Gündem

Kitabı kim yazmış bulamadık, basanı içeriye atalım!

Türkiye’de ifade özgürlüğü, bir matbaacının tutuklanmasıyla yeni bir yara aldı.

20 Aralık 2011 02:00


T24 -
Türkiye’de ifade özgürlüğü, bir matbaacının tutuklanmasıyla yeni bir yara aldı. 2005’te yayımlanan, ‘Anılarla Abdullah Öcalan’ kitabının yazarını tespit edemeyen, yayıncıyı da anayasal değişiklik dolayısıyla cezalandıramayan mahkeme, tüm ‘fatura’yı kitabı basan matbaanın sahibi Sadık Daşdöğen’e kesti.

Yazanı bulamadık, basanı içeriye atalım

Radikal gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre; Çetin Yayınları 2005’te ‘Anılarla Abdullah Öcalan / Güneşin Sofrasında’ adlı bir kitap çıkardı. Yazar olarak Gülseren Aksu’nun ismi verildi. Kitap, Sadık Dağdöğen’in Berdan Matbaası’nda basıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kitaba soruşturma açtı ve toplattı. Soruşturmada, Gülseren Aksu’nun müstear isim olduğu tespit edildi.

Basın Kanunu’na göre, yazarın belli olmaması veya ulaşılamaması halinde sorumluluk, yayıncıya, yani Çetin Yayınları’nın sahibi Abdurrezzak Güngör’e aitti. Fakat 2009’da Anayasa Mahkemesi, ‘Basın yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında’ ceza öngören maddeleri değiştirdi. Bunun üzerine Güngör de yargılanmaktan kurtuldu.

Ve kitabın faturası matbaanın sahibi Sadık Daşdöğen’e kaldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘terör örgütünün bildiri ve açıklamalarının’ yayımlanmasından ötürü Daşdöğen’e ön ödeme yapması ihtarında bulundu. Daşdöğen, 20 bin TL ödedi. Fakat mahkeme, 27 Ekim 2010’daki kararında, ‘örgüt bildirileri’ basmaktan ötürü cezalandırmadığı

Daşdöğen’e, ‘matbaacının yazarın yerine geçtiği’ varsayımıyla, ‘örgüt propagandası’ndan 1 yıl hapis ve 782 TL para cezası kesti. Cezanın Yargıtay’da onanması üzerine Daşdöğen, 16 Aralık akşamı gözaltına alınarak, Metris Cezaevi’ne gönderildi.

22 yıldır çok sayıda yayıncının avukatlığını üstlendiğini belirten, Dağdöğen’in avukatı Özcan Kılıç, yazar bulunamasa bile yayıncının kimliğinin belli olduğunu, dolayısıyla matbaacıya ceza verilemeyeceğini söyledi. Yargıtay’a temyize gidilemediği için kararın kesinleştiğini ifade eden Kılıç, Savcı Hikmet Usta’nın Adalet Bakanlığı’na başvurarak kararın bozulması talebinde bulunduğunu kaydetti.