Kim Milyoner Olmak İster'in sunucusu Selçuk Yöntem, yarışmacıların psikolojisini anlamak için kendisinin de yarıştığını anlattı. "O koltuğun psikolojisini anlayabilmem için beni de yarıştırdılar ve oradaki 15 ile 45 saniyelik soruların nasıl bir psikoloji yarattığını anladım" diyen Yöntem "Ben 250 bin liraya kadar geldim ve orada geri çekildim. Halbuki ortada para yoktu, niye geri çekildim bilmiyorum ama yarışmacı olarak kimleri eleştirdiysem aynı şeyleri yaptım. Tabii çok iyi bir deneyim oldu. Heyecan, soğukkanlılık, koordinasyonu iyi kurmak ve şanslı olmak gibi faktörlerin bir arada olması gerekiyor" ifadesini kullandı.
Günaydın'dan Oğuzhan Toracı'ya konuşan Selçuk Yöntem'in açıklamaları şöyle:
'Kim Milyoner Olmak İster?' yarışmasının yeni sezonuyla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
Çok güzel gidiyor, mutluyuz. İyi yarışmacılar çıkıyor ve halk da iyi reaksiyon verdi, tam anlamıyla bir birliktelik işi yapıyoruz.
Bu yarışmanın yıllardır aynı başarıda devam edebilmesinin sırrı nedir?
Kendi özünde çok başarılı bir yarışma, yani konsept olarak dört dörtlük bir açılımı var. Her şey çok kurallı ve de o sistematiği; yarışmacıyı, seyirciyi çok çekiyor. Çok kuvvetli bir yarışma formülü var, ondan sonra da ekip çok önemli. Tabii soruların hazırlanması başlı başına zor bir olay... Bütün bu faktörler bir araya geldiğinde ve hepsi artı değerdeyse, o iş başarılı olur. Ben de bu işi çok severek sunuyorum. Tabii başkalarına da sormak gerekir, belki de seyirciye sormalı...
Aslında bir yarışma programından da beklenilmeyecek bir reytingi var; dizilerle yarışıyorsunuz...
Evet, aynen öyle... İzlenme oranlarında zirvedeki dizilerin arasına giriyor. Hatta onların üzerine de çıktığı oluyor. Güzel bir his bu.
Yapımcınız Mehmet Çam ile konuştuğumda; "Aslında yarışma programı ama işin içerisinde bir de şov var" dedi. Bu şov ne anlama geliyor, işin içinde kurgu mu var?
Kurgu olamaz, çünkü yarışmanın yapısına uygun değil. Şov ile birlikte dramatik bir yapısı da var. Yarışmacının ummadığınız bir hikayesiyle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bazen bir yarışmacı, bir bölümün tamamını kapsıyor. Anlık bir olay ve gelişmelere göre ilerleyen bir yarışma.
Yarışmacı profilleri önceki yıllara göre daha genç yaştakilerden oluşuyor ve genel olarak da eğitimli kişiler seçiliyor. Bu bilinçli bir seçim mi?
Yok, zaten yarışmacı seçiminde benim hiçbir inisiyatifim yok. Kimler, ne şekilde seçiliyor bilmiyorum. Tabii ki bazı değerler göz önüne alınıyor ama arka arkaya gençlerin çıkması bir rastlantıdır. Herkes her şeyi bilemez. Sorbonne ya da Yale Üniversiteleri'nden mezunlar da ilk soruda gidebilir ama gösterge o değil. O koltuk ve heyecan gerçekten başka bir şey.
Son zamanlarda, ilk soruda elenip rezil olabilirim kaygısının oluştuğunu hissediyoruz. İnternette fenomene dönüşen yarışmacılarınız oldu. Kaygılanmakta haklılar mı?
Ben öyle düşünmüyorum, çünkü bu bir yarışma ve yarışmacılar kendilerini korkutuyorlar. Format gereği basit sorulardan başlayarak ilerliyoruz ama o 15 saniyelik anı değerlendirmek çok önemli.
Peki, neden hâlâ 1 milyonu alan olmadı?
Bu bir cesaret işi ama bir gün muhakkak olur diye düşünüyorum.
Yarışmacıların yaptığı spesifik hatalar var mı, mesela ne yapmasalar daha fazla ilerlerler?
Jokerleri doğru yerde kullanmak çok önemli ve cevaplar da önlerinde açık esansında... Belki bazı soruları biliyorum diye bana öyle geliyor ama mantık yürütmeye çalışıyorum. Çünkü mantık yürütüldüğünde doğru cevap bulunabilir. Herkes en kolayından gidiyor, belki biraz tersten bakmak gerek.
İnsanların amacı para kazanmak mı, bilgilerini ispat etmek mi?
Kişiden kişiye değişiyor. Bazıları açıkça 'Ben para kazanmak istiyorum' diyor, kimisi de 'Ben kendimi sınamak istiyorum' diyor. Kimileri de 'Ben bu atmosferi görmeye, sizi tanımaya geldim' diyor. O yüzden çok değişik bir ortam oluyor.
Sunuculuk yapmanız, tiyatro oyuncusu olmanızı gölgede bırakır mı?
Esasında yanlış bilinen bir şey var; sunuculuk da oyunculuğun bir parçası diyebilirim. Çünkü aktörlük, her türlü işi kapsayan bir meslektir. Sahnede herkesi canlandırmaya çalışıyoruz. Hatta sunucuyu oynadığınız da olabiliyor. Aktörlerin yelpazesi çok geniştir ve sunuculuk farklı bir şey değil.
Yarışmadan sonra oyunculuk çalışmalarınız biraz beklemeye geçti diyebilir miyiz?
