17 Haziran 2014 16:44
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Ortadoğu’ya milyonlarca insanın yaşadığı, vatanlarının olduğu bir bölgeye bataklık demek ırkçılıktır, ayrımcılıktır, faşizmin ortaya çıkmasıdır" eleştirisine "Ortadoğu'yu sen bataklığa çevirdin Erdoğan. El Kaide unsurları Türkiye'de eğitildi" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, 10 Ağustos'da gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin, "Seçilecek cumhurbaşkanı CHP’nin cumhurbaşkanı olmayacaktır. Halkın cumhurbaşkanı olacaktır. Düşüncemiz bu. Adayımız Ekmel Bey Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından devlet üstün hizmet madalyası verilmiş, adına ödül oluşturulan bilim insanlarından birisidir" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısSında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ortadoğu'yu sen bataklığa çevirdin Erdoğan. El Kaide unsurları Türkiye'de eğitildi. Diktatör bozuntusu bozulacak. İstediği kadar bozulsun anlatacağız. Bu adamın tarihten ders almadığını biliyoruz. Dünyayı iyi okumadığını da çok iyi biliriz. Güç karşısında eğiliyor.
Boşuna konuşmayız. Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirdiler. Gazeteciler soruyor. Nota verecek misiniz? Müzik notasından mı söz ediyorsunuz diyor. Sıkıyor tabi nota verebilmek. Güç karşısında eğilirler.
Biz ne yapacağız? Bütün gerçekleri anlatacağız. Gerçeklerle yola çıkacağız. Biz “yurtta barış dünyada barış” diyen bir gelenekten geliyoruz.
O söze gelmek için savaş meydanlarından çıkıp geldi bizim büyüklerimiz ve şunu söylediler: Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir dediler. Kendi ülkelerinde bağımsızlığı elde ettikten sonra her yerde barışı seslendirdiler.
Şimdi biz terör örgütleri aracılığıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çeviriyoruz.
Niye ses çıkarmayacağız? Onlar bizim vatandaşımız değil mi? Terör örgütü dersek, vatandaşlarımızı kurşuna dizerlermiş.
Ben onun niye terör örgütü demediğini çok iyi biliyorum. Silahlandıran o. Besledin kargayı, oydu gözünü. Geldiğimiz nokta bu. Elbette serbest bırakacaklar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bir kahramanlık hikayesi yaratmak istiyorlar, sen kim kahraman kim?
Türkmenler… Türkmen liderlere bakın Telafer’de. Kan akıyor. 2. Dünya Savaşı belgesellerinde gördüğümüz filmler var. İnsanları kurşuna dizerler. Aynı tablo Ortadoğu’da yaşanıyor. O silahlar kimin silahı? TIR’larla kim silah gönderdi? Bu adam gönderdi.
Gıda maddesi saklanır mı? Silah olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi o silahlar bize döndü.
Peki bu süreçten kim zararlı çıkıyor? Faturayı bu halk ödüyor. Reyhanlı’da ölen 52 vatandaşımız ödüyor. O koltuğunda oturuyor hala. Hala ahkam kesiyor.
Bunun bir Dışişleri Bakanı var, o da çok ilginç. Dünyanın en çapsız Dışişleri Bakanı, emin olun.
Geçen diyor ki, Irak’ta kaos var gibi yansıtılıyor. Pes ya. Kaosun ötesinde bir şey var. Irak 3’e bölünüyor. THY bunlardan çok daha duyarlı. Musul’un gerçeğini görerek seferlerini yeniden düzenledi.
Hani senin vizyonun vardı? Tek vizyon sahibi oydu. Buyurun senin vizyonun. Türkiye’yi hangi noktalara getirdin.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizim dış politikamız bu kadar zavallı bir konuma düşmemiştir.
Biz güçlü bir Türkiye’den yanayız. Kendi içinde barışı güçlü bir Türkiye’den yanayız. Sözü dinlenen bir Türkiye’den yanayız.
Bir aşiret reisi bile Ortadoğu’da Başbakan’a kafa tutuyor. Bu noktaya Türkiye Cumhuriyeti hiçbir dönemde gelmemiştir.
AB’den de bizi dışlıyorlar, açıkça söylüyorlar. Bu demokrasi kalibresiyle biz sizi AB’ye üye yapmayız diyorlar. Bunun mücadelesini nasıl vereceğiz? Bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz, demokrasi içinde vereceğiz. El ele, gönül gönüle, kol kola vereceğiz bu mücadeleyi.
Sıkışınca bayrak edebiyatı da yapıyor. Efendim işte, siz bayrağı şöyle yaptınız gibi bir sürü şey. Hakkari’ye gittiniz orada bayrak yoktu. Sanki biz yabancı bir ülkeye gitmişiz, ya bizim ülkemiz burası. Biz bir siyasi toplantı yapıyoruz. Senin bayrağa saygın konusunda çok endişem var.
