Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden sivil darbeci

"Halka söylediklerinin 180 derece tersini yapıyorlar"

30 Ocak 2018 03:13

Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, dün başkentte medya temsilcileriyle biraraya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını aktardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı, "Cumhurbaşkanlığı makamını işgal etmekle" suçlayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a "Sivil darbeci" dedi.

Takan'ın "Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: 'Sivil darbeci" başlığıyla (30 Ocak 2018) yayımlanan yazısında Kılıçdaroğlu'nun medya mensuplarıyla yaptığı kahvaltı sohbetinin detayları yer aldı. Takan'ın yazısı şöyle:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "PYD'ye meşruiyet kazandıran Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi. Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı harekatının ÖSO ile birlikte yürütülmesine de oldukça ağır eleştiriler yöneltti. CHP lideri, "Ordunun başarısı ÖSO'ya devredilemez" diye Erdoğan'a çıkışırken, "Bu ordunun başarısını  bir siyasal partinin başarısı olarak görmek aslında siyasal acizliktir" şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı "sivil darbeci" olmakla suçladı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Ankara'da medya temsilciler ile kahvaltı sofrasında buluştu. Kılıçdaroğlu'nun sıcak gündeme ilişkin açıklamaları şöyle:

-- Burseya'da Türk bayrağı dikilmesi...

O toprağı işgal anlamında ya da orayı ele geçirme anlamında değil. Terör örgütünden temizliyorlar. Ülkelerinin uğruna savaştığı bayrağı oraya dikiyorlar.

-- Ege'de gerginlik... Erdoğan'ın hazırlattığı Lozan dosyası...

Merakla bekliyoruz ne dosyası hazırlatacak diye. Şu soruyu soralım isterseniz; Lozan antlaşmasında, Yunanistan'a bırakılan adaların ve diğer adaların silahlandırılması ile ilgili bir  düzenleme var mı?.. Herhalde bunun cevabını da bize verirler. Ege adaları ile ilgili bir tartışma var ama Süleyman Şah Türbesi'nin olduğu topraklar bizim topraklarımız. Süleyman Şah Türbesi'nin olduğu toprakları terör örgütlerine bırakıp Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıran adamlara ne diyeceğiz?.. Bunlar kahraman mı? Toprağını terör örgütlerine teslim edenlerden kahraman mı olur?..

-- CHP'nin ÖSO'ya yönelttiği eleştiriler...

Bizim bir ordumuz var. Zor koşullarda mücadele ediyorlar. Ordumuzun kahramanlığını ÖSO'ya  bir anlamda devretmeye çalışıyoruz. Niçin? Kimdir ÖSO?.. Ordu ÖSO'nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçe ile gizlenir? Biz bundan rahatsızız. Ordunun başarısı ÖSO'ya devredilemez. Şehitler veriyoruz. Kahraman ordumuzla ÖSO'nun bir arada anılması benim ağrıma gidiyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu sanki ikinci planda ÖSO birinci planda. Başka bir gücü kendi silahlı kuvvetlerinizin yanına monte etmeye ne ihtiyacınız var?.. TSK sanki yedek orduymuş gibi asıl ordu ÖSO'ymuş gibi kamuoyuna açıklamalar yapıyorsunuz. Ordunun başarısını bir başkasına ipotek edemezsiniz.

-- Afrin...

Ortadoğu'nun benzinine kibrit çakacaksın sonrada 'Ben kahramanım' diyeceksin..

Ortadoğu'da PYD'ye meşruiyet kazandıran kim?.. Cevabını vereyim; Recep Tayyip Erdoğan. Salih Müslim'i kırmızı halılarla Türkiye'ye davet eden kim? CHP mi davet etti?.. Kim davet etti?.. Kim ağırladı kim sofralara konuk etti?.. Ne oldu? PYD'ye dediler ki,  'Bizim yanımızda yer alacaksın Esad'la çatışacaksın.' Onlar da dediler ki, 'Esad la çatışmıyoruz.' O zaman ben seni terör örgütü ilan ediyorum... Meşruiyet kazandırdığın bir örgüt şimdi silahlandırıldı ve Türkiye açısından bir risk oluşturuyor. Senin Suriye'nin içişlerinde ne işin var? Gitti bulaştı şimdi şehitlerimiz geliyor. Sorumlusu kim? PYD'yi ağırlayan kim?.. Kucaklayan kim?.. Sen  terör örgütü kabul etmezsen ABD de kabul etmedi sonra  sen caydın 'terör örgütüdür' dedin o da 'hayır terör örgütü değildir' diyor. Meşruiyeti sen kazandırdığın için asıl sorumlu sensin.  Asıl sorumlu Erdoğan'dır.PYD'ye meşruiyet kazandıran kişi odur. Başımıza bela eden kişi de odur.

-- Afrin harekatı politik seçim hamlesi mi?..

