Yaşam

'Kolumdaki deniz kızı Ümit'

Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, 45 yaşında yaptırdığı dövmeler için, "Sağ kolumdaki çapa üzerine oturmuş deniz kızı. Bu Ümit" dedi.

23 Ağustos 2010 03:00

T24 - Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, 45 yaşında yaptırdığı dövmeler için, "Sağ kolumdaki çapa üzerine oturmuş deniz kızı. Bu Ümit" dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı Demet Cengiz Bilgin'e konuşan Boyner, yaşamını, aile ilişkilerini ve şiini anlattı. Bilgin'in "Dövme figürü olarak karısını seçti, ‘Ümit’in bel kemiği kalındır’ dedi" başlığıyla yayımlanan (23 Ağustos 2010) yazısı şöyle:





Dövme figürü olarak karısını seçti, ‘Ümit’in bel kemiği kalındır’ dedi

Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, babası Osman Boyner’den “40’ında motor aldın, 45’inde dövme yaptırdın ne iş? Akıl kârı değil” diye fırça yediğini anlatıyor. Sağ kolundaki deniz kızı dövmesi eşi Ümit Boyner. TÜSİAD Başkanı eşini etkilediği eleştirisine “Ümit’in dağarcığı güçlü, bel kemiği kalındır. Kocası dahil kimsenin gazına gelmez” sözleriyle yanıt veriyor.

Boyner Holding’in meditasyon bile yapabileceğiniz kadar sessiz merkezi... Pek adeti olmadığı halde toplantı odası yerine kendi odasının kapılarını açan Cem Boyner, her zamanki enerji ve neşesiyle bizi karşılıyor. Sade ve ferah odada en çok dikkatimizi çeken, duvarı asılı, boynuzları üzerinde duran bufalo kafatasları oluyor. Cem Boyner, her birini saldırma, can güvenliğini tehdit etmek gibi önemli anıları nedeniyle saklamış. Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, işin dışındaki yaşamını, ailesini, dövmelerinin öyküsünü paylaştı.


Ailede TÜSİAD’ın kurucusu babanız var, eski başkan siz varsınız. Şimdi de eşiniz TÜSİAD başkanı. Bir TÜSİAD yönetim kurulu yapabilecek kadar kadro var evde.

Bazı TÜSİAD başkanları odalarında plaketler, hatıra fotoğrafları, TÜSİAD masa bayrakları barındırır. Bizde öyle değil. Babam Osman Boyner kurucu, başkan yardımcılığı yaptı. Nöbeti bitti, konu rafa kalktı. Ben yoğun bir başkanlık yaptım. Görevim bitti, konu rafa kalktı. Şimdi Ümit nöbette. Şimdiden TÜSİAD sonrası hayaller kuruyoruz. “Ayvalık’ta enginar bahçemizi büyütürüz” diyoruz. Bitince o da eski hayatına dönecek.



Özal sabah 04.00’te arardı

TÜSİAD’ı evde ne kadar konuşuyorsunuz?

Hiç konuşmuyor değiliz, iş dünyasındaki herkes kadar konuşuyoruz ama evde TÜSİAD hissedilmez. Evde öyle TÜSİAD genel kurulu havası yok yani. Ben Özal zamanında başkanlık yaptım. Rahmetliyle aşk-nefret ilişkimiz vardı. Gece 04.00’te bile arar, yataktan kaldırırdı ama “Eleştirmeye devam et ki bakanlarım iğne üstünde otursun” derdi. Olgundu, hoşgörülüydü. O zaman basın özgürlüğü daha iyi durumdaydı. Her dönemin kendine göre ruhu var. Bugünün şartları başka. Ama bu nöbet hiçbir zaman kolay değildir.



Ümit kimsenin gazına gelmez

Ümit Boyner’in fikirlerinde sizin de etkili olduğunuz söyleniyor. Yeni Demokrasi Hareketi’nin (YDH) söylemiyle benzerlik eleştirisi yapılıyor.

Fotoğrafın karesine değil de filme bakmak lazım. YDH’nin programı açıklandığında en mesafeli duran TÜSİAD’dı. Fakat TÜSİAD’ın birkaç yıl sonra hazırladığı demokrasi raporu YDH’nın programına çok benziyordu. Zamanı gelen bir fikirden daha büyük bir güç yoktur. O günün sert gelen düşünceleri bugünün standart doğruları. Aradan geçen 15 yılda evrensel doğrular Türkiye’de de kabul görmeye başladı. TÜSİAD’ın dünyadaki evrensel doğruları Türkiye için istemesinden daha doğal bir şey yok. Ümit yıllardır bu konuların içinde pişti. Birikimi derin, bel kemiği sağlamdır. Kocası dahil kimsenin gazına gelmez.




Babam idolümdür

Annenizle daha yakın görünüyorsunuz?

Annem müthiş bir kadındır, çok cana yakındır. Göz göze bakışıp konuşmadan anlaşabiliyoruz.


Babanızla daha mı mesafelisiniz?