Yarışma başlayınca biraz öyle oldu ama geçen yıl TRT'ye 'Son Destan' diye bir dizi yapmıştım. Onun dışında pek yapamadım, çünkü ikisi bir arada biraz ağır oluyor. İyi bir proje teklifi gelirse, tabii ki olabilir.
Konservatuvarlı bir aktör olduğunuz için tiyatro sizin için önemlidir diye düşünüyorum. O konuda çalışmalarınız var mı?
Hayatımda ilk defa üç yıl tiyatro yapmadım. İnsanlar; 'Koltuğa oturuyorsun, soru soruyorsun' diye düşünüyor ama sahnede bile bu kadar yorulmuyorum. Her yarışmacı için enerjinizin değişmesi kolay değil. Tabii ki sahnedeyken canlı performans sergilemek farklı bir doku, kısmet olursa tekrar tiyatro yapacağım.
Türkiye'nin üstünden geçen kara bulutlar, yaşadığımız politik olaylar sizi nasıl etkiledi?
Türkiye'deki üzücü olaylar, hele ki 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi hepimizi çok etkiledi. Büyük bir badire atlattık; bunu hepimiz yaşadık, gördük, hâlâ yaşamaya devam ediyoruz ama Türkiye bunun altından kalkacaktır. Çok samimi söylüyorum; sanatla motive olabiliriz.
Sanatçıların politik tavırlar sergilemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanatçı da politiktir, herkesin kendi içerisinde politikası vardır ama politiklikteki pratikliği nasıl yapacağınız önemlidir. Siz illa politika yapacağım diye hayata tutunmayabilirsiniz; hayır kurumlarına yardım edersiniz, çocuk okutursunuz, toplumdaki birçok ihtiyacı karşılayabilirsiniz... Bunlar da birer politik tavırdır.
Son zamanlarda insanlar apolitik tutum sergilemeye başladılar diye düşünüyorum. Siz de farkında mısınız?
O daha büyük bir tehlike, esasında böyle bir şeyin olması doğru değil. Bir ülkede yaşayan bireyler olarak birbirimize tutunmamız ve hayatı paylaşmamız gerekiyor. Onlara katılmıyorum ve böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Yüksek eğitimli bir yarışmacı olmak başarı elde edileceği anlamına gelmiyor diye o profildeki adayların seçildiğini düşünmüştüm. Yanılıyor muyum?
Herkesin yarışmaya hakkı var, illa yüksek eğitimliler yarışacak diye bir kural yok. Yüksek eğitimi olmayıp hayat okulundan mezun olmuş insanlar da geliyor ve onlar eğitimli olanlardan çok daha başarılı olabiliyor. Tabii ki bilgi çok önemli ve bu büyük bir güç ama cesaretin de kazandırdığını görüyoruz. Gereksiz cesaret de bilgiyi değerlendirmez ama bilgiyle birlikte gelen cesaret çok önemli. Stüdyoya parasız geliyorsunuz, parasız da gidebilirsiniz. O koltuğun psikolojisini anlayabilmem için beni de yarıştırdılar ve oradaki 15 ile 45 saniyelik soruların nasıl bir psikoloji yarattığını anladım.
Yarışmacı Selçuk Yöntem nasıl bir performans sergiledi?
Ben 250 bin liraya kadar geldim ve orada geri çekildim. Halbuki ortada para yoktu, niye geri çekildim bilmiyorum ama yarışmacı olarak kimleri eleştirdiysem aynı şeyleri yaptım. Tabii çok iyi bir deneyim oldu. Heyecan, soğukkanlılık, koordinasyonu iyi kurmak ve şanslı olmak gibi faktörlerin bir arada olması gerekiyor.
Bu işin sunucusu olarak yarışmacılara katkı sağlama gayretinde olduğunuz anlar oluyor mu?
Ben yarışmacıdan yanayım, bunu hep söylüyorum. Onların kazanması için bütün enerjimi veriyorum. Acele etmemeleri gerektiğini ve jokerlerini hatırlatırım. Buna yardım denirse, zaten herkese yapıyorum. Bir anda cevap veren birine; 'Jokerlerinizi kullanabilirsiniz' demek, 'Joker kullan' demektir. İlk sorularda heyecan daha yüksek oluyor ama ben de olabildiğince yarışmacıyı sakinleştirmeye çalışıyorum.
Yarışmacıların para kazanamaması sizi üzüyor mu?
Çok önemli bir rakama geldikten sonra, birden bire aşağı düşmesi tabii ki üzüyor. Hatta 'Niye acele ettin?' diye kızdığım da oluyor. Ama onun da kuralları var, riske girmeden de bir şeyler elde edilemez.
Biliyorum ki, kızınız Iraz Yöntem de aslında bir tiyatro patronu...
Evet, Tiyatro Hal adıyla pek çok oyun sahneliyorlar. Sahneyle ilgili sorunları vardı, şimdi yeni bir yer arıyorlar ama bir yandan da teorik olarak çalışmalarına devam ediyorlar. Hatta tiyatroyla ilgili bir gazete çıkarıyorlar.
Kızınızın patronluğunda bir tiyatro oyuncusu olmak nasıl olurdu?
Öyle olacak zaten olursa. Bu sezona bir oyun yetiştirmeye çalışıyoruz.
'Kim Milyoner Olmak İster?' sanıyorum 600 bölümden daha fazlasını geride bırakmış. Daha ne kadar gider?
Bu, seyircinin ilgisiyle alakalı bir durum, gittiği yere kadar gitsin. Herkes çok memnun ve çok seviliyor. Katılmak için herkes başvuru yapıyor. Şu an 3 milyon kişiye yakın başvuru var. Kendinden bıktırtmayan bir program yapıyoruz.