Şu Kırkpınar güreşlerinin son günü. Stadda Türk bayrağı geçiyor. Türk bayrağı geçerken herkes ayakta. Herkes ve alkışlıyor. Ama bazıları oturuyor. Yakından görelim.
Şunlar AKP’li bakanlar. Çok açık net, herkesin anlayacağı bir dille soruyorum. Sende bayrak sevgisi varsa, bayrak geçerken herkes ayağa kalkmışken senin bakanların ayağa kalkmadı. Sen o bakanlar için ne yaptın? Görevlerine devam ediyorlar. Sen bana bayrak sevgisini öğretemezsin. Bayrağı seviyorum diyorsan, saygı duymayan bu adamları derhal görevden alacaksın. Kesinlikle alamaz, belki ödüllendirmiştir.
Ne diyordu? Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyordu. Bizim milliyetçiliğimiz bayrağı, vatanı sevmektir. Ayaklar altına alırsan bu tabloyla karşılaşırsın. Bunu kimse unutmasın. Fotoğrafı , belgesi burada. Çıksın benim bu soruma cevap versin. Duymazlıktan gelir, işine gelmeyeni duymazlıktan geliyor.
Biz anlatacağız, her yerde anlatacağız. Ev ev, kapı kapı, parkta, caddede, fabrikada her yerde anlatacağız. Bizim görevimiz. Çünkü biz CHP’yiz, bayrağımızı, vatanımızı, insanımızı seviyoruz.
Geliyorum diğer bir konuya… Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez halk cumhurbaşkanı seçecek. Ondan önce bir devlet başkanı seçmiştik, anayasa referandumuyla. Kenan Evren’i yüzde 90 küsür oyla. Ama cumhurbaşkanını ilk kez seçeceğiz. Daha önce parlamentoda seçiliyordu.
Son seçimlerdeki kilitlenme oldu, onun üzerine anayasa değişti, halk seçsin dendi. 60’a 40 halk, halkın cumhurbaşkanını seçme kararını referandumda kabul etti.
Ve bir yasa çıktı, cumhurbaşkanı nasıl seçilecek diye. 20 milletvekili bir araya gelip bir aday önerebilirler.
Seçilecek cumhurbaşkanı CHP’nin cumhurbaşkanı olmayacaktır. Halkın cumhurbaşkanı olacaktır. Düşüncemiz bu.
Bir siyasal partiye endekslenen cumhurbaşkanının sağlıklı görev yapamayacağını ve anayasadaki tarafsızlık ilkesini zedeleyeceğini düşünüyorum.
Anayasada ve cumhurbaşkanının yemin metninde sadakat ve tarafsızlık ilkesi var. Siyasi parti kimliğinin doğru olmadığını söyledim.
Siyasi kimliği öne çıkan birisinin aday olmasının da doğru olmadığını söyledik. Hatta dediler ki olur mu öyle şey, ben de adayım diye Erdoğan söylemişti.
Siz de aday olun diye. Ben CHP’liyim. CHP Genel Başkanı’yım. Benim tarafsızlığım her zaman tartışılır, tarafsızlığı tartışılmayacak birisini istiyoruz. Sendikalar, STK’ları, meslek kuruluşlarını, siyasi partileri, sanatçıları gezdik.
10 madde halinde açıklıyorum. Kimler cumhurbaşkanı olamaz?
1. Kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmayan kişinin aday olmaması lazım.
2. Vatandaşına tokat atan, benden sizden diye ayıran kişinin aday olmaması lazım. Gayet doğal. Kendi vatandaşına tokat atan adamdan cumhurbaşkanı adayı olur mu?
3. Kin ve öfkeyi politik dil haline getiren kişiden aday olmaması lazım. Kini ve öfkeyi topluma aşılarsanız o makama saygısızlık etmiş olursunuz. O makam herkesi kucaklayan, saygı duyan bir makam.
4. Hukukun üstünlüğüne inanmayan, adalet duygusu gelişmemiş birisi aday olamaz. Cumhurbaşkanı adayı olmak için hukukun üstünlüğüne inanmak gerekiyor. Adaletin kendi ülkesinde bağımsız mahkemeler tarafından tecelli edeceğine inanması gerek. Buna inanmıyorsa, ondan aday olmaması lazım.
5. Kadın erkek eşitliğine inanmayan kişiden cumhurbaşkanı adayı olmaz. İnanacak, kadını ikinci sınıf yurttaş olarak görmeyecek. Eğer düşüncesi kadın erkek eşitliği çerçevesinde gelişmemişse, ondan cumhurbaşkanı adayı olmaz.
