BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Akçakale'ye top mermisi düşmesinin ardından Suriye ile ilgili çıkartılan tezkereyi değerlendirdi. Kışanak, "Türkiye orada Kürtler'in özerk bölgesini işgal etmek amacıyla bir askeri operasyon düzenlerse, biz hepimiz karşısında yer alacağız. Gerekirse tankların önüne geçeceğiz" dedi.
KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 124'ü tutuklu 205 sanık hakkında açılan davanın duruşmasına 8 Ekim'de devam edilecek.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada, iki TRT spikeri tarafından sırayla iddianamenin okunmasına devam edildi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in de bir süre izlediği duruşmada, iddianame 600. sayfaya kadar okundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Alçık, davanın görülmesine 8 Ekim Pazartesi günü devam edileceğini belirterek, duruşmaya son verdi.
Suriye tezkeresi
Duruşmaya verilen öğle arasında salondan çıkan BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği'nin, "KCK davası tutuklularının sürdürdüğü açlık grevi" ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldı.
"Tecrit değil özgürlük, savaş değil müzakere" yazılı pankart açan grup adına yapılan açıklamanın ardından konuşan Kışanak, dün TBMM'de kabul edilen ve ülke sınırı dışına asker gönderilmesine izin veren tezkereye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kışanak, "Çıkartılan tezkere, her ne kadar aksi iddia edilse de Türkiye'nin kendisini AKP iktidarının politikaları doğrultusunda, bir bölgesel savaşa hazırladığının açık göstergesidir" diyerek, şöyle devam etti:
"Tezkerenin kendisinin bir gece yarısı operasyonuyla geçirilmesi bir skandaldır. Tartışmaların kamuoyuna kapatılması skandaldır. Bunların ötesinde tezkerede yazan cümlenin çok genel olması da Türkiye'nin bir bölgesel savaş hazırlığı içinde olduğunun açıkça ifadesidir."
İktidarın izlediği Suriye politikasının, Türkiye'yi adım adım bir bölgesel savaş riskinin içerisine çektiğini ve çıkarılan tezkerenin bunun göstergesi olduğunu ifade eden Kışanak, Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalede bulunmasını gerektirecek bir durum olmadığını dile getirdi.
'AKP bilerek, isteyerek hazırlamıştır'
AKP iktidarının Suriye'deki silahlı muhalefetle çok sıkı ilişkileri olduğunu savunan Kışanak, "Eğer bundan sonra Türkiye, 'Suriye'ye müdahale etmesinin şu ya da bu koşulu oldu' diyecekse, bugünden peşinen ilan ediyoruz, bunun koşulunu AKP hükümeti kendisi bilerek ve isteyerek hazırlamıştır. Niyeti bu olmasa, bu yönde kışkırtma içinde olmasa, bu yönde bir tertip, bir zorlama içerisinde olmasa Türkiye'nin Suriye'ye meşru müdafaa kapsamında sayılabilecek bir müdahalesini gerektiren hiçbir durum yoktur" diye konuştu.
'Tankların önüne geçeceğiz'
Kışanak, "hükümetin hem Osmanlıcılık hevesiyle, hem de Kürtler'in orada özerk bir yönetim kurmasını engellemek için askeri müdahale hevesi içinde olduğunu" belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Osmanlı, artık tarihte kalmış bir imparatorluktur. 21. yüzyılda hiçbir ülke imparatorluk hevesiyle hareket edemez. Bunu gerçekleştirme şansına sahip değildir. Bu hevesinden, bu Osmanlıcılık oyunundan vazgeçmesi gerekir. Açık ve net söylüyorum, Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalesine sonuna kadar karşıyız. Türkiye'nin Osmanlıcılık heveslerini yanlış buluyoruz. Suriye'deki Kürtler'in özgürlüklerine karşı çıkmasına sonuna kadar direneceğiz. 'Sadece karşı çıkacağız' demiyorum. Eğer Türkiye orada Kürtler'in özerk bölgesini işgal etmek amacıyla bir askeri operasyon düzenlerse, biz hepimiz karşısında yer alacağız. Gerekirse tankların önüne geçeceğiz. Bunun Türkiye'nin hayrına olmadığını da herkesin bilmesi gerekiyor. Sadece Kürtler değil, savaşa karşı olan, askeri müdahaleler ile rejim ihdas etme politikalarına karşı olan, başka ülkelerin halklarının iradesine müdahale eden bu yaklaşımlara karşı duran tüm demokratik kamuoyu, Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahale karşısında set olmalıdır."
Cezaevlerindeki açlık grevleri
"Abdullah Öcalan'a tecrit uygulandığı" gerekçesiyle Silivri Cezaevi'nde açlık grevine giren "KCK" davası tutuklularına da değinen Kışanak, bu tutukluların tek kişilik hücrelere alındığını belirterek, "Politik tutsaklar, eylemlerinin açlık grevi ötesi bir duruma taşımak için zorlanmışlardır" dedi.