Politika

''KIRMIZI KİTAP'' BÜTÇE GÜNDEMİNDE TBMM (A.A)

15 Aralık 2010 19:15

-''KIRMIZI KİTAP'' BÜTÇE GÜNDEMİNDE TBMM (A.A) - 15.12.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Milli Siyaset Belgesi ile ilgili birçok tartışma yapıldığını ifade ederek, ''Vatandaşımız neyi tehlike, risk görüyorsa demokrasilerde o öncelik alır'' dedi. Çiçek, ''İrtica kavramı siyasi suçlama aracı olmuştur. İrtica nedir? derseniz, ceza hukukunda bunu tanımlayan bir ifade söz konusu değil. Hukuk devletinde bir şey yasak değilse, kişilerin başka türlü birtakım değerlendirmelerle özgürlük alanını daraltamazsınız'' diye konuştu. Cemil Çiçek, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığına bağlı kurumlara ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin coğrafyası itibarıyla tabii afetlere maruz kalabilecek bir ülke olduğunu belirten Çiçek, tüm hükümetlerin, küresel ısınmayı hesaba katarak afet konusunu öncelikli bir mesele olarak ele alması gerektiğini vurguladı. Çiçek, tabii afetlere karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.  Cemil Çiçek, bu yıl içerisinde afete maruz kalan bin 104 yerleşim yerinde, 20 bin 847 konut inşa edildiğini söyledi.  -''KURUMLARIN ZAMAN ZAMAN HATALARI OLABİLİR''- Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''Bir yerde devlet varsa, orada istihbarat vardır ve olacaktır'' dedi. MİT'in ve Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) devletin en önemli ve saygın kurumlarından olduğunu belirten Çiçek, bu kurumların Anayasa ve yasalar çerçevesinde verilen görevleri yerine getirdiklerini bildirdi. Çiçek, devam etti: ''Kurumların da kurum içerisinde çalışanların da zaman zaman hataları olabilir. Bu bize mahsus bir durum değildir. Disiplin kurulları ve benzeri cezai hükümler, hata yapılması halinde uygulanması içindir. Yapılan işlemlerde yasalara aykırı bir durum söz konusu değildir. Zaten bazı uygulamalar da yargı kararları ile ilgilidir. Anayasa'ya göre, o kararları doğru bulsak da bulmasak da uygulamak mecburiyeti var. Meseleyi hukuki planda değerlendirmek gerekecektir, siyasi planda bir değerlendirme söz konusu değildir. MİT, yargı mercilerinden kendilerine bir yazı geldiği zaman bunun cevabını, gizlilik derecesini de yazarak, mahkemelerin takdirine sunmaktadır. MİT, Türkiye'nin ihtiyaçlarını dikkate alarak yeniden yapılanmak suretiyle daha önemli hizmetleri önümüzdeki dönemde gerçekleştirecektir.  MGK'nın görevleri Anayasa'da yazılıdır, MGK;  milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile tavsiye kararları alır. MGK, geçmişte zaman zaman siyasi tartışmaların merkezinde olmuştur. Ama bugün geldiğimiz noktada, demokratik bir ülkede MGK nerede ve hangi çerçevede olması gerekiyorsa, o çerçevede görevlerini yürütmektedir. Bununla ilgili olarak, kamuoyu yeterince bilgi sahibi olmadığı için zaman zaman farklı değerlendirmeler yapılıyor.'' -''İRTİCA'' KAVRAMI- ''Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde şu vardır, bu yoktur'' tartışmaların yapılabileceğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu: ''Kurulun üçüncü bir gündem maddesi var. Ancak kurul üyeleri yazılı gündem dışında bir konuyu gündeme getirmek istiyorlarsa ki zaman zaman gelir... O da bir başka şekliyle, güvenlikle ilgili konuların orada tartışılıyor olmasıdır. Türkiye'nin güvenlikle ilgili bir sorunu varsa, tavsiye kararı niteliğinde olmak üzere kurulda görüşülmekte ve tavsiye kararları alınmaktadır. Bunun ötesinde kurula bir anlam yüklediğimiz zaman, o zaman demokrasiyle çok bağdaşır bir kurul olmaktan çıkarırız. O zaman millet iradesinin, sizlerin, Hükümet'in yerine başka bir iradeyi ikame etmeye çalışırız ki bu da demokrasi açısından ne doğrudur ne de artık günümüz dünyasında böyle bir gelişmeyi kabul edebiliriz.  Milli Siyaset Belgesi ile ilgili olarak birçok tartışma yapıldı. Ama biz kendi dönemimizle ilgili şunu ifade etmeye çalışıyoruz: Vatandaşımız neyi tehlike, risk görüyorsa demokrasilerde o öncelik alır. Millet iradesinin yerine kişisel iradelerin tehdit veya risk olarak gördüğü hususların, milletin tümüne şamil, tehdit olarak algılanması doğru değildir. Bu, demokratik anlayışla da bağdaşır bir husus değil. Bu belgeleri bu kadar önemsiyorsak, içini herkesin keyfine göre doldurduğu, hukuki olmayan, siyasi suçlamalara konu teşkil edecek kavramları da artık biz Milli Siyaset belgelerinden çıkarmalıyız. Bu belgenin, herkesin anladığı ve anlayacağı tarzda dil ve kavramlarla yazılması gerekir. İrtica kavramı, geçmişten beri siyasi suçlama aracı olmuştur. İrtica nedir derseniz, ceza hukukunda bunu tanımlayan bir ifade söz konusu değil. Hukuk devletinde de bir şey yasak değilse, kişilerin başka türlü birtakım değerlendirmelerle özgürlük alanını daraltamazsınız. Onun için bizim yaptığımız değerlendirmeler doğrudur. Dünyadaki benzer belgelerden de istifade ederek, demokratik bir ülkede ne, nerede, ne kadar yer alması gerekiyorsa, bunların hepsi bu belgede vardır.''