T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Irak yönetimiyle görüşmeleri sonrasında peşmergelerle operasyon yapılabileceği yönündeki açıklamalarına, “Kimse öyle bir hayale kapılmasın. Barzani’yi orada yaşatmazlar“ karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, "Ben samimi söylüyorum, masaya sorunu çözmek üzere oturacaksak, bu sorunu çözeriz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Irak yönetimiyle görüşmeleri sonrasında peşmergelerle operasyon yapılabileceği yönündeki açıklamalarına, “Kimse öyle bir hayale kapılmasın. Barzani’yi orada yaşatmazlar“ karşılığını verdi.
CHP lideri, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in kendisinin terör konusunda Başbakan’ı ziyaret etmesinin ülkeye olumlu katkı sağlayacağı yönündeki sözleri için, “Parlamentoya bilgi vermeyen Başbakan’a ne söyleyeceğim” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, “Ne oldu da fırsattan intikama geldin” diyerek eleştiren Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için CHP’nin ortaya attığı, “TBMM’de komisyon ve akil adamlar heyeti” önerilerini anlattı. Kılıçdaroğlu, “Masaya sorunu çözmek için oturacaksak, bu sorunu çözeriz, çözülür” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’ndeki makamında, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu ile Milliyet yazarları Mehmet Tezkan ve Derya Sazak’ın sorularını yanıtladı.
Çiçek’i eleştirdiKılıçdaroğlu, “TBMM Başkanı terör konusuna el koysun” çağrısına Çiçek’in verdiği “Ben yasama organının başındayım. İcranın yerine geçmem mümkün değil” yanıtını eleştirdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Elbette biz sana ‘yürütme organının görevlerini üstlen’ demiyoruz. Türkiye’nin en hayati sorunu. İktidarın değil Türkiye’nin sorunu olduğu için ‘çözüm yeri parlamentodur’ diyoruz. Oraya, MHP de BDP de CHP de AKP de katılıp katkı vermek zorundadır, bu sorunun çözümü için. Daha kendisinin yasama organının işlevleri konusunda kafası netleşmiş değil, ben öyle algılıyorum. Yeri gelince biz şunu söylüyoruz: ‘Efendim, bu meclis Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yapan Meclistir.’ Öyle diyoruz. Eee, şimdi 30-35 yıllık ciddi bir sorun nasıl çözülmez. Biz Ergene Nehri’nin kirliliği ile ilgili araştırma komisyonu kuruyoruz, çevre ile ilgili Meclis komisyon kuruyor, terörle ilgili kurmak için önümüzde bir engel mi var? Hayır, hiçbir engel yok. O zaman Ergene Nehri’nin kirliliği de yürütme organının işidir. Meclis Başkanı’nın bunları bilmesi lazım. Cemil bey, ‘bu benim parlamentodaki son dönemim’ diyer. Son dönemi ise parlamentoda kalıcı bazı çalışmalara imza atması lazım.”
'Oturursak çözülür'CHP’nin “TBMM’de komisyon ve akil adamlar heyeti” önerilerinin sağlıklı çözüm önerileri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şu değerlendrmede bulundu: “Yok ‘Vay efendim, Meclis niye toplansın, Meclis buna niye baksın. Ya da bu çözüm çözüm değildir’ diyorlar. Bir bakın bakalım çözüm mü değil mi? Ben samimi söylüyorum, masaya sorunu çözmek üzere oturacaksak, bu sorunu çözeriz. Çözülür bu sorun ama, parlamentonun iradesini bir tarafa bırakıp ya da sadece AKP ‘Ben bildiğimi okurum, bildiğimi yaparım’ dersen bu sorun çözülmez. Kendi yaptıkları meydanda. Nereden nereye savrulduk.”
Duygusal kopuşKılıçdaroğlu, bölgenin duygusal kopuşunu önleyebilmek amacıyla “ortak paylaşım” geliştirilmesi gerektiğini vurgularken, “Öncelikle duygu beraberliğini sağlamak lazım. O bölgeye sanatçıların, iş adamlarının, gazetecilerin gitmesi lazım. Karşılıklı ortak payda duygu paylaşımını yakalamak lazım. Gençlerin karşılıklı transfer edilmesi lazım. Belediyelerin oradan buraya buradan oraya gençleri getirip götürmesi lazım. Bir sürü şey yapılabilir” dedi.
