-Kılıçdaroğlu: Müeyyideler sembolik AYDIN (A.A) - 07.09.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu'nun İsrail'e yönelik açıkladığı yaptırımların sembolik bir değer taşıdığını ileri sürerek, ''Türkiye-İsrail ticari ilişkilerine ilişkin neden en küçük bir müeyyide düşünülmediğini hükümet açıklamalıdır'' dedi. Kılıçdaroğlu, Aydın'ın düşman işgalinden kurtuluş törenlerine katıldıktan sonra Aydın Belediyesinde düzenlediği basın toplantısında, Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporunu değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara raporunun İsrail'in hak tanımaz ve hukuk dışı tutumlarını meşrulaştırmaktan başka bir amacı olmadığının apaçık görüldüğünü söyledi. Hükümetin izlediği dış politikanın sonucu olarak, ''haksız ve insafsız Gazze ablukası için İsrail'in arayıp da bulamadığı hukuki ve meşru dayanağın Birleşmiş Milletler raporu yoluyla İsrail devletine adeta hediye edildiğini'' ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Bu olayın başından beri Türkiye devamlı kaybeden taraftır. Türkiye, can ve mal kaybetmiştir. Türkiye, hukuk mücadelesini kaybetmiştir. Türkiye, itibar kaybetmiştir. Türkiye'yle beraber Gazze de kaybetmiştir'' dedi. Kılıçdaroğlu, ''İsrail'in Gazze'ye uyguladığı haksız ablukanın hükümetin başarısız dış politikası yüzünden zerre kadar zayıflamadığını aksine daha da keskinleştiğini'' ileri sürdü. ''Dünya kamuoyunun büyük desteğine rağmen Türkiye'nin ve dolayısıyla Gazze'nin aleyhinde çıkan bu rapor, dış politika tarihimizin en ağır hezimetlerinden birisidir'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'İsrail bundan sonra Türkiye'den özür de dilese tazminat da ödese bu gerçek değişmeyecektir. İsrail alacağını almıştır. Sayın Cumhurbaşkanı 'bu rapor bizim için yok hükmündedir' diyorlar. Nasıl oluyor bu? Türkiye'nin temsilcisi sayın Sanberk o komisyonun bir üyesi değil miydi? Ancak Türkiye'nin imzasıyla hukuki nitelik kazanmış olan bu rapor nasıl yok hükmünde olabiliyor? Kaldı ki yapılan açıklamadan görüldüğü üzere bu rapor sayın Dışişleri Bakanı için yok hükmünde değildir. Çünkü sayın bakan raporun bir kısım tespitlerini kendi tezlerine referans olarak kullanmış ve raporu meşrulaştırmıştır. Bu bir diplomatik garabettir. Öte yandan, sayın bakanın açıkladığı müeyyideler sembolik bir değer taşımaktadır. Türkiye-İsrail ticari ilişkilerine ilişkin neden en küçük bir müeyyide düşünülmediğini hükümet açıklamalıdır. Sayın Başbakan dün İsrail ile ticari ilişkilerin de dondurulacağını açıkladı. Ancak daha sonra Başbakanlık, ticari ilişkilerin dondurulmayacağını söyledi. Yani Başbakan'ı Başbakanlık düzeltti.'' Kılıçdaroğlu, raporun kamuoyuna sızdırılmasıyla aynı tarihe denk gelen Türkiye'ye füze kalkanı konuşlandırılmasının kabulü arasında bir ilişki olup olmadığını sorarak, ''Hükümet füze kalkanı projesine 'evet' derken BM Raporu'ndan haberdar mıydı değil miydi? Bir yandan İsrail'le askeri iş birliği anlaşmalarının askıya alınacağını ifade ediyorsunuz, diğer yandan İsrail'in güvenliğini sağlamaya dönük olduğu baştan deklare edilen füze kalkanı projesine 'evet' diyorsunuz, neden, 'cambaza bak' demekten bu millet bıkmadı mı? Aslında siz açıkça milleti kandırıyorsunuz, İsrail'in güvenliğini Türkiye olarak garantiye almış oluyorsunuz'' dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'ye gideceğini söylediğini ifade ederek, ''Gitsin elbette, gitmesin demiyorum. Ama neyi değiştirecek bu gezi, Sayın Başbakan bunu açıklasın. Recep Tayyip Erdoğan hala temel hatasında ısrar ediyor ve sokağa oynuyor'' değerlendirmesinde bulundu.