İHAM bir askeri döverek intihara sürüklediği öne sürülen komutanı yargılamayan Türkiye’yi haksız buldu ve 2 bin 500 avro tazminata mahkûm etti.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) üstlerinin şiddetine uğradığını ileri sürerek 2001 yılında intihar eden er Fatih Aydın’la ilgili davada Türkiye’yi 2 bin 500 avro tazminat ödemeye mahkûm etti. İHAM, Aydın’ı intihara sürükleyen sağlık sorunlarının saptanmasında askeri mevzuattan ötürü yetersiz kaldığı, savcılığın yürüttüğü soruşturmada eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Yaşam hakkı kanun tarafından konunur” maddesini ihlal ettiğini belirtti.
Doktor sorunu tespit etti
İHAM’nin karar metnine göre er Fatih Aydın, 25 Mayıs 2000’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda askeri görevine başladı ve Marmaris’teki Aksaz Deniz Üssü’ndeki bir gemide onbaşı oldu.
Fatih Aydın 10 Ağustos 2000’de kendi isteğiyle Aksaz Askeri Hastanesi’ne ve ardından Muğla Devlet Hastanesi Psikiyatri Servisi’ne gönderildi. Doktor, asosyal olduğunu, anksiyete (endişe) bozukluklardan ötürü acı çektiğini rapor edip Aydın’ı, İzmir Askeri Hastanesi’ne nakletti.
Bu hastanede de aynı bozukluklar saptandı. Ancak durum, müdahale ya da tedavi gerektirmediği için 15 gün sonrasına yeni bir muayene verildi.
26 Ağustos 2000 tarihinde Aydın, saat 19.50’de üzerine yakıt serpip kendisini yaktı ve denize atladı. Denizden çıkarılıp uçakla Ankara Askeri Hastanesi’ne götürüldü. Er Aydın, hastanede Askeri savcıya, olay günü nöbet konusunda er Şahin D. ile tartıştığını, astsubay Tanju D.’nın tartışma sebebini sormadan kendisini dövdüğünü öne sürdü. Aydın, üstlerince dövüldüğünü ve hakarete uğradığını; bu baskıyla depresyona girdiğini, Tanju D. tarafından dövüldükten sonra kontrolünü kaybedip kendisini yaktığını anlattı. Aydın, altı eri de tanık gösterdi. Vücüdunun yüzde 91’inde üçüncü derece yanık bulunan Aydın beş gün sonra öldü.
Tatil için kendini yaktı!
Olaya tanık olan askerler ise Aydın’ın askerliğini erken bitirmek ya da tatil elde etmek için kendini yaktığını, intihar eğilimi olmadığını, Aydın’ın disiplinsiz ve saldırgan olduğunu ifade etti. Aydın’ın kavga ettiği asker Şahin D. ise astsubay Tanju D. tarafından dövülmediğini söyledi.
‘İntihara sürüklendi’
Baba Ömer Aydın askeri savcıya, oğlunun komutanı tarafından dövülüp depresyona itildiği iddiasıyla şikâyette bulundu. Baba Aydın olaydan 15-20 gün önce oğlunun komutanı diye kendisini tanıtan birinin arayıp, “Oğlunuza saygıyı öğretmemişsiniz, biz öğreteceğiz” dediğini öne sürdü. Aydın, oğlunun da telefonda, “Üstlerim beni hırpalıyor” dediğini de savundu.
İdari Soruşturma Komisyonu’ndan sonra askeri savcılık takipsizlik kararı verdi. Savcılığa göre Aydın, izin elde etmek için böyle davranmıştı. Baba Aydın, karara itiraz etti.
Askeri mahkemenin itirazını reddetmesi üzerine baba Aydın dosyayı İHAM’ye taşıdı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen, “Herkesin insan hakkı, kanun tarafından korunur” ilkesi gereğince davayı kabul etti.
Askeri mevzuat yetersiz
25 Kasım 2008 tarihinde İHAM açıkladığı kararda, askeri mevzuatın özellikle orduya girmesinden sonra er Fatih Aydın’daki psikolojik eğilimin saptanması ve izlenmesinde yetersiz kaldığı, bu durumun olayların birbiri ardına gelmesinde rol oynadığı belirtildi. Askeri savcıların doktorlarla görüşmedikleri, erlerin ifadelerindeki bazı çelişkilerin bulunduğu da belirtilerek, “Herkesin yaşam hakkı kanun tarafından korunur” şeklindeki ikinci maddenin usul yönünden ihlal edildiği sonucuna varıldı. İHAM Türkiye’yi, 2 bin 500 avro manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.