6. Yalan söyleyen, ahlaki değerleri yüksek olmayan kişiden cumhurbaşkanı adayı olmaz.
7.Dünyada saygınlığı olmayan ve sürekli saygınlık yitiren bir kişi cumhurbaşkanı adayı olamaz. Oturması kalkmasıyla, zerafetiyle bunu göstermesi lazım.
8.Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine inanmayandan aday olmaz. Bu ilkelere inanmış olacak. Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddelerinin değiştirilmemesi gerektiğine inanan kişiden aday olur.
9. Bilgi birikimi yetersiz, sanatı ve sanatçıyı düşman belleyen birisi aday olamaz. Sanatın 7 dalında da övgüler, birliktelikler, bunların tamamını yapabilecek kapasitede bir bilgi birikimi olması lazım.
10. Madde de geçmişi şaibeli olmayacak. Geçmişi şaibeli olan, adalet önünde kirlilikten arınmamış birisi cumhurbaşkanı adayı olamaz. Olmamalıdır.
Bu topraklar insan sevgisinin yoğurulduğu topraklardır. Biz adayımızı bütün bu değerleri koruyarak belirlemeliyiz. Değerli arkadaşlarım bu topraklardan Fatih Sultan Mehmet de çıktı. Bu topraklar Mustafa Kemal Atatürk’ü de yetiştirdi. En sıkıntılı olduğumuz zamanlarda elbette kahramanlar çıktı, önderlerimiz çıktı. İnsana bakışımızla yeni ufuklar açtık açmaya da devam edeceğiz. Biz nitelikli insanlar yetiştirdiğimiz halde birbirimizi tanımayız. Önyargılarımızla hareket ederiz Önyargılarımızı bırakacağız. Ne diyordu Einstein: Önyargıları yıkmak atomu parçalarına ayırmaktan daha zordur. Önyargılarımızla hareket etmeyeceğiz.
Bizim siyasetimizde kavga yok, barış var. Kardeşlik ve huzurdan yanayız. Huzursuz olan bir toplumun gelecek umudu olmaz. Beraber kaynaşarak umuda yürümek zorundayız. Demokrasi oluru olmazsa olmazı uzlaşmadır. Uzlaştığımız zaman demokrasinin kalitesini arttırırız. Farklı görüşteki siyasi partiler bir araya gelip uzlaşabiliyorlar.
(Birleşe birleşe kazanacağız sloganları üzerine) Siyaseti… Siyaseti birleşe birleşe kazanacağız. Ben söylüyorum sizin yerinize.
Evet birden fazla aday vardı. Daha iyiler mi daha kötüler mi. Bunu bilemeyiz. Ama bir gerçek var. Bir isim üzerinde uzlaştık Adı Ekmeleddin İhsanoğlu...
Ekmeleddin Bey kimdir? Yozgatlıdır. Buradan Yozgat’a selam gönderiyorum böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için. 57 ülkeyi çağdaş bir düşünceyle yönetiyor. 57 ülkeyi büyük bir başarıyla yöneten kişiye ''Gel Türkiye Cumhuriyet’ine cumhurbaşkanı ol'' diyoruz.
Belki en az Türkiye’de tanınıyor. Dünya çapında tanınmış bir bilim tarihçisidir. 20’nin üzerinde üniversiteden fahri doktorası vardır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından devlet üstün hizmet madalyası veriliyor.
Ekmel Bey adına ödül oluşturulan bilim insanlarından birisidir.
Çok sayıda kitabı, makalesi var. Uluslararası alanda devlet başkanlarıyla bir araya gelen gerektiğinde dik durmasını bilen bir isim. Anadolu toprağının insanı.
Biz böyle bir adayı önerdik, mutabakat sağladık. Biz hiçbir zaman cumhuriyetin değerleri ile çatışan birini ne önerdik ne aklımızın köşesinden geçirdik. Ekmel Bey’i gidin sorun. En az bizim ülkede tanınıyor. Paris’te, Rusya’da, Japonya’da sorun. 57 ülkeyi yöneten insanı biz seçtik. Bir devlet adamına yakışan bir açıklama var. Bu topraklarda çok sayıda isim var ama benim adım önerildiyse onur duyarım diyor. Siyasi lider seçmiyoruz cumhurbaşkanı seçiyoruz. Halkın arasına girecek halktan birisi olacak. Biz onu daha iyi tanıyacağız. Noterlik görevi yapmayacak adım gibi eminim.
Bugüne kadar toplumun hiçbir kesimini incitici açıklaması yoktur. O toplumu kucaklamak istemektedir. Böyle bir insan bizim için bir kazanımdır. Onun biz bir ödül ile ödüllendirdik. Devlet üstün madalyası vererek... Ancak dünyada pek çok kurum onu ödüllendirdi, ödüllendirmeye devam ediyor. Ben onu size emanet ediyorum.
© Tüm hakları saklıdır.