T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hrant Dink cinayeti davasında verilen karara ilişkin, "O karardan ötürü hem yargıç, hem savcı birbirlerine düştüler. Demek ki verilen karar, doğru bir karar değil" dedi.
Kılıçdaroğlu, bazı programlara katılmak üzere Kocaeli'ye gidişi sırasında, Bolu'nun Karacaağaç Mahallesi'nde, İsmail Uludağ'ın evinde kahvaltı yaptı.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Hrant Dink cinayeti davasında verilen karara ilişkin, ''Verilen karar toplum vicdanını büyük ölçüde rahatsız ediyor. Toplumun tüm kesimlerinden tepki var. Özellikle böyle bir cinayetin örgütsüz işlendiğine dair verilen karar, gerçekten doğru bir karar değil. Bu konuda yüzlerce yazı yazıldı, kitaplar yazıldı. Örgütün varlığı ortaya konuldu'' diye konuştu.
Dava sürecinde birçok ismin kamuoyunun gündemine getirilmesine rağmen görmezden gelinerek karar verildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
''Şimdi o karardan ötürü hem yargıç, hem savcı birbirlerine düştüler. Demek ki verilen karar, doğru bir karar değil. Eğer o karar, protesto ediliyorsa demek ki toplum vicdanında kabul görülen bir karar da değil. Türkiye Cumhuriyeti eğer, hukukun üstünlüğüne inanıyorsa ve hukukun üstünlüğünü bu coğrafya da, ülkede üstün kılmak istiyorsa hukukun toplum vicdanına uygun tecelli etmesi lazım. Ama siyasi otoritenin istemleri doğrultusunda, kararları doğrultusunda veya siz oturup hukuk konuşturuyorsanız, bu hukuk evrensel hukukla her zaman çatışır. Geldiğimiz noktada bu. Öteden beri üzerinde ısrarla durduğumuz bir konu var. Yargı bağımsız olsun, yargı tarafsız olsun, yargı siyasi otoritenin içerisine girmesin.''
''İstihbarat kimden geldi''
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Irak sınırındaki Uludere'de yaşanan olaya ilişkin sorusuna da ''Uzun yıllardır terörün bitmesi konusunda, siyasi otoriteler kendi üstlerine düşen ve kendi felsefelerine, programlarına uygun olarak mücadele ediyorlar. Ama geldiğimiz süreçte bunda başarılı olmadıkları ortaya çıkmıştır'' diye konuştu.
Terörün sona ermesi için yeni ve sağlıklı projelerin üretilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Hükümetin bu konuda çok net bir tavır takınması gerekiyor ama ortada böyle bir şey görmedik. Uludere'de öldürülen 34 yurttaşımızla ilgili olarak ben şu soruyu sormuştum. Bu istihbaratı kimden aldınız? Bu sorunun yanıtı şu ana kadar alınmış değil. İstihbaratın kimden geldiği belli aslında. Çünkü bu istihbarat yazılı olarak Genelkurmaya gitmiştir. Genelkurmay bunun gereğini yerine getirmiştir ve hükümet Genelkurmay'ın görevini tam yaptığını söylüyor. Sayın Başbakan açıkça destek veriyor. O zaman bizim sormamız gereken bir soru var. İstihbaratın kimden geldiği açıklanırsa, 34 yurttaşımızın kimler tarafından öldürüldüğü de açığa çıkmış olur.''