Kılıçdaroğlu, bölgede 14-15 yaşında politize olmuş çocukların ellerinde silah sokaklarda olduğunu belirtirken, “Hatta 7-8 yaşındaki çocuklar politize olmuşlar. Dipten gelen dalga bugünü çok daha aşacak. Ama biz önlem almadık. Hiçbir şey yapmadık” diye konuştu.
'Eş zamanlı yapılmalı'Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için ekonomik, sosyal, diplomatik, siyasi ve askeri adımların eş zamanlı atılması gerektiğini kaydederken, “Birisi sizin yurttaşınızı öldürürse, elbette bunu etkisiz hale getireceksiniz. Bu kaçınılmaz birşeydir. Ama bütün bunların hepsini eş zamanlı düşünmek ve harekete geçirmek lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu, yaşananları hükümetin “Kürt açılımına” bağlayarak, “Bunların hepsi açılımdan sonra oldu. Öyle bir çıta koydular ki. Herkes kafasındaki sorunun çözüleceğini düşündü ve kendisini oraya endeksledi. Ve baktılar ki hiçbir şey yok, bu noktaya geldi. Oysa, küçük şeylerle biz bu olayı çözebilirdik. Ama yapamadılar. Şimdi bütün beceriksizliklerini muhalefete fatura etmek istiyorlar” diye konuştu.
‘Türkiye ve Terörizm’Kılıçdaroğlu, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu ile Milliyet yazarları Mehmet Tezkan ve Derya Sazak’ın sorularını yanıtladı. Gürsel Tekin’in de hazır bulunduğu görüşme sırasında Kılıçdaroğlu, kütüphanesinden çıkardığı Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Türkiye ve Terörizm” adlı kitap hakkında bilgi verdi.
'Kim yönetiyorsa sorumlu odur'Kılıçdaroğlu, son olarak bu hükümetin gitmesi gerektiğini kaydederek, “Gelen şehitlerde yapılan baskınlardan bizi sorumlu tutuyorlar diyor. Kimi sorumlu tutalım? Almanya’yı Fransa’yı mı, Suriye’yi mi sorumlu tutalım? O zaman onları sorumlu tutacaksak, sen mi bu ülkeyi yönetiyorsun, onlar mı bu ülkeyi yönetiyorlar. Her ülkede siyaseten bir sorumlu vardır o da hükümettir. Bunu bile anlayacak kapsitede değiller” diye konuştu.
'Liseliler örgütleniyor'Kılıçdaroğlu, Ankara Kamu-Sen eyleminde liseli gençlerin öne çıkmasına değinerek, “Bütün lise öğrencileri kendi aralarında mesajlaşmışlar herhalde. Onlar yürüyüş yaptılar. Orada toplananlar vardı. Protesto edilmesin diye genel vatandaşlar, uzakta tutuluyordu. ‘Tayyip oğlunu askere gönder’ sloganı atılıyordu” dedi.
Erdoğan’a ne söyleyeceğim?Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, “Başbakan’la görüşmesinin ülkeye olumlu katkı yapacağına” ilişin sözlerine de, “Ne söyleyeceğim? Koşullar olursa ‘hiç kimseyi ziyaret etmeyiz’ diye bir şeyimiz yok zaten. Annesi vefat etti, ben gittim başsağlığı diledim. Burada da parlamentoya gelip bilgi vermiyor. Daha, biz konuşma yapmadan basın toplantısı yapıp muhalefeti suçlayan bir Başbakan’a ben ne söyleyeceğim” karşılığını verdi.
Gül’e eleştiriKılıçdaroğlu, Hakkâri olayının hemen ardından Cumhurbaşkanı’nın liderleri toplamasını beklediğini ancak böyle bir adım atılmadığını dile getirirken, “Sayın Cumhurbaşkanı liderleri toplasın, ‘nedir’ desin bu olay ‘liderlere niye bilgi vermiyorsun’ desin, isterdim. Yapabilirdi” dedi. Cumhurbaşkanı’nın saldırıdan birkaç gün önce bölgeye gizli ziyaret yaptığının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bakın, bir ülkenin Cumhurbaşkanı, kendi ülkesindeki bir bölgeye gizli gidiyorsa bu başlı başına bir felakettir. Çok özür diliyorum, ama bu lafı kullanmak zorundayım. Yalaka medya dedi ki; ‘Obama mı?’. Obama, Afganistan’a gidiyor kardeşim, işgal altındaki bir toprağa, bir yere gidiyor. Elbette haber verilmeyecek. Ama, sen Hakkâri’ye kendi ülkene gidiyorsun. Yani bu kadar insanların gözünün kör, kulaklarının sağır olduğu bir dönemi yaşamadık. Bu kadar olmaz ki!”
