Kırklareli’nde patlatmalı kalker ocağının kapasitesinin arttırırılmsı için 74 bin 916 ağacın kesilmesi planlanıyor. Proje tamamlanırsa, yer altı su kaynakları ile zengin olan ormanlık bölge ve bulunduğu Soğucak Köyü olumsuz yönde etkilenecek.
Birgün’den Elçin Yıldıral’ın haberine göre Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Soğucak köyüne 2.200 metre mesafede bulunan patlamalı kalker ocağının kapasitesinin artırılması için 74 bin 916 ağaç kesilecek. Orman vasfı taşıyan proje alanı ayrıca içilebilir yer altı su kaynakları ile de zengin. Proje hayata geçerse sadece Soğucak köyü değil tüm Trakya olumsuz yönde etkilenecek.
Trakya’da birçok ilçe ve köy birbiri ardına açılan maden ocaklarının tehdidi altında. Tarım topraklarının azaldığı ve hayvancılığın bitme noktasına geldiği Trakya’da şimdi de özel sektöre ait patlamalı “Kalker Kırma Eleme Tesisi”nin kapasitesinin artırılması gündemde. Kırklareli Soğucak köyüne 2.200 metre mesafede bulunan tesisin yetkilileri kapasite artışı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Ancak kapasite artışı yapılması istenen yer çevre düzeni planlarında “orman alanı”, “yeraltı suyu besleme alanı” ve “tarımsal niteliği sınırlı alanlar” kategorisinde geçiyor. Buna rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Raporu İnceleme Komisyonu kapasite artışı için “olumlu” görüş bildirdi. Proje hayata geçerse 74 bin 916 ağacın kesilmesi planlanırken, içilebilir su kaynakları ise yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Bölge halkı ve çevre örgütleri tepkili.
“Proje, 74 bin 916 ağacın kesilmesi demek”
Trakya Platformu Yürütme Kurulu üyesi ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Komisyonu Başkanı Göksal Çidem, çevre düzeni planlarında Soğucak köyünün “yeraltı suyu besleme alanı” , “orman alanı”, “tarım niteliği sınırlı alanlar” olarak sınıflandırıldığına dikkat çekerek, proje ile bu özelliklerin yok olacağının altını çizdi. ÇED Raporu’nda da bunun açıkça görülebileceğine dikkat çeken Çidem, “Proje alanı içerisinde 74.916 ağacın bulunduğu ifade ediliyor. Bu, 74. 916 ağacın kesilmesi demek” dedi.
“Bölge halkının faydalandığı su havzası kirlenecek, kullanılamaz hale gelecek”
ÇED Raporu’nda Soğucak köyünde yeraltı sularının varlığının kabul edildiğini söyleyen Çidem, “İçilebilir su kaynaklarına sahip bir orman köyü burası. Yer altı su besleme alanı. Ayrıca Soğucak deresi, Ergene nehrinin de en önemli kaynaklarından biri. Devlet Su İşleri Müdürlüğü Ergene nehrinin hayata döndürülebilmesi için Soğucak kaynaklarının kayıtsız şartsız korunması gerektiğinin altını çiziyor. Proje, bu bölgedeki yaşayan halka ulaştırılan suyun temin edildiği su havzasının kirlenmesine ve kullanılmaz hale gelmesine sebep olacaktır. Sadece geçen yıllarda 9 köye su sağlayan kaynaklar madencilik faaliyetleri nedeniyle kirlendiği ve yok olduğu için artık 2 köye su sağlayabiliyor” şeklinde konuştu.
"Tarıma ve hayvancılığa darbe"
Köyün içerisinde akar özelliği bulunan derenin tarımsal ve hayvan sulama amaçlı kullanıldığına da değinen Çidem şu tehlikelere de dikkat çekti :
“Bölgede yapılacak bu faaliyet sonucu et ithal eder konuma gelen ülkemizde hayvancılığa büyük darbe vuracak, köylümüz geçimde acze düşecektir. Faaliyetten etkilenecek olan Çeşme deresi 24 KM uzaklıkta bulunan Ahmetbey göletini beslemektedir. Burada yaşanacak bir kirlilik, 24 km boyunca tarımsal sulama ve hayvanların içme suyunu direkt etkileyecektir.
Soğucak köyü dere kenarlarında piknik yapılmakta ve faaliyet alanının 500 metre Güneyinde İncekoru Orman içi Dinlenme yeri mevcut olduğunu söyleyen Çidem, faaliyete başlanması halinde sosyal yaşamında olumsuz yönde etkileneceğinin altını çizdi.
İnceleme Komisyonun verdiği olumlu görüşe itiraz ettiklerini söyleyen Çidem, “Büyük ihtimalle ÇED Olumlu Raporu verilecek. Bu durumda 30 gün içerisinde dava açacağız” sözlerini sarf etti.