Gündem

“Kontrol edilmeyen diyabet cinsel hayatı da vuruyor”

31 Ağustos 2020 14:33

Türk Diyabet Cemiyeti verilerine göre Türkiye'de 7 milyonu aşkın diyabet hastası var. Tüm hastaların yaklaşık yüzde 55'ine teşhis koyulduğu düşünülürken, teşhis konulan 3,9 milyon insan mevcut. Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, erkeklerde şeker hastalığının hem sinir hem de damar hasarı yaratarak sertleşme sorununa yol açtığını ve uzun yıllar kontrol edilmeyen diyabet hastası erkeklerde cinsel sorunların da gelişebildiğini belirtti. Prof. Dr. Hattat cinsel sorunların psikolojik mi yoksa fiziksel nedenlerle mi oluştuğunun belirlenmesinin ardından tedavi edilebileceğini ifade etti.

Hattat Klinik Üro-Androloji uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat sertleşme sorununun şeker hastalığının ilerlemesiyle ortaya çıkabildiği gibi bazı hastalarda ilk belirtisi de olabileceğini belirterek şunları söyledi:

“Şeker hastalığında yaygın olarak gördüğümüz damar ve sinir hasarları, idrar yolunda ve vajinada enfeksiyonların artması, bütün bunların  yanı sıra psikolojik olarak da hastanın olumsuz etkilenmesi, cinsel ilişkide sorunlara yol açabiliyor.  Diyabetli erkeklerde sertleşme sorunu normal erkeklere göre daha erken dönemlerde ortaya çıkıyor. Diyabet tanısı konulduktan yaklaşık 10 yıl sonra hastaların yarısında sertleşme sorunu görülüyor. Yani şeker hastası olan erkeklerin yaklaşık yarısı sertleşme problemi de yaşıyor.  Ek olarak, diyabetli erkeklerde sertleşme sorunu görülme olasılığı normal erkeklere göre üç kat daha fazla.  Diyabetin özellikle nöropati ve mikro anjiyopati döneminde cinsel sorunlar sıklıkla görülüyor. Bu dönemlerde yani meninin mesaneye doğru geri kaçması ve dışarı sıvı çıkışının görülmemesi durumu yanı sıra sertleşme sorunu da sık görülüyor.”

Prof. Hattat erkeklerde şeker hastalığının hem sinir hem de damar hasarı yaratarak öncelikle sertleşme fonksiyonlarını bozduğunu ifade ederek, “Bu hastalıkta hem büyük damarlar hem de penise kan taşıyan daha küçük damarlar etkileniyor. Sertleşme fonksiyonunun gerçekleşmesinde en önemli rol damar yapısında.  Bu nedenle damar sorunları sertleşme problemine yol açan ana faktördür.  Damar yapısında arterioskleroz denilen ve damar sertliği olarak da bilinen problem penise giden kan akımının azalmasının en büyük nedenidir.  Sigara içmek, yüksek kolesterol seviyeleri ve şeker hastalığı arterioskleroza yol açarak sertleşme sorunun oluşmasına katkıda bulunur.  Buna ek olarak, sertleşme işlevinde yer alan sinirlerin de hasar görmesi erkeklerin yüzde 50 ile yüzde 70’ini sertleşme bozukluğuna yatkın hale getiriyor” dedi.

Şeker hastalığında sertleşme probleminin yanı sıra orgazm hissinde azalma, haz alamama, mesaneye doğru geri boşalma veya gecikmiş boşalma problemleri de görüldüğünü sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hattat: “Tüm bunların yanında idrar yolu enfeksiyonu riski arttığından, prostat enfeksiyonu riski de çoğalıyor.  Bunlar da idrar sorunları ve dolaylı olarak cinsel problemlere yol açıyor.  Bu nedenle şeker hastalığı olan erkeklerin kan şeker seviyelerini kontrol altında tutmaları kalp-damar ve beyin sistemi kadar cinsel fonksiyonlarına da yardımcı oluyor. Sertleşme kusuru ile birlikte olabilen ve yine şeker hastalarında sık görülebilen bir hastalık da 'Peyroni hastalığı'. Bu hastalıkta penis sertleşmeye başladığında peniste eğrilme/bükülme, ağrı olabiliyor. Bir süre sonra peyroni hastalarında da sertleşme kusuru ortaya çıkabiliyor. Bu hastalarda ilk önce ilaç tedavisi ve ESWT şok dalga tedavisi deniyoruz” dedi.

Kadınlarda şeker hastalığının cinsel sağlığı üzerinde yarattığı en önemli etkinin ise enfeksiyonlara yol açması olduğunu belirten Prof. Dr. Hattat tedavi hakkında da önerilerde bulunarak sözlerini şöyle noktaladı:

"Vajinal enfeksiyonlar ve üriner sistem enfeksiyonlarına özellikle kan şekerinin yüksek olduğu dönemlerde daha sık rastlıyoruz. Bir diğer önemli sorun da vajinal kuruluktur. Nöropati bazı kadınlarda vajinal kayganlığı bozuyor bu da cinsel ilişkiyi ağrılı kılıyor ve isteği azaltıyor. Hastanın kendisini sürekli yorgun ve halsiz hissetmesi de cinsel aktiviteyi zorlaştırıyor. Cinsel fonksiyon sorunu bir kere tespit edildikten sonra çeşitli muayeneler ve testlerle sorunun gerçek sebebi yani psikolojik kökenli mi yoksa fiziksel kökenli mi olduğu bulunabiliyor. Doğru tedavi yapabilmek için önce doğru tanı koymak gerekir. Daha sonra sorunun sebebine ve derecesine bağlı olarak gerek organik faktörleri düzeltiyoruz gerekse psikolojik destek ile şeker hastalığının yarattığı stres ve olumsuzlukları ortadan kaldırıyoruz.”