Kılıçdaroğlu, Gül’e “Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Bu tarihi bir fırsat’ dedi. Bu tarihi fırsatı ne oldu da kaçırdık, intikam noktasına geldik. İntikam sözünü ayaküstü verdiği bir demeç sanıyor sayın cumhurbaşkanı” eleştirisini yöneltti.
'Çözümlerinin ne olduğunu bilen yok'Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın CHP’yi terör konusunda fırsatçılıkla suçlamasına ise şu yanıtı verdi:
“Eğer terör bir anda 24 can almışsa, Başbakan’ın parlamentoya gelip bilgi vermesi gerekir. Başbakan gelmedi. Bakanların büyük bir kısmı katılmadı. Ya böyle bir şey bir olabilir mi? Hem gizli oturum istiyorsunuz, hem gelmiyorsunuz. Bütün amaç; muhalefetin söylediklerini halk duymasın. Atalay protesto edildi, ‘köstebek’ diye. Hatta bazıları ‘sen Deniz Feneri’ni söylediğine göre, operasyonla ilgili bilgileri, PKK’ya verirsin’ diye takıldılar. Biz 24 şehidin haberinin geldiği gün, tümüyle sessizdik. MYK’mızı topladık. Herhangi bir açıklama da yapmadık. Sayın Başbakan basın açıklaması yapacak denilince, biz de ne söyleyecek diye televizyonu açtık. İlk yaptığı işlerden bir tanesi muhalefeti suçlamak oldu. Daha biz konuşmamıştık. Ağzımızdan bir şey çıkmış değil. Bu kadar kolaycılığa kaçan bir Başbakan olabilir mi? İnsaf denen birşey var. ‘Bunların hiçbir önerisi yoktur’ diyor. İlk sözü o. Kaldı ki, eğer sen benden çözüm bekliyorsan, iktidar olarak senin çözümünün olmadığı anlaşılıyor demektir. Sen çözüm seçeneklerini üret, siyasi parti liderlerine dersin ki, ‘Böyle çözümlerimiz var, hangisinde uzlaşalım, çözelim bu sorunu. Ülkenin sorunu bu’ diyerek meseleyi öyle ortaya koymak lazım. İktidarın kendi projesini ortaya koyması lazım. Çözümleri ne bilen yok. Öyle bir ciddi diyalog kopukluğu var.”
'Koordinatör ülke kim, açıklansın'Kılıçdaroğlu, hükümetin işi akışına bıraktığını, öneriler üzerinde PKK ile görüşmeler yapıldığını belirterek, “Arada, koordinatör ülke kim Oslo’daki görüşmelerde. Daha bu da açıklanmadı. Hangi ülke o. İsrail midir, yoksa başka bir ülke midir? Açıklansın. Önce koordinatör ülkeyi bulalım, çünkü bunlara yön veriyor ‘Gelin masaya oturun, ben sizi görüştüreceğim, sorunu çözeceğim diyor’. Orada bir şey daha var. Yüzde 95 oranında uzlaştık diyor. Bu ciddi bir orandır” dedi.
Kılıçdaroğlu, hükümete teröre destek veren ülkelerin isimlerini belge ve kanıtlarıyla açıklaması çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’yle yaptığı görüşmelerin ardından peşmergeyle ortak operasyon yapılabileceğine ilişkin açıklamalarına, “Şimdi operasyonla Kandil’e gidecekler. Ama onların hepsi silahını alıp inecek şehre, kimi bulacaksınız da vuracaksınız. Peşmergelerle ortak operasyon. Kimse öyle bir hayale kapılmasın. Barzani’yi orada yaşatmazlar” karşılığını verdi.
'İran'a giderlerse'Kılıçdaroğlu, sınırötesi operasyona ilişkin olarak “Silaha sarıldılar, tamam gitsinler. Gittiniz vurdunuz öldürdünüz. Bundan evvel kaç sefer girdiyseniz bir daha girdiniz. Hadi bu sefer 3 sene 4 sene kaldınız. Yarın bunlar gidip İran’a konuşlanırsa ne olacak. İran topraklarına mı gireceksiniz. buyrun girin bakalım” dedi.
Kılıçdaroğlu, MİT’te ciddi değişiklikler olduğunu ve aşama aşama ele geçirildiğini öne sürerek “MİT’te değişimi büyük ölçüde temamladılar” dedi.