CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ön yargılardan oluşan derin kültürel yapılanmaları ortadan kaldırmak için mücadele ettiklerini belirterek, "Önümüzdeki en ciddi engel AKP değil, kültürel kalıplardır" dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş'taki yerleşkesinde düzenlenen "Seçim ve İletişim" konulu konferansta konuşan Kılıçdaroğlu, 12 Eylül askeri müdahalesinin öncesinde sola oy veren çevrelerin bugün sağ partilere oy verdiğini savundu.
"İstanbul'da çok büyük bir toplumsal ayrışma yaşandığını, ayrışmanın, siyasetçiler tarafından işlerine geldiği için tetiklendiğini" öne süren Kılıçdaroğlu, "Çünkü o alanları oy depoları olarak gördüler ve başkasının o alanlara girmesine de müsaade etmediler. Şimdi biz bu alanlara girmeye çalışıyoruz. Bunun çok zor olduğunu da biliyoruz. Çünkü bir toplumda yasalarla değerleri değiştirmek çok zordur. Bunları değiştirmek için zaman lazım" diye konuştu.
Konferansın moderatörü Gazeteci-Yazar Güneri Civaoğlu'nun "Hedef kitleleriniz kim?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ağırlıklı olarak hedef kitlelerinin "kararsızlar" olduğunu bildirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'nin yüksek oy aldığı bölgelerde de farklı propaganda ve yöntemlerle seçim çalışmalarını yürüttüklerini ifade etti.
'Kabile mantığının kırılması lazım'
Türkiye'nin çok derin bir kültürel yapılanma farklılığı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şu görüşleri savundu:
"Ön yargılardan oluşan derin kültürel yapılanmaları ortadan kaldırmak için mücadele ediyoruz. Önümüzdeki en ciddi engel AKP değil, kültürel kalıplardır. Bu derin kültürel yapılanma sadece ırk bağlamında değil, din bağlamında da yapılıyor. Din siyasette o kadar acımazsızca kullanılmış ki siz ne söylerseniz söyleyin, bazen karşıdakinin fikri değişmiyor. Bu kabile mantığının kırılması lazım. 'Biz' diyoruz, 'öteki' diyoruz. Oysa biz ortak yaşama iradesini göstererek 'hepimiz' demeliyiz. Bu kalıpları yıktığımızda insanların öz güvenleri de gelecektir."
Civaoğlu'nun, "CHP'nin çarşaf açılımına farklı gruplardan gelen tepkiler hakkındaki izlenimlerini sorması" üzerine Kılıçdaroğlu, "Yüzde 100 tepki gelmiyor demek doğru olmaz. Ama biz o insanlarla diyalog kurmayı başardık. Onlara kendimizi anlatıyoruz. Biz hırsızlık, yolsuzluk yapmıyoruz. Kimsenin kılık kıyafeti bizi ilgilendirmez. Onlarla birebir görüşerek bunları o insanlara anlatıyoruz" dedi.
Vakit dışarı çıkarıldı
Bir gazetecinin, "Siz kamuoyuna Kağıthane'ye taşındığınızı söylüyorsunuz, ancak ben o eve gittim, kimse yoktu. Orada oturmuyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır orada oturuyorum. Gündüz eşim gazeteciler nedeniyle kapıyı açmıyor. Akşam gelin size bir çay ısmarlayayım" yanıtını verdi.
Aynı gazetecinin, bu yönündeki sorularını sürdürmesi üzerine Kılıçdaroğlu, Vakit gazetesinde çalıştığını öğrendiği muhabire yönelik, "Cevap vermeyeceğim. Vakit gazetesiyseniz teşekkür ederim, size cevap vermiyorum. Aleyhimde yazan gazetelere cevap vermeye kalksam, zamanımın büyük bölümünü buna ayırmak zorunda kalırım. Eleştiri amenna, saygı ölçüleri içinde herkes eleştirebilir. Ama yanlış, doğru olmayan şeylerin yazılması ve bunun da Müslümanlık adına yapılması, kafamda ciddi sorular yaratıyor. Ayrıca bir gazeteci soru sorarken üslubuna dikkat etmeli" dedi.
Salondakilerin de tepki gösterdiği gazeteci, Kılıçdaroğlu'nun korumaları olduğu ileri sürülen kişilerce salondan çıkarıldı. Toplantıyı izleyen basın mensupları da bu kişilere tepki gösterdi.