Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Bu ülkede cumhurbaşkanının başbakana anayasa kitapçığını fırlattığını gördük mü? Yaşadık mı? Kardeşlerim ya, dünyada böyle çirkinlik olur mu ya? Bunu bile yaşattılar bize ya. Bunu da kaldırıyoruz" ifadesiyle ilgili olarak "'Kitap fırlatma' işini önlemek, Anayasa değişikliği ile ilgili olamaz. Bu her şeyden önce siyasi nezaket ile ilgilidir, nitekim bütün Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir olay sadece bir kez yaşandı. 94 yılda bir kez" dedi.
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Evet, ‘güç’ tek kişide toplanacak" başlığıyla yayımlanan (21 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkan gafiller hep yanlış ve ne yazık ki yalan söylüyorlar” dedi.
“Gafillerin” eleştirilerinin temeli şu düşünceden kaynaklanıyor: Bu sistem, gücü tek elde topluyor, tek adam yönetimi yaratmayı hedefliyor, kim seçilirse seçilsin bu yetkileri eline geçirirse bir otoriter yönetim kurar.
Zaten aslına bakarsanız bu sadece “hayır” diyenlerin yaptığı bir tespit de değil.
Bakın Cumhurbaşkanımız cumartesi günü “açılış töreni” görüntüsü altında düzenlediği mitingde ne dedi:
“Tek kişide gücü topluyoruz ve böylece kitapçıkları fırlat, böyle bir şey olmayacak.”
İşte eleştirilen şey de zaten bundan başka bir şey değil ve Cumhurbaşkanı da kabul ediyor ki “güç, tek elde toplanacak”.
Öte yandan “kitap fırlatma” işini önlemek, Anayasa değişikliği ile ilgili olamaz.
Bu her şeyden önce siyasi nezaket ile ilgilidir, nitekim bütün Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir olay sadece bir kez yaşandı. 94 yılda bir kez!
Bunun için bir ülkenin bütün hükümet sistemi değişir mi?
Bu sisteme yönelik eleştirilerden biri de Meclis’in işlevsizleştirildiği, Meclis’in hükümet üzerinde denetim imkânlarının yok edildiği.
Beş yıl süreyle seçilen kişi, Meclis’e hiç hesap vermeden ülkeyi istediği gibi kararnameler çıkararak yönetebilecek.
Eleştiri bu.
Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan da yine aynı açılış görünümlü siyasi mitingde ne dedi:
“Beş yıl süreyle görev verilen Cumhurbaşkanı milletten başka kimseye hesap vermeden vazifesini yerine getirecek.”
Cumhurbaşkanı, bu konudaki eleştiriyi aslında kendisi bizzat doğruluyor. Cumhurbaşkanı, beş yılda bir seçimden seçime hesap verecek.
Buna hesap verme denilebilir mi? O beş yıl içinde milletin vergileri nereye harcandı, ne işler yapıldı, yolsuzluk vs oldu mu, kim bakacak? Meclis nerede?
Cumhurbaşkanı Malatya’daki mitingde “Malatya’nın evladı Turgut Özal’ın da hayali böyle bir Türkiye idi” diyor ki yanlış.
Turgut Özal’ın, Mehmet Ali Birand’a verdiği demeçte “Amerika’daki gibi denge ve fren mekanizmaları gelişmiş” bir sistemden söz ettiğini bu köşede yayınladım.
Rahmetli Özal’ın hayalindeki sistem ile bugün referanduma götürülen tek adam sistemi arasında dağlar kadar fark var.