Gündem

Kılıçdaroğlu: CHP, kız ve erkeklerin aynı evde kalmasını desteklemiyor

Başbakan Erdoğan'ın 'CHP, kız ve erkeklerin aynı evde kalmasını destekliyor' yönünde bir tuzak hazırladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, böyle bir şeyi desteklemediklerini söyledi

09 Kasım 2013 03:04

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın "CHP, kız ve erkeklerin aynı evde kalmasını destekliyor" yönünde bir tuzak hazırladığını ileri sürdüğünü ve böyle bir şeyi desteklemediklerini söyledi.
 
Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Başbakan ile Hükümet Sözcüsü arasındaki çelişkiden ben sorumlu değilim, bu çelişkinin izah edilmesi kendisinden beklenmektedir" içerikli açıklamasına dair,  "Sayın Arınç, belki hayatında hiç düşmediği bir açmazla karşı karşıya. Başbakan'ın kapalı toplantıda yaptığı açıklamayı tümüyle asparagas olarak nitelendirdi. Aslında Başbakan'ı korumak için. Ama Sayın Başbakan, Arınç'ı tümüyle feda etti ve asparagas olmadığını haberin açıkça ortaya koydu." yorumunu yaptı.
 
 

'11 yıllık iktidar, yurt sorununu çözemedi'

 
Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber'in canlı yayınında "Günlük Özel" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.  Öğrenci evlerine yönelik tartışmalar ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, iktidarın 11 yıllık sürede yurt sorununu çözemediğini savundu. Çoğu gazetede kız ve erkek öğrencilerin ayrı evlerde kaldığına yönelik haberler çıktığını da anımsatan Kılıçdaroğlu, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kızlar ve erkeklerin ayrı yurtlarda barındığını söyledi.
 

'Doğru söz söylese, arkadaşları düzeltmeye çalışmazlar'

 
"Halkın kafasını karıştırarak, oy devşirmek doğru değil. Yazık, günah" değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, gençlerin asla suçlu pozisyonuna da düşürülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Başbakan Erdoğan'ın, bu açıklamayı Kızılcaham'daki basına kapalı toplantıda yaptığını, bir gazetenin de bunu kulis haberi olarak verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Arkasından Bakanlar çıktı, açıklama yaptı, Sayın Bülent Arınç da 'bu, asparagastır' diye açıklama yaptı. Ertesi gün salı toplantısında hiç de bunun asparagas olmadığı Başbakan'ın kendi sesinden bütün Türkiye'ye duyuruldu. Şimdi Bakanlar zor durumda kaldı, sadece Sayın Arınç değil, diğer Bakanlar da Sayın Yalçın Akdoğan da zor durumda kaldı, o da aynı şekilde bunu düzeltmeye çalıştı. İlk soruyu kendisine sorması gereken kişi Sayın Başbakan'dır. 'Benim söylediklerim toplumda rahatsızlık yaratıyor ki benim arkadaşlarım benim sözlerimi düzeltmeye çalışıyorlar.' Doğru bir şey söylese herhalde düzeltmeye çalışmazlar." 
 

'Yurt koşulları uygun olsa hiçbir öğrenci evde kalmaz'

 
Başbakan Erdoğan'ın "CHP, kız ve erkeklerin aynı evde kalmasını destekliyor" yönünde bir tuzak hazırladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, böyle bir şeyi desteklemediklerini söyledi. Türkiye'deki yurt sorununun 2 yılda çözülebileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, hiçbir öğrencinin koşullar olduğu takdirde, evde kalmayacağını belirtti.
 
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, bütün üniversite öğrencilerinin yurtlar dışında kız erkek bir arada kaldığı ve CHP'nin de bunlara sahip çıktığı yönünde bir pozisyon çizdiğini savunarak, "Kendi aklınca 'CHP, ahlaksızlara sahip çıkıyor' gibi bir algıyı yerleştirmek istiyor. Mecliste ezberi bozuldu, başörtüsü dolayısıyla. Bir boşluk doğdu hayatında, ne yapacağını şaşırdı, lafı buraya getirdi 'bir şeyler yakalayabilir miyiz?' diye. Hiçbir şey yakalayamaz. Biz, bu ülkenin değerlerine, insanlarına saygılıyız, gençlerine de sahip çıkıyoruz. Eğer bir sorun varsa, bizzat sorunun kaynağı kendisidir" diye konuştu. 
 

'İnsanların mahremine nasıl girebilirsin?'

