Cumhuriyet'ten Mustafa Lıcalı'nın haberine göre, çalışmada, Avrupa ve Türkiye’nin anayasal mirasıyla ilgili giriş bölümünün ardından 2017 yılındaki anayasa değişikliği ele alınıyor. TBMM ve Cumhurbaşkanı yetkilerinin kapsamlı bir şekilde anlatıldığı bölümün yanı sıra 27. dönemde yaşananlar tek tek sıralanıyor. Kitabın öneri bölümünde ise “sistem ve rejim tartışmalarının bilimsel verilerle yapılması gerektiği ve nitelikli yasa ile demokratik bir anayasa için nasıl bir yol haritasının izlenmesi gerektiği” anlatılıyor.
Çalışmada yeni bir muhalefet yöntemi olması gerektiği belirtilirken bu bölümde şunlar kaydedildi:
"Yeni sistemin sürdürülebilir olmadığı 18 aylık uygulamayla teyit edildi. Demokratik hukuk devletine dönüş için yeni bir muhalefet yöntemi geliştirilmesi gerekiyor. CHP öncülüğünde oluşan Millet İttifakı içerisinde yer alan partiler kadar, HDP ve TİP gibi muhalefette yer alan partileri de kapsamına alan 'demokratik muhalefet', Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan tek kişi yönetimini aşmaya özgü muhalefet yol ve yöntemlerini geliştirme ve uygulamaya koyma tarihsel sorumluluğu ile karşı karşıya bulunuyor. "
Öte yandan TBMM'nin yasa yapmadığı kanaatine varuılan çalışmada şu değerlendirmeler yer alıyor:
"Yasama girişimi TBMM tekeline verilmiş olsa da yasa önerileri genellikle TBMM dışında, Saray’da ya da bakanlıklarda hazırlandığından; inisiyatif, komisyonlar, TBMM Genel Kurulu’ndan oluşan yasama sacayağı kırılmış bulunuyor. Erkler ayrlığı vaadiyle getirilen yeni sistemde üç erkin yürütme tekelini elinde tutan tek kişi güdümünde birleşme tehlikesi doğdu."