Gündem

Kılıçdaroğlu: Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın Libya hakkındaki suskunluğunu eleştirdi: Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan

21 Şubat 2011 02:00

T24 - Kılıçdaroğlu, “Başbakan Libya'dan İnsan Hakları Ödülü aldı ama Libya'ya böyle bir çağrı yapmamasını, sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna “Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan” cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanı Tarık Şengül'ün koordinatörlüğünde, TMMOB  ve birliğe bağlı meslek odaları başkanlarıyla yaptığı kahvaltılı toplantının  ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin “dün akşam sürpriz bir buluşmaya katıldığınız yönünde  bir iddia var. 'Ergenekon davasının avukatlarıyla, askerlerle veya emniyetçilerle  buluştuğunuzu iddia edenler var. Böyle bir buluşma var mı gerçekten ve  kimlerle?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Bir milletvekili arkadaşımızla beraber oldum. Bu kadar” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, bu milletvekilinin kim olduğunun sorulması üzerine de partisinin Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'yla biraraya geldiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dikta iddialarına yönelik “partim  seçimlerde ikinci olursa ben ceketimi alır, Anadolu yollarına düşerim. Bu işi  bırakırım. Muhalefet de bu taahhütte bulunabilir mi?” şeklindeki sözlerine  yönelik soruya Kılıçdaroğlu, “Dikta olup olmadığını Sayın Başbakan öğrenmek  istiyorsa en yakın esnafa uğrasın. Desin ki 'sen rahatlıkla telefonla konuşuyor  musun, konuşamıyor musun? Senin rahatlıkla telefonla konuşamama ortamını sağlayan  uygulama nedir' bunu sorsun, aldığı yanıta göre, Sayın Başbakan'la konuşuruz” karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, kendisinin böyle bir taahhüdü olup olmayacağı sorusuna da “Sayın Başbakan zaten 2012'de siyasetten çekileceğini söylemişti. Bu yeni bir  taahhüt değil” dedi.


“İnsanlığın ortak paydası özgürlük olmalı"

Bir başka soru üzerine Libya'da yaşanan gelişmeleri değerlendiren  Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Libya'da Libyalıların da demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe  ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Gönlümüz Libyalı demokratların, özgürlükçülerin  yanındadır. Onları destekliyoruz, onlarla beraberiz. Baskıya artık dünyanın  hiçbir ülkesinde izin vermemeliyiz. İnsanlığın ortak paydası özgürlük olmalı, demokrasi olmalı, Özgür düşünen insan olmalı. Bunu savunan her yerde, herkesle  beraber olmaya hazırız.”

Kılıçdaroğlu, partisince Van'da düzenlenen Siyasette Başarı Stratejisi  çalışmasında seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesi yönünde fikir birliğinin  oluştuğunun söylediğinin aktarılması üzerine de toplantıda CHP'nin bu konudaki  yaklaşımını eleştiren çevrelerin de seçim barajının indirilmesine yönelik teklife  olumlu baktıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ancak barajın yüzde 7 değil, yüzde 5'e indirilmesi yönünde görüş belirttiklerini anlattı.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin daha önce barajın yüzde 7'ye düşürülmesini gündeme getirdiğini ama bunun tartışmaya açık olduğunu, yüzde 5 üzerinde fikir birliği  oluşursa buna da destek vereceklerini kaydetti.

CHP Şanlıurfa teşkilatının Sedat Bucak'ın kardeşine milletvekili adaylığı teklifinde bulunduğu iddialarının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, “Ben  Sayın Bucak'la görüşmedim” karşılığını verdi.


“Başbakan ödülün hakkını veriyor"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaşanan olaylar sırasında Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e “halkı dinlemesi” yönünde çağrıda bulunduğu  hatırlatılarak, “Başbakan Libya'dan İnsan Hakları Ödülü aldı ama Libya'ya böyle bir çağrı yapmamasını, sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yanıtlarken de “Ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli'nin balyoz soruşturması kapsamında tutuklu bulunan askerlerin eşlerinin Anıtkabir ziyaretine ilişkin sözlerini de değerlendirdi. Demokrasi içinde gerekli yerlerden izin alınarak yürüyüş ve gösteri yapmanın doğal olduğunu ve yadırganmaması gerektiğini  ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Dolayısıyla Sayın Bahçeli'nin eleştirileri kendi penceresinden haklı olabilir ama bunu değerlendirecek olanlar bu gösterilerde bulunacak olanlardır.  Biz herkese sağdan, soldan nereden olursa olsun hukuk içinde kalmak kaydıyla -bu  işçi de olabilir, çiftçi de olabilir, öğrenci de sanayici de olabilir- toplumun bütün katmanları hukuk içinde kalmak kaydıyla düşüncelerini protesto, yürüyüş, miting şeklinde dile getirebilirler. Bunları eleştirmek değil, belki de bunlara katkı vermek gerekiyor. Demokrasinin zaten derinleşmesinin temel unsurlarından birisi de budur.”