Yaşam

'Kız çocuğu' diye ailesi okutmamıştı; 10 kızı oldu, hepsini okuttu, şimdi sıra kendisinde

"Onlar okudular, ben de okuma ve yazma öğrenmek istedim"

16 Eylül 2018 12:24

Okulyazarlık serfereberliği kapsamında kurslara 564 bin kişi katıldı.  Kursiyerlerden 504 bin 895’i kadın, 59 bin 466’sı erkekti.  ‘Kız çocuğu’ denilerek okutulmayan Zeynep Türkduvan’ın 10 kızı oldu. Okuma yazma kurslarına giden Türkduvan, ben ve eşim, kız çocuklarımızın tamamını okula gönderdik. Allah’a şükürler olsun, kızlarımdan 5’i üniversiteyi bitirerek meslek sahibi oldu. Kızlarımız olduğunda ‘Hepsini okutacağız’ dedik çünkü ailem beni okutmadı. Onlar okudular, ben de okuma ve yazma öğrenmek istedim" diye anlattı. 

Hürriyet'ten Önder Öndeş ve Gülseven Özkan'ın haberine göre, 2 milyon 330 bin 640
Türkiye’de 14 yaş üstü nüfus içinde okuma yazma bilmeyen kadın ve erkeklerin toplamı. Bu toplam içinde 1 milyon 974 bin 567 kişi kadın, 356 bin 73 kişi erkek. Yani okuma - yazma bilmeyenlerin yaklaşık yüzde 85’ini kadınlar oluşturuyor. Bu sayılar Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2017 verilerinden. Sayıları daha da açınca insan hikâyelerine ulaşıyorsunuz. Kardeşlerine baksın diye, ev işlerine yardım etsin diye çalışıp eve para getirsin diye, daha kendisi çocukken evlenip çocuk sahibi olsun diye, ‘kızlar okumaz’ diye, temel hakları ellerinden alınmış yaklaşık 2 milyon kadından söz ediyoruz. Büyükannemizden, annemizden, teyzemizden, halamızdan, kapı komşumuzdan.... 

TÜİK’e göre, Türkiye’de 3 milyon 124 bin 909 kişi okuma-yazma bildiği halde ilkokul öğrenimini tamamlayamadı. Halihazırda okula kayıt yaptırmış olsa bile tarlada, sokakta, tekstil atölyelerinde çalıştırıldığı için okula gidemeyen binlerce çocuk var. Okuma yazmayı öğrenseler bile diploma alamayacak bu çocuklar geleceklerine yön veremeyecek.

UNESCO, son 50 yılda okuryazar sayısında önemli bir artış olduğuna ancak dünyada hâlâ 750 milyon kişinin okuma yazma bilmediğine dikkat çekti. Okuma-yazma bilmeyenlerin üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Son yıllardaki verilere göre, genç kadınlar, okuma-yazma bilmeyenlerin yüzde 59’unu oluşturuyor. Okuryazarlığı olmayanların yüzde 45’i Güney Asya’da yaşıyor. Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 27’si Sahra Altı Afrika’da, yüzde 10’u Doğu ve Güneydoğu Asya’da, yüzde 9’u Kuzey Afrika ve Batı Asya’da, yüzde 4’ü de Latin Amerika ve Karayipler’de bulunuyor. 

'Cahillikten zor bir şey okmuş şu hayatta'

Zonguldak’ta yaşayan 85 yaşındaki Havva Bayram, babası tarlada çalışmasını istediği için okula gidemedi. 

Okuma yazma seferberliğini anlatmak için evine gelen görevliler sayesinde yıllar sonra öğrenci olmaya karar veren 7 çocuk ve 7 torun sahibi Bayram, “Okula gitmeyi çok istedim ama yollamadılar ki. Cahillikten zor bir şey yokmuş ama okula göndermediler, ne yapayım? 

Adres öğrenmek istediğimde arkadaşlarıma sorup öyle gidiyorum. Bilemeyince başka ne yapacaksın ki? Bazı zamanlar zoruma gidiyor, şimdiki aklım olsa dövülsem bile okula kaçardım” diyor. 
 