Babam çocukken daha resmiydi. Sonra iş hayatında babama hesap verdiğim için arada hep bir ast-üst ilişkisi oldu. Ama babamla çok iyi anlaşıyorum. Babamın bana yaptıklarını hiç bir baba yapmamıştır. Ona çok benzediğimi düşünüyorum. İdolümdür.


İşteki anlaşmazlıklarda nasıl uzlaşıyorsunuz?

Ben zamana yayarak.. Babam olgunluk ve bana tahammül göstererek... Çözeriz! Fakat genelde aynı noktaya geliriz.




Karta kaçınca dövmelendim

İki kolunuzda da dövme var. Bir öyküsü var mı?

2 tane dövmem var. 7-8 sene önce yaptırdım. Sağ kolumdaki çapa üzerine oturmuş deniz kızı. Bu Ümit. Sol kolumdaki ise Orta Amerika’da mitolojik bir tanrı olan Kokopeli figürü.


Dövmelerin devamı gelecek mi?

Daha fazlasını istemem. Zaten babam “40’ında Harley motor aldın, 45’inde dövme yaptırdın ne iş? Akıl kârı değil” dedi. “Gençken bana izin vermezdin, insan karta kaçınca böyle şeylere merak salıyor işte” dedim.




Aslında pilot olacaktım

Liseye kadar pilot olmak istedim. Babam, “Ne işin var” diyordu.

Robert Koleji sonra, Boğaziçi Üniversitesi’ni 1 puan farkla kazandım.

Büyük bir kumardı, kazanmasaydım işe atılmak istiyordum. İyi ki okumuşum.

Erken başladım iş hayatına, sonra hiç bırakmadım. Üniversitede 4 gün çalıştım.

Sosyal konulara çok meraklıydım. 23 yaşımda TÜSİAD üyesi oldum.

Babamla birlikte çalışmamak için bir ayakkabı

şirketi kurdum.

4-5 sene orada piştikten sonra aile şirketine döndüm.

33 yaşında TÜSİAD başkanı oldum. 35 yaşında ayrıldım.



Vücudum sabahları daha iyi çalışır

07.15’te kalkarım.

Çok rahat ve mutlu uyanırım.

Gece 01.30 civarı uyurum.

Vücudum sabahları daha iyi çalışır. Akşam 17.00’den sonraya önemli iş, önemli karar bırakmamaya çalışırım.




Aptalca fikirlere de açığız

Çabuk sıkıldığım ve konsantrasyonum zayıf olduğundan, herkesin fikrini çabucak söylediği toplantıların peşindeyim.

Aptalca, saçma sapan fikirlere de açığız. Herke eteğindekileri döksün diye zorlarım.

Sık toplanırız ancak kısa sürer.




Kebap, köfte gözüm doyana kadar yerim

Sabah 3 haşlanmış yumurta yerim. 1 kaşık çörek otu yutarım. Dereotu yerim. Bazen de simit.

Öğlenleri yemeği masamda yerim; dışarı çıkmam. Salata, bir parça tavuk, beyaz peynir... Bazen 3 yumurtayla menemen. Arada ayran, kayısı...

Akşamları ya sakin yerim; salata, et ya da gözüm doyana kadar. Ki bu ikincisi kilo problemi yaratıyor.

Yemek ayırmam, kötüsünü ayırırım.

Zeytinyağı tutkum. En çok Akdeniz mutfağını severim. Kebap, döner, köfteye de bayılırım.



Marmaris Büfe’de tost Şampiyon’da kokoreç

İstanbul’u 365 gün sabah, öğle, akşam bir yere gitsem bitiremem. Bu yüzden yeni mekan arayışım yok.

Karaköy’de Sami Usta’nın lahmacun ve köftesine biterim.

Şampiyon’da kokoreçe, Marmaris Büfe’de dilli-kaşarlıya dayanamam.

Lezzet peşindeyim. Çok fanfinfonlu yemek arasam mutfağa girer kendim yaparım. Yemek yapmayı severim. Patlıcanlı herşeyi yaparım.



Otele katlanamam çadırda uyuruz

Yazın uzun tatiller yapamıyorum. Hafta sonunu uzatıp 2-4 günle idare ederim.

Bayramlarda veya bazen çok önceden ayarlayarak bütün aile balık ve av tatiline gidiyoruz.
Afrika, fotoğraf, dalış...

Otel tatili asla yapamayız; dayanamam. Çadır, risk olacak. Ailece bir tecrübe kazanacağız. Islak toprak kokusu...

Kısa tekne olabilir.

Kışın fırsat buldukça kayak.

Çocuklar büyüyor ama hâlâ tatillerde bizimle olmaları bana çok büyük mutluluk veriyor.




Şoför arkada oturur

Hiç meraklı değilim. Sollayabilecek kadar hızlı ve emniyetli olsun bana yeter.

Şoförüm Metin arkada oturur, navigasyon yapar arabayı ben kullanıyorum. Zengin, ağır akşam yemekleri dönüşü o kullanır.

Ayvalık’taki 40 yıllık Mercedes en sevdiğimiz araba.

Ava giderken aile, arkadaşlar, köpekler bir kamyonete doluşuruz