Suriye’de iç savaş dördüncü yılına girerken, Türkiye’ye kaçan Suriyelilerin sayısı resmi kayıtlara göre 700 bin, gayri resmi rakamlara göre iki milyonla ifade ediliyor. Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin büyük bölümü Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis’te yaşıyor. Kilis’e sığınan Suriyeli sayısının kent nüfusunu aştığı belirtiliyor. Kilis’in ilk holdingi de Suriyeliler tarafından kuruldu.
Kentin ekonomisine katkı
Suriyelilerin Kaçak geçişlerin yanı sıra bu ülkeden gelebilecek tehditleri önlemek için sınıra hendek kazılıyor, duvar örülüyor, ışıklandırma sistemi kuruluyor.
Namık Durukan’ın haberine göre, Kilis’te Suriyeliler nedeniyle nüfus 100 binden 250 bine çıkarken Suriyeliler kısa sürede kentin ekonomisinde söz sahibi oldu. Suriyeliler şehirde manav, lokanta, fırın ve çay evi gibi dükkanlar açarken, kentteki ilk holdingi de yine Suriyeliler kurdu ve Alhedi Holding tabelası astı.
Sokaklara asılan Arapça tabelalar arasında ‘El Tayyip Tavukçusu’ dikkat çekiyor. Suriyelilerin sayısındaki artış başta ev kirası, bir çok mal ve hizmet alımında fiyatı artışına yol açtı. Buna tepki gösteren Kilisliler Suriyelilerin gelişlerinin kontrol altına alınmasını istiyor.
Sınırda hendek önlemi
Türkiye’ye geçişlerin büyük bölümü mayınlı alanlardan kaçak olarak yapılıyor, pasaportu olanlar ise gümrük kapılarını kullanıyor. Kaçak geçişleri ve tehditleri önlemek amacıyla yoğun askeri faaliyet sürdürülüyor. Suriye sınırının stratejik noktalarına zırhlı personel taşıyıcılar ve tankların yanı sıra Stinger füze bataryaları ve radarlar yerleştirildi. Bölgede asker sayısı arttırıldı, sınır hattındaki karakollar termal kameralarla donatıldı. Suriye sınırına bugüne kadar 40 kilometre uzunluğunda hendek kazıldı. Gece aydınlatması için elektrik direkleri dikilirken tel örgüler de güçlendirildi. Önemli geçiş noktalarına ise duvar örüldü.
‘Türkiye’den başka gidecek yerimiz yok’
Suriye’nin Afrin sınırındaki hendeklerde gezi yaparken bir grup aile ile karşılaşıyoruz. Türkiye’ye ailece geçip zeytinyağı satan, karşılığında ise gıda maddesi ile dönenler arasında yer alan Huri Ahmet, “Perişanız. Kaldırdığımız ürünleri satamıyoruz. Afrin’de su, elektrik yok, yiyecek ve ilaç sıkıntısı çekiyoruz. Mecburen sınırı aşıp Türkiye’ye geliyoruz” derken bir diğeri ise tepkisini “Sınırın hemen karşısındaki Habidon köyünde oturuyorum. Türkiye’den başka gidecek yerimiz yok. Sınıra niye hendek kazılıyor anlayamıyorum” diye anlatıyor. Sınırın geçiş noktalarındaki hendeklerde topraktan merdiven yapan kaçaklar, bazı noktalardaki geçişlerinde demirden seyyar köprü ve asansör kullanıyor. Yüksek duvarların aşılmasında da benzer yöntemlere başvuruluyor.
‘Akrabalık bağımız var’
Köylülerden Fevzi Gezer, hendek kazma işleminin 5 aydır sürdüğünü belirterek, “Aydınlatma direklerinin dibinde 3 metre derinliğinde 4 metre genişliğinde kanal açıldı. Bazı bölgelere 8 metre derinlikte 3 metre genişlikte ikinci kanal açıldı. Bazı noktalarında ise 3 kanal açıldı. İnsanlar buradan malını geçiremiyor” dedi. Gezer, sınır hattında yaşananları şöyle aktardı: “Suriye tarafındakilerle akrabalık bağlarımız var. 1956 yılında sınıra mayın döşendi, mayın döşendiği sırada babam Türkiye amcam ve dayımlar ise Suriye tarafında kaldı. Şimdi onlar Suriyeli biz Türkiyeliyiz.”
Suriye’de silahlı grupların vergi adı altında vatandaştan çok para aldığı için kaçak geçişlerinin arttığını ifade eden Gezer, “Suriye’de silahlı gruplar gümrük kapılarında denetim yapıyor. Halk malını buradan geçirdiğinde birkaç örgüte para vermek zorunda kalıyor” dedi.