Burcu Karakaş
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan dava, yarın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlıyor. İddianamenin hukuki açıdan kabul edilebilir olmadığını dile getiren avukatlara göre, açılan dava ile başta HDP olmak üzere Kürt siyaseti cezalandırılmak isteniyor.
Kürtlerin özerk yönetim kurduğu Suriye'nin Kobani kasabasına 2014 yılında IŞİD'in saldırması sonucu yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Türkiye'de hükümeti yaşananlara seyirci kalmakla eleştirenler, çeşitli şehirlerde protesto eylemi gerçekleştirdi, olaylar sırasında 37 kişi öldü.
HDP Genel Merkezi'nin sosyal medya hesabından atılan tweetler hakkında suç duyuruları yapılması üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve eş başkanları hakkında gerçekleşen şiddet eylemlerinden sorumlu oldukları iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Avukat Kenan Maçoğlu, "Savcılık 2014 yılı sonunda Terörle Mücadele Müdürlüğü’ne bir müzekkere yazıyor. 2015'in Şubat ayında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden ayrıntılı bir rapor gönderiliyor. Gelen rapor, bugün hazırlanan iddianamenin omurgasını oluşturuyor" diyor.
"Yaşamını yitirenlerin 27'si HDP'li, talimatı HDP vermiş olabilir mi?"
Böylece kamuoyunda "Kobani olayları" olarak bilinen gelişmelerin üzerinden altı yıl geçtikten sonra 28'i tutuklu bulunan 108 kişi hakkında 3 bin 530 sayfalık iddianame hazırlandı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi geçen ocak ayında kabul etti. HDP eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yanı sıra Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata gibi siyasetçiler de yargılananlar arasında.
İddianamede ayrıca, Murat Karayılan, Cemil Bayık gibi PKK'nın üst düzey yöneticileri de sanık olarak yer alıyor. Sanıklar, 29 ayrı suçtan 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680'er yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
Söz konusu iddianame kapsamında, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "öldürme", "öldürmeye teşebbüs", "yağma", "alıkoyma", "mala zarar verme", "kamu malına zarar verme" gibi yöneltilen çok sayıda suçlama var. Suçlamalar arasında, "çocuk düşürmeye zorlama" bile var. Avukat Ruken Gülağacı, "Muhtemelen birisi olaylar esnasında çocuk düşürmüş ve bu çocuğun düşürülmesini bizim müvekkillerimize bağlıyorlar" derken, HDP Hukuk Komisyonu'ndan avukat Ümit Dede, "HDP'nin attığı tweet ile olayların çıktığı söyleniyor ama yaşamını yitirenlerin 27'si HDP'li. Ölüm talimatını HDP vermiş olabilir mi?" diye soruyor.
Kitap ve haberler delil oldu
İddianamede, sosyal medya paylaşımları, basın açıklamaları, fotoğraflar, haberler, dergi kapakları ve kitaplar delil olarak yer alıyor. Kars Belediyesi'nin tutuklu başkanı Ayhan Bilgen'in cep telefonunda Fırat Haber Ajansı imzalı bir orman yangını haberinin ekran görüntüsü ile Demokratik Modernite ve Jineoloji dergilerinin kapakları, Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata'nın gazeteci Hasan Cemal'in "Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri" ile Bejan Matur'un "Dağın Ardına Bakmak" kitapları delil olarak dosyada bulunuyor. Tutuklu akademisyen Beyza Üstün hakkında dosyadaki tek delil ise, gazeteci Arzu Demir'in "Devrimin Rojava Hali" kitabı.
