak diye düşünürken dönmem gerektiğine karar verdim, herhangi bir paylaşım yapmamam konusunda beni açık açık tehdit ettiler."
"Çalışma arkadaşlarım korkularından 'Nasılsın?' bile yazamıyorlar"
Teoman, Türkiye'ye döndükten sonra Çin'e giriş yasağını Çin Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalıştığı kuruma gönderdiği yazıyla öğrendiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Yazının çalıştığım kuruma gitmesinin ardından orada çalışan arkadaşlarımdan da benimle ilgili bilgiler almışlar. Adamlar benim ülkeden kaçtığımı sanıyorlar. Oradaki arkadaşlarım sosyal medyada bana 'nasılsın' bile yazamıyorlar korkularından. Yazının içeriğinde, ülkeyi nasıl terk ettiğimle ilgili sorular sormuşlar. Uçak biletim, hangi firmayı kullandığım ve oturduğum koltuğa kadar bilgi istemişler. İş birliği yapmam için benden de fotoğraf çekip göndermemi istiyorlar. Ben de göndermiyorum, göndermeyi de düşünmüyorum. Muhtemelen gönderirsem kendileri alıp bunu kullanacaklar, haber yapacaklar. 'Bir Türk vardı, Çin hakkında konuştu, biz de bunu ülkeden sınır dışı ettik' tarzında bir şey yapmak istiyorlar. Yoksa isteseler bir tuşa basıp ne zaman girdiğimi, çıktığımı görebilirler."