-KORGENERAL JODICE: GEREKEN HER ŞEY YAPILACAK İZMİR (A.A) - 04.04.2011 - NATO İzmir Müttefik Hava Unsur Komutanı Korgeneral Ralph J. Jodice, komutanlığının Libya'daki hava faaliyetlerinin kontrolünü üstlendiğini belirterek, ''Masum sivillerin zarar görmemesi için gereken her şey yapılacaktır''dedi. Libya'da uçuşa yasak bölgeyi denetleyecek hava harekatının komuta merkezi olarak belirlenen İzmir'deki Müttefik Hava Komutanlığı Orgeneral Vecihi Akın Kışlası'nda düzenlenen basın toplantısına, Napoli'deki NATO Birleşik Hava Harekat Merkezi'nden video konferans yöntemiyle bağlanan Jodice, NATO tarafından yürütülen harekatın hava faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. NATO İzmir Müttefik Hava Komutanlığının 31 Mart 2011 Perşembe günü itibarıyla Libya'da silah ambargosu ve uçuş yasağı uygulamaya başladığını, bu tarihten itibaren tüm hava faaliyetlerinin üstlendiğini dile getiren Jodice, şunları kaydetti: ''Bu harekatın amacı, saldırıya veya saldırı tehdidine maruz kalan sivilleri ve sivil halkın bulunduğu bölgeleri korumaktır. Şu anda 12 NATO ülkesi ile bölgemizdeki diğer ülkeler hali hazırda bu görevi yerine getirmektedirler. Bana verilen vazife, gayet açıktır. Vazifem, Hava Kuvvetleriyle, özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, 1973 sayılı kararı uyarınca yasaklanan malzeme taşıyan uçaklar olmak üzere, yetkisiz hiçbir uçağın Libya hava sahasına girmesi veya bu hava sahasından çıkmasına müsaade etmemektedir. Libya halkının ihtiyaç duyduğu meşru uçuşların serbest bir şekilde yapılmasını da sağlayacağız. Bunu gerçekleştirmek için, bölgesel ve uluslararası ortaklık teşkilatlarıyla yakın işbirliği içerisinde çalışmak ve bilgi alışverişinde bulunmak suretiyle insani yardım malzemesi taşıyan uçak ve gemilerin görevlerini yerine getirmelerini sağlamaktayız.'' -SİVİLLERİN DURUMU- Korgeneral Jodice, faaliyetleri sırasında masum sivillerin zarar görmemesi konusunda hassas davranılacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararı, sivillerin korunması için gerekli bütün tedbirlerin uygulanmasına izin vermektedir. NATO, sivillere saldıran veya onları tehdit eden kara veya hava hedeflerine ateş açabilir. Ayrıca bütün NATO kuvvetlerinin kendilerini savunma hakkı da vardır. Bu görevlerin içerdiği risklerin tam olarak bilincindeyim. Ancak, açıkça belirtmek isterim. NATO uçaklarına bu görevleri yerine getirmeleri için yetkiyi, ancak silahlı kuvvetler, sivillere açıkça tehdit arz ettiği takdirde vereceğim ve harekatımız neticesinde, sivillerin ve onlara ait mal ve mülkün görmesi muhtemel zararın mümkün olan en asgari seviyede kalması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Masum sivillerin zarar görmemesi için gereken her şey yapılacaktır.'' Korgeneral Jodice, 31 Mart 2011'den bu yana ''Unified Protector'' adı verilen harekat kapsamında uçaklarla 720 sorti yapıldığını, uçaklarının harekata güney bölgesindeki birçok üsten katıldığını, ambargo ve uçuş yasağının etkin bir şekilde uygulanması için farklı uçakların kullanıldığını belirterek, ''Bu harekat adından da anlaşıldığı gibi tek başına icra edilmeyecektir. NATO, uluslararası camia ve bölgedeki ortaklarıyla istişareyi sürdürmek suretiyle bu krizin geniş kapsamlı danışma ve işbirliğine dayalı bir şekilde çözülmesini sağlayarak, sivil halka karşı şiddet uygulanmasının sürdürülmesine engel olacaktır. Ortağımız ülkeler şimdiden bu harekata av uçaklarıyla katılmıştır. Ortağımız ülkelerin yer aldığı ilk hava muharebe harekatı olarak tarihe geçecek olan bu harekat, Libya'daki krize küresel bir müdahalenin yapılması açısından özel anlam taşımaktadır'' diye konuştu. Daha sonra soruları cevaplandıran Korgeneral Jodice, bir gazetecinin, Türkiye'nin Libya'daki yaralılar için gemi göndermesini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, şunları söyledi: ''Bildiğiniz gibi NATO ittifakımız 28 üye ülkeden oluşuyor. Bu ülkelerin her birinin aldığımız kararlarda eşit rolü ve gücü vardır. Bu harekata başlarken NATO ve üye ülkelerinin elindeki tüm gücü, askeri ya da sivil olsun kullanması konusunda mutabakata vardık. Libya'daki insanı soruna uzun vadeli çözüm getirebilmek için Türkiye gibi uzun bir süredir önemli yer tutarak NATO ittifakı üyesi ülke olmuş bir ülkenin yaptığı girişim takdirle karşılanmaktadır. Askeri harekat, bu girişilen işlemlerin bir boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye'nin yaptığı sivil insanı yardım boyutu ise NATO'nun bu sorunu çözmek için askeri imkanlarının yanında diğer imkanlarını da nasıl seferber ettiğini göstermektedir. Bu, NATO ittifak ve anlayışının ruhunu temsil etmektedir.''