Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı New York'ta 25 Eylül'deki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ve Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades görüşmesi öncesinde " Dönüşümlü başkanlık olmazsa çözüm olmaz, Rumlar Türkiye'ye komşu olur" dedi.
"Dönüşümlü başkanlık Kıbrıs Türk halkının eşitliğinin olmazsa olmazlarından biridir" diyen Akıncı "Eğer Rum tarafı ‘Dönüşümlü başkanlık asla çözümün bir parametresi olmayacak’ diyorsa bir anlaşma olmayacak demektir" ifadelerini kullandı.
Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'in sorularını yanıtlayan Akıncı'nın cevaplarından ilgili bölüm şöyle:
Annan Planı’nda da bu böyleydi, şimdi de benzer bir şablon üzerinden adadaki nüfus dengesinin 220 bine 800 bin şeklinde kabul edildiğini anlıyoruz. Bu matematiğin içinde biraz önce konuştuğumuz 100 bin Türkiyeli için ne diyor Rum tarafı?
Hiçbir şey demiyor. Annan Planı’nda da 40-45 bin kişilik bir liste söz konusuydu. Bu liste ortadan kalktı. Şu anda İçişleri Bakanlığımızın bize verdiği rakamlar neyse götürdük masaya koyduk. KKTC vatandaşlarının toplam sayısının 220 bin kişi olduğu KKTC İçişleri Bakanlığı tarafından resmen bildirildi. 800 bin de Rumların var. Onların kafasına göre bir oran tutuyor, onun için itiraz etmediler.
- Sizin İçişleri Bakanlığınızın verilerine göre şu anda kuzeyin nüfusu 220 bin mi?
Bu halihazırda mevcut vatandaş sayısıdır. Yaşayanlar daha fazla. De facto nüfus başkadır. Bu söylediğimiz kimlik sahibi olanların resmi sayısıdır.
- De facto vatandaş olan ama kimliği olmayan o kesime ne olacak?
Bir şey olmayacak: Çalışma izinleri uzatılacak ve burada yasal olarak ikamet etmeye devam edecekler.
- Rum tarafının buna itirazı yok mu?
Rum tarafının itirazı şuna; ‘Türkiye’den buraya yüzbinlerce insan getirip vatandaş yapıp dengeyi bozmayın’ diyorlar.
- Bir de şurası tartışılıyor; sanki 220 bine 800 bin şeklindeki oran hep sabit kalacakmış gibi plan yapılır mı?
Öyle bir şey olabilir mi? Biz herkesin yatak odasına bekçi mi dikeceğiz? Bunu dedim, millet gülümsedi. Sabit tutulabilir mi? Nüfus elbette doğal akışı içinde o gidecek. Burada konuşulan dışarıdan nüfus enjekte edilerek bu oranla oynanmaması. Orada da bir sıkıntı yok. Zaten biz bu adanın nüfusunun devamlı şişirilmesi taraftarı değiliz. Önemli olan nicelikten öte niteliktir. Şu anda bu ülkede yıllar öncesinden gelip de bu toprakları vatan bellemiş kardeşlerimizi istisnasız birleşik Kıbrıs’ın vatandaşı yapabildiğimize göre, ortada bir sıkıntı yok. Bu Annan Planı’ndan daha ileri bir noktadır çünkü orada 40-45 bin kişilik bir üst sınırdan bahsediliyordu.
Bu kadar net konuşabildiğinize göre müzakerelerde yanına artı koyabildiğiniz bir madde mi?
Evet, aylar öncesinden o artı atıldı. Ama Rumların kalkıp da Yunanistan’dan 100 bin kişiyi getirip vatandaş yapamayacağı gibi ben de 150 bin kişiyi Türkiye’den getirip vatandaş yaptım diyemem. Eğer bir anlaşma olursa buna sadakat olacak. Anlaşma olmazsa ne olacağı belli. Türkiye’den su da geldi buraya tarım patlayacak. Yeni işgücüne ihtiyaç olacak. Türkiye’den buraya yeni işgücü gelecek.
-Burası giderek Türkiyelileşecek...
Çözüm olmazsa Rum tarafı bu adada Türkiye ile komşu haline gelebilir.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek manada bir parçası haline gelir KKTC demek mi istiyorsunuz?
Yıllar sonra yapının nasıl gelişeceğini bilemem. Biz çözümsüzlük durumunda tabii ki KKTC’nin devamını isteriz. Ancak yıllardır süren bu tanınmamışlık, ambargolar ve beraberinde çözümsüzlük bu işi nereye götürecek Rum tarafı bunu iyice düşünmeli.
Taktik adımlar diyorsunuz ama dönüşümlü başkanlık meselesi ciddi bir anlaşmazlık olarak görünüyor. Rumlar buna katiyetle ‘Hayır’ diyor.
Dönüşümlü başkanlık Kıbrıs Türk halkının eşitliğinin olmazsa olmazlarından biridir. Eğer Rum tarafı ‘Dönüşümlü başkanlık asla çözümün bir parametresi olmayacak’ diyorsa bir anlaşma olmayacak demektir.
Kıbrıslı Türk lider bunu kesinlikle imzalayıp halkının önüne götürmeyecek demektir. Bu çok da iyi bilinmektedir. Bu konuda ancak hangi sürelerle dönüşümlü başkanlık olur noktası konuşulabilir. Ama prensip olarak ‘dönüşümlü başkanlık olmayacak’ noktası sürgit edilirse, bu anlaşma olamayacak demektir.