Tutuklu doktora öğrencisi Cihan Erdal için, "Adı geçen şüphelinin #KobaneDireniyor şeklinde eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın resminin bulunduğu fotoğrafı paylaştığı görülmektedir" denilerek attığı tweet ile Evrensel gazetesine ait vicdani ret ile ilgili paylaştığı haber de deliller arasında. "Hrant'ın Arkadaşları" grubundan Bircan Yorulmaz'ın kişisel defterine aldığı notlar arasında yer alan, "İbrahim Aras'ın babası Baki Aras, Ethem Sarısülük‘ün abisi Mustafa Sarısülük aramızda" ifadeleri de delil olarak dosyada yer alıyor. Ethem Sarısülük Gezi Parkı eylemleri sırasında Ankara'da polis tarafından vurularak, İbrahim Aras adlı çocuk ise Adana'da polisin attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ölmüştü.
Sahte hesaptan atılan tweetler delil sayıldı
Dosyada ayrıca, Selahattin Demirtaş adına açılmış sahte bir twitter hesabından atılmış tweetler ile Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk'un milliyetçi hesaplar tarafından hacklenmiş hesabından atılmış tweetler de delil olarak yer alıyor. Delil olarak kabul edilen gizli tanık ifadeleri de var. Avukatlar, sadece bir gizli tanığın bir kişi hakkında "Terör örgütü üyesidir" demesi ile davaya dahil edilen isimler olduğunu ifade ediyor. Avukat Ruken Gülağacı, "Sonradan bulunan gizli tanıklar, evlerde bulunan ve hoş gözükmeyen kitaplar, daha önce yapılmış olan 'Savaşı durdurun' çağrıları, AKP eleştirisi olan çağrılar… Tüm bunlar bu dosyayı kurmak için yeterli bulunmuş" diyor.
"İddianame yoruma dayalı, hukuki değil"
Avukatlara göre, ne suçlamalar ne de kişiler arasında illiyet bağı var. Davayı, "HDP ve Kürt siyasi hareketini yargılama çabası" olarak değerlendiren avukat Ruken Gülağacı, "Tamamen yoruma dayalı bir iddianame, hukuki açıdan kabul edilebilir değil. Cezalandırılmak istenen bazı insanlar var ve ortada bazı olaylar var ama aralarında bağ yok" diyor.
Avukat Gülağacı, dosyada yer alan çoğu ismin Kobani olayları ile herhangi bir bağının olmadığını da söylüyor. "Siyasi parti temsilcileri olarak Kobani sürecine ilişkin 'Savaş dursun' dediğiniz an, bu dosyaya hak kazanmışsınız gibi bir durum var" diyor Gülağacı. Avukat Kenan Maçoğlu da benzer duruma dikkat çekerek, "Şu an tutuklu yargılananların bir kısmı için sadece HDP MYK üyesi olmaları, temel suçlama. Bu nedenle ölümlerden sorumlu tutuluyorlar” diye ekliyor.
"HDP'nin kapatılması bu dosya üzerinden tasarlandı"
HDP avukatlarının dile getirdiği konulardan bir diğeri de, Kobani davasının Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın 2016'da tutuklandıktan sonra yargılandıkları davanın içeriğinden farklı olmaması… Bunun hukuksuz olduğunu söyleyen avukat Ruken Gülağacı, "Bu davanın içeriği, Selahattin Demirtaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire'de görülen dosyasının, Figen Yüksekdağ’ın hiç tahliye edilmediği dosyasının aynısıdır. Ancak siyasi bir saikle dosya bu şekilde açılarak kullanışlı hale getirilmiştir" diyor.
Dava, HDP'nin kapatılmasına yönelik girişimin bir parçası olarak da değerlendiriliyor. Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman, "HDP'nin kapatılması meselesi bu dosya üzerinden tasarlanmış bir şey" diyor. Avukat Ruken Gülağacı da, "Önümüzde bir kapatma davası var, siyasi yasak verilmek istenen isimler var. Anlıyoruz ki iktidarın talep ettiği bazı şeyler var. İşte bu iddianame, 'Bunu nasıl yaparız' iddianamesi olmuş ve yargılama da bu anlayış ile başlayacak gibi gözüküyor" diye ekliyor.