Mevcut iktidar Suriye'yi karıştırdıktan sonra Suriye'ye pek çok ülkeden topladıkları terör örgütlerini gönderdikten sonra hatta bir kısmını Türkiye'de eğitip Suriye'ye gönderdikten sonra Suriye karıştı. Afrin'le beraber başka bir sorun çıktı ortaya. Bakıldı ki, güney hattı neredeyse tümüyle  bir örgütün eline geçti. Bu Türkiye için bir risk demek. Afrin'e operasyon bu çerçevede başladı. Hiçbir ülke kendi sınırlarında bir terör örgütünün konuşlanmasını istemez güvenliği açısından. Biz de istemiyiz. Dolayısıyla Türkiye'nin de müdahale etme hakkı var. Ben bu konuda düşüncemi ifade ederken hava desteği alınmadan yapılacak bir operasyonu doğru olmadığını ifade etmiştim. Sonra hava desteği alındı. Operasyonlar başladı. Bunu bir iç politika malzemesi bir iktidar başarısı olarak görmek doğru değil. Başarı ordunun başarısıdır. Ordu da bu millete ait ordudur. İktidarın ordusu değil ki... Orada her aileden çocuklar var her siyasal görüşe mensup aileden gencecik çocuklarımız var şehit oluyorlar. Bu ordunun başarısını  bir siyasal partinin başarısı olarak görmek aslında siyasal acizliktir.

-- Suriye ile ilişkiler..

ÖSO'yu elbette ki Şam yönetimi terör örgütü olarak tanımlıyor, öyle görüyor. Suriye de ilişkilerin düzeltilmesi gerekiyor. Eğer Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayacaksınız kiminle sağlayacaksınız?.. Kiminle görüşeceksiniz? Suriye yönetimiyle görüşeceksiniz. O nedenle biz ÖSO'nun değil doğrudan doğruya  Silahlı Kuvvetlerin öne çıkmasını  bir süre sonra bölgenin terörden temizlendikten sonra zaten Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde kendi ülkemize geleceğiz.

Suriye'ye gidip gitmeme konusunu değerlendiriyoruz. Merkezi hükümetle Türkiye arasında bir ilişki kurulmasını önemsiyoruz. Bunun zamanlaması önemli.

-- Menbiç'e operasyon...

Afrin'de yapılan çalışmaya benzer bir çalışmanın öncelikle yapılması gerekiyor. Hava desteğinin alınması ve İran, Rusya ve ABD'nin bu konuda uygun görüşünün alınması gerekiyor. O çerçevede  bir çalışma yapılıp sonuç alınırsa gelişmelere bakılır eminim değerlendirilir. Dolayısıyla bugünden şuraya gidin veya buraya gidin diye bir özel çağrı yapmak doğru değil. Oturulması konuşulması lazım.

-- Erdoğan'ın "ulan" hitabı...

Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat "ulan" diye başlarsa cümleye ne denir buna? Ne dememi istiyorsunuz benden?..  Ben onun düzeyine inemem. Eleştiriyi bel altına indiren  bir kişiden bu memlekete hayır mı gelir?.. Acaba bu sözcüğü kullanmak için onu kim aldattı merak ediyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı işgal altında zaten. Bir kişinin Cumhurbaşkanı olabilmesi için tarafsız olması gerekiyor.

-- Uyum yasaları, ittifak, yüzde 10 barajı....

Halka söylediklerinin 180 derece tersini yapıyorlar. Tek başına olmalıyız. Nasıl olacaksınız? Yüzde 50 artı 1'i bulamıyorum o zaman ittifak yapalım.  Veya koalisyon yapalım diyorlar. Yani halkı kandırdılar. Bunların demokrasiye inançları yok.

Yüzde 10 barajı demokrasinin önünde bir duvardır. Olmaması lazım. Yüzde 10 barajını getirenler 12 Eylülcüler. Darbeciler getirdi kim sahip çıktı? Sivil darbeciler sahip çıktı. Kim onlar? Erdoğan ve arkadaşları. Onlar da sivil darbeci..

-- Ortak Cumhurbaşkanı adayı.. Abdullah Gül isminin çok tartışılması..

Bir ortak aday arayışında ne biz ne de diğer partiler hiç olmadı. Cumhurbaşkanlığı konusunda anlaşılıyor ki her parti kendi adayını çıkaracak. Bütün mesele şu; 2019 da iki seçenekli bir süreç yaşanacak. Bir; demokrasiden yana olanlar, iki; otoriter rejimden yana olanlar. Böyle bir ikilemle Türkiye karşı karşıya ...

-- İkinci turda CHP tabanı Abdullah Gül'ü destekler mi?..

Senaryo üzerine düşünce ifade etmek doğru değil. Hayatın gerçeği önümüze gelir o gerçekler içinde kararımızı veririz. Demokrasiden yana hukukun üstünlüğünden yana katılımcı demokrasiyi güçlü bir parlamenter sistem darbe hukukundan arındırılmış bir hukuk sistemi bizim en temel arzumuz. Kim bunları vaat ederse elbette CHP onun yanında yer alacaktır. Bizim demokrasiyi savunmayanların  yanında yer almamız beklenmez. Tarihin akışına ters düşer.