CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şu anda Türkiye’yi yönetenler çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıyalar" dedi. Kılıçdaroğlu, "Ekonomiye, yargıya eğitime bakın! Türkiye'yi çoklu organ yetmezliğinden kurtarmamız lazım. Çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya kalan bir siyasal iktidarın Türkiye'yi yönetme şansı yoktur. Tefeci tarafından teslim alınan bir tepe yönetici Türkiye'ye hizmet edemez. Teslim alınmışlardır!" ifadelerini kullandı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 9 Eylül 1923'te kurulan ve bugüne kadar 7 genel başkanın görev yaptığı CHP, 98. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı açılışında açıklamalarda bulundu. Milli eğitim Bakanlığı ile iktidar partisi AKP'yi eleştiren CHP lideri, eğitimle ilgili vaatlerde bulundu. "Gençler, torpili sonlandıracağız. Her kuruş hesabı verilecek. Pasaport çıakrma işlemlerinde yurt dışına çıkış harç paralarını almayacağız. Çünkü gençler bizim iktidarımızda yurt dışına gezmek için çıkacaklar" diyen Kılıçdaroğlu, yeni otomobil alımlarında ÖTV'yi sıfırlayacakları vaadini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Gençlerden çalışan her şeyi iade edeceğiz, telafi edeceğiz. Onlar bu ülkenin gerçek anlamda güvencesidir.”
“Beş temel sorunu çözmek için de temel ilkelerimizi orada belirledik. Bugün ağırlıklı olarak eğitim zerinde duracağım. Bir toplumun geleceği eğitime bağlıdır. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyeti kurarken en çok mücadele ettikleri alan eğitimsiz kalan toplumun eğitimli hale getirilmesi için altyapı çalışmalarıdır. Cehaletle mücadelenin temel ilacı eğitimdir. Toplumu eğittiğiniz zaman farklı bir Türkiye’yi yaşatırsınız. Bugün geldiğimiz nokta nedir? Demokrasiye vurulan en büyük darbe tek adam rejiminin hayata geçirilmesidir. Bütün yetkiler bir kişide toplandıktan sonra var olan kişi çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya bıraktı Türkiye’yi. Şu anda Türkiye’yi yönetenler çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıyalar. Toplumu bu hale getirdiler. Ekonomiye, yargıya eğitime bakın! Türkiye'yi çoklu organ yetmezliğinden kurtarmamız lazım. Güçlü bir demokrasi saygın bir eğitim, bir toplumsal barış, kimsenin kimliği, inancıyla ilgilenilmeyen herkesin yaşan tarzına saygı gösteren bir Türkiye, hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü yargılanmadığı, gençlerin sabahın beşinde kapılarının çalınıp gözaltına alınmadığı bir Türkiye. Bunu dostlarımızla beraber yapacağız. Çünkü bütün dostlarımız güçlü, saygın bir Türkiye istiyorlar. 83 milyonu bir avuç tefeciye hizmet eden bir Türkiye istemiyorlar. "
"Merkez Bankası'nın elini kolunu kırdılar, serbestçe karar alamıyor."
"Faiz her gün 79 milyon faiz ödeyeceğiz. Özellikle AK Partiye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim bunların 3 yıllık plana göre her gün 79 milyon dolar TC vatandaşları olarak faiz ödeyeceğiz. Kime? Bir avuç tefeciye. Türkiye'yi yönetemiyorlar. Zaten çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya kalan bir siyasal iktidarın Türkiye'yi yönetme şansı yoktur. Tefeci tarafından teslim alınan bir tepe yönetici Türkiye'ye hizmet edemez. Teslim alınmışlardır!"
"Çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya olan şahsım hükümeti! Milli Eğitim’in politikası nedir? Kimse bilmiyor. Kararları kim veriyor? Kimse bilmiyor. Eğitimle ilgili temel kararları veren hiç kimse eğitimci değildir. 4+4+4 kararı Meclis’te görüşülürken en büyük itirazı biz yaptık. Eğitim merak duygusunu güçlendirir. Çocuğun merak duygusunu güçlendiren eğitim eğitimdir. Daha nitelikli mantıklı sorular soruyorsa bir çocuk o eğitim sistemi başarılıdır. Eğer siz eğitimi geleceğinize ve iktidarınıza endekslerseniz, o zaman eğitimi bugünkü hale getirirsiniz. Ama hayatın bir başka gerçeği var. Bütün geçler cep telefonlarından zaten dünyayı okuyorlar. Akıllarına teknoloji gelmedi. Çocuklar dünyayı görüyor ve dünyayı okuyor. Eğitim sistemimizin en büyük sorunu liyakatsizliktir. Öğretmenlikle yakından uzaktan alakası olamayan pek çok kişi önemli görevlere getirildi. Öğretmenle öğrenci arasında samimi bir bağ kurulsun isteriz Çocuğun yeteneklerini öğretmen keşfedebilsin. Bütün bunların hepsi yapılabilirdi hepsini mahvettiler. Bizim çocuklarımızı denet olarak kullandılar! Dünyada böyle bir örnek yoktur. 98 yıl sonra geldiğimiz noktaya bakar mısınız! Eğitim hallaç pamuğu olarak atıldı. Bir politika oluşturulması. Eğitimle alakalı kararları eğitimle ilgili hiçbir bağı olmayanlar eğitim politikalarını belirledi! Bu eğitim sistemini değiştireceğiz. Çocuğunuz hangi okulu tercih ederse o okulda en iyi eğitimi vermek bizim boynumuzun borcudur. Biz çocuğunuzun yen, sorular sormasını sorunlara çözüm üretmesini isteriz."
"Öğretmenlik mesleği de dejenere edilmişti. Öğretmenler açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Ay başını nasıl getireceğim diye düşünen bir öğretmen bütün emeğini çocuklara v erebilir mi? Bir ülkenin öğretmenleri açlık sınırının altında aylık alır mı ya! Yeri geliyor beş maaş veriyorsun bir kişiye, yeri geliyor 9-10 yönetim kurulu üyesi yapıyorsun! Asıl değeri öğretmene vereceksin kardeşim. Geleceğimizi hazırlayan öğretmenleri mahvediyorsun! Üç öğretmen var üçü aynı işi yapıyor biri kadrolu bizi ücretli öbürü sözleşmeli. Üçü de TC devletinde öğretmen. Böyle bir garabeti yaşayan bir ülke var mı acaba! Bütün anne babalara sesleniyorum, eğitim sistemi felaket çocuğunuzun geleceği elinizden alınıyor."
“Birleştirilmiş sınıflar var hâlâ. Ya 21. Yüzyıldayız ya. İkili eğitim var. Sabahçılar öğlenciler. Derslik ihtiyacı 43 bin 627. Düşünebiliyor musunuz? Bakın burada bütün vatandaşlarım şahit olsunlar bizim belediyelerimizin olduğu yerlerde eğer ek dersliğe ihtiyaç varsa, yani bu ihtiyaç olan dersliklerden kaç tanesi bizim belediyelerimizdeyse arsayı göstersinler oraya okulu yapıp Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edeceğiz. Çocuklarımızın cahil kalmasını istiyorlar. Onlarda bir hoca vardı ya ‘ne kadar cahil kalırsa o kadar oyumuz artar’ diyen Çocuklarımızı eğiten kafaya bakın!"