 
Erdoğan'ın, "Benim de kızım var, ben de babayım. Bu da bir gerçek. Bundan dolayı tepki gösteriyorum" dediğinin hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, kendisinin de kızlarının bulunduğunu, evlat sevgisinin başka bir şey olduğunu vurguladı. 
Kılıçdaroğlu, "Ben, oğlumun, kızımın odasına kapısını çalmadan girmem. Onlar da bizim yatak odamıza kapıyı çalmadan asla giremezler. Aynı dairede oturuyoruz, herkes birbirinin mahremine saygılıdır. Siz, bunun üstündeki örtüyü kaldırdınız. Yazık, günahtır. Ne diyor 'meşru hayat vardır, gayrimeşru hayat vardır.' Allah aşkına bir Başbakanın söyleyeceği laf mı bu. Ben, şunu desem, 'meşru başbakan vardır, gayrimeşru başbakan vardır. Kusura bakma ama sen gayrimeşru bir başbakansın.' İnsanın mahremine nasıl girebilirsin" ifadesini kullandı.  Özel hayatın gizliliğinin anayasada da güvence altına alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ilgili maddeyi okudu. 
 

Arınç'ın restini değerlendirdi

 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bugün yaptığı açıklamalarının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
 
"Sayın Arınç, belki hayatında hiç düşmediği bir açmazla karşı karşıya. Başbakan'ın kapalı toplantıda yaptığı açıklamayı tümüyle asparagas olarak nitelendirdi. Aslında Başbakan'ı korumak için. Ama Sayın Başbakan, Arınç'ı tümüyle feda etti ve asparagas olmadığını haberin açıkça ortaya koydu. Bu tabii açıkça öyle anlaşılıyor ki Arınç üzerinde derin izler bıraktı ve hayatını, siyasetini sorgulamak zorunda kaldı. Arınç'ı ben şöyle tanımlarım; Arınç, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde akil adam olarak tanımlayacağımız sayılı kişilerden biridir. Yeri geldiği zaman düşüncesini gayet açık açıklayabilir. Açıklıyor da zaman zaman. Katılırsınız veya katılmazsınız. Siyasetçi olarak şöyle diyeyim, hani bazen 'vicdan sahibi' diye seslendiğimiz bazı kişiler vardır, yani haksızlık karşısında itiraz etmesini bilir. Böyle birkaç haksızlık karşısında itiraz ettiğini biliyorum. Örneğin Deniz Feneri olayında, RTÜK'ün başında olan kişinin orada kalmaması gerektiğini söyledi. Bu, çok önemli bir çıkıştı. Ama kaldı orada. Buna benzer Sayın Arınç'ın toplum vicdanını rahatsız eden olaylarda net tavır takındığını biliyoruz. Eğer AKP içinde hayatı sağlıklı sorgulayan, vicdanlı kişilerden biridir, diyebilirim. Bu açıklaması bana göre önemli, sonuçları ne olur, yankıları ne olur onu bilemem, partinin kendi iç sorunudur. Sayın Başbakan yurt dışından gelince nasıl cevap verir bilemem. Olayı düzeltmesi gereken kişinin Sayın Başbakan olduğunun altını özenle çiziyor konuşmasında. Sayın Hüseyin Çelik'in yaptığı açıklamayı Sayın Arınç'ın yeterli göreceğini sanmıyorum." 
 

'Sarıgül'e rozet takacağım'

 
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün yarın parti genel merkezine geleceğini, kendisinin Sarıgül'e partinin rozetini takacağını söyledi.  Sarıgül'ün 20-25 bin kişiyle geleceğini ifade ettiğini, onlara kısa bir konuşma yapmayı düşündüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geldiği nokta itibarıyla bir arada olmaları gerektiğini vurguladı. 
Kılıçdaroğlu, Sarıgül'le gelen 20 bin kişi partiye katılırsa olursa daha da mutlu olacağını ifade ederek, "Türkiye'yi kucaklamak zorundayız. Ayrışma, kavga politikası bu ülkeye yaramıyor. Büyümek zorundayız. Yanlış algıların tümünü değiştirmek istiyoruz, biz ülkemizi seviyoruz" dedi. 
"Sarıgül'ün partiye genel başkan olmak için geldiği yorumları var, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, bir siyasetçinin temel görevinin, kendi koltuğu ile ilgili kuşku ve endişe üzerine siyaset oluşturmaması olduğunu aktardı. 
Kılıçdaroğlu, "Ben isterim CHP'de bir belde başkanı da gün gelir 'ben CHP Genel Başkanı olurum' iddiasında bulunsun. Bir kişinin ben CHP Genel Başkanı olurum iddiasında bulunmasından daha doğal ne olabilir" dedi. 
Başka bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, Sarıgül'de böyle bir düşünce sezmediğini ancak "adayım" dediğinde de saygı duyulması gerektiğini dile getirdi. 

İlgili Haberler