'10 kızım mezun oldu sıra bende'

Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan 10 kız çocuğu annesi Zeynep Türkduvan, öğretmen kızının çocuğuna bakmak için geldiği kentte Gazi İlkokulu’nda açılan kursa kaydoldu: “Ailemiz bizi kız çocuğu olduğumuz için okutmadı ama ben ve eşim, kız çocuklarımızın tamamını okula gönderdik. Allah’a şükürler olsun, kızlarımdan 5’i üniversiteyi bitirerek meslek sahibi oldu. Kızlarımız olduğunda ‘Hepsini okutacağız’ dedik çünkü ailem beni okutmadı. Hastaneye gidiyorum, şu nerede diye etrafımdakilere soruyorum. İnsan okuma-yazma bilmeyince kör gibi oluyor. İki kızım öğretmen oldu. Üç kızım farklı bölümlerden mezun. Diğer kızlarım ise lise ve ortaokuldan mezunlar. Onlar okudular, ben de okuma ve yazma öğrenmek istedim. Evde kızlarıma ‘Bana öğretin’ diyordum ama çok fazla kafam almıyordu. Bu kurs açılınca hemen katılmak istedim.” 

'Fırsatı değerlendirin'

İstanbul Kadıköy Halk Eğitim Merkezi tarafından Kadıköy Belediyesi Rasim Paşa Gönüllü. Evi’nde açılan okuma yazma kursuna katılan 81 yaşındaki 4 çocuk ve 8 torun sahibi Radırgan Uzunoğlu, şunları anlatıyor: 

“İstanbul’da doğdum, birinci sınıfta eğitim alacaktım. Ama ablam evlendi ve Karadeniz’e gelin gitti. ‘Yanımda canımdan biri olsun’ deyince, ben de onunla gittim. 13-14 yaşında İstanbul’a döndüğümde o yaşta ilkokula gitmeye utandığım için eğitime devam edemedim. Daha sonra evlendim ve dört çocuk sahibi oldum, sekiz de torunum var. Elim, ayağım tutuyor. Okuma yazma kursuna gittim. Çocukken okuyamamıştım, içimde kalmıştı. Okuma yazma bilmek çok güzel bir duygu. Mutluyum. Doktora gittiğim zaman sıkıntı yaşıyordum. Şimdi okuma yazmayı öğrendim ve Kuran kursuna gidiyorum. Okumanın yaşı yoktur. 

Okuma yazmayı bu yaşta öğrendim ama zorluk yaşamadım. Öğretmenime de teşekkür etmek istiyorum. Okuma yazma bilmeyen benim gibi kişilere yine şunu söylemek isterim, okumanın yaşı yok. Utanılacak bir şey yok. Bu fırsatı değerlendirsinler.”

İkinci dönem 8 Eylül'de başladı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından 1 Şubat 2018’de başlatılan okuryazarlık seferberliğiyle, sekiz ayda 564 bin 361 kişi okuma yazma kursuna gitti. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, geçen yıl okuma yazma bilmeyen vatandaşların yüzde 3.81’ine ulaşılmışken, bu yıl yüzde 24.21’inin birinci kademe okuma yazma ve seviye tespit sınavlarına katılması sağlandı. Okuryazar Seferberliği’nin ikinci dönemi 8 Eylül’de başladı. Aynı zamanda UNESCO tarafından ‘Okuma - Yazma Günü’ olarak ilan edilen 8 Eylül’de mesaj yayımlayan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, şu bilgileri aktardı: “Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin de eğitim hakkından yararlandırılmaları için Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar yetişkinler için okuma yazma kursları aralıksız olarak sürdürülmüştür. Okuryazarlık Seferberliği süresi içinde yarım milyonu aşkın vatandaşımız okuma yazma kurslarına katılmış, 40 bini aşkın öğretmenimiz bu kurslarda görev almıştır. İkinci dönem çalışmalarında aynı heyecan ve istekle yolumuza, okuma yazma öğrenmek isteyen her vatandaşa ulaşana kadar devam edeceğiz.”