Gündem

Kılıçdaroğlu: Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı

Baykal, “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olmayacaksa parti başkanlığını bırakmalı” demişti

03 Mayıs 2017 23:11

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’daki referandumda kabul edilen ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sistemine dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı” dedi.

Kılıçdaroğlu, referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) verdiği “mühürsüz oy ve pusulaların da geçerli sayılması” kararının hukuka aykırı olduğunu tekrarlarken, “Sandıktan ‘hayır’ çıktığını bütün dünya kabul ediyor” dedi.Kılıçdaroğlu, “YSK üyeleri hakkında ayrıca suç duyusunda bulunacağız. Bir yargıcımız var ona saygı duyuyorum gayet güzel bir muhalefet şerhi yazmış” ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimi için MHP ve CHP'nin çatı aday olarak belirlediği Ekmeleddin İhsanoğlu'nun doğru bir karar olduğunu savundu.

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar hakkında disiplin süreci başlatılmasına ilişkin olarak açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Bizim partimizde bütün arkadaşlarımız fikirlerini aktarırlar. Genel başkan dahil herkesi eleştirebilirler. Hiç kimse kendisini partinin üstünde görmemeli, eleştirinin dozunu kamuoyu önünde istediğim lafı söylememeli. Salı günü onu söyledi. Partiyi kim yıpratırsa kapının önüne koyacağım, nokta" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın "Abdullah Gül yüzde 49'un temsilcisi olabilir" sözlerine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, "İsimlerin konuşulması hiç doğru değil. İsimleri daha şimdiden hedef tahtası haline getirmek doğru değil. Şimdiden konuşup onları törpülemek doğru değil" ifadelerini kullandı.

"Böyle bir şey olabilir mi ya?"

Kılıçdaroğlu, sosyal medyada gündem olan "Böyle bir şey olabilir mi ya" capsleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

"Ne söyleyeyim ben şimdi? Her şey o kadar açık ki söyleyecek bir şey bulamıyorsunuz. Ya çok ağır konuşacaksınız... Aslında birkaç yerde kullandım ama gençlerin ilgisini çekiyor galiba."

NTV’de canlı yayında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri şöyle:

Referandum öncesinde evet çıkarsa diye bir seçenek düşünmüyorum demiştiniz. Çıkan sonucu nasıl değerlendirirsiniz, kendinizi ve hayır cephesini başarılı buluyor musunuz? 

Sandıklardan hayır çıktığını bütün dünya kabul ediyor. Evet sonucu meşru değil. YSK yasalara aykırı kararlar verildi. O kadar açık ki üzerinde tartışılamaz bile. Yasa geçersiz sayılır diyor geçerli saydılar. Ne hukuk ne kanun ne TBMM’nin iradesini bir kenara attılar. Ben çete diyorum. Yasalara aykırı bir oluşum bir grup bir araya gelir yasalara aykırı karar verir onlara çete denir. YSK benzer bir tercih yaptı. O nedenle hayır çıktığına yüzde yüz eminim. Siyasi otoriteden talimat aldılar yasaları açıkça çiğnediler ve eveti çıkardılar. Bu toplumun vicdanı bunu kabul etmez. Bütün uluslararası raporlarda da gayrimeşru bir referandum olarak tanımlanıyor. Hangi demokraside yasalara aykırı bir düzenleme meşru sayılır. Siz parlamentonun yetkilerini alıp bir kişiye teslim edeceksiniz ve bu ülkenin insanları buna evet diyecekler, hayır dediler.

Her sandık başında sizinde temsilciniz vardı. Sandıklar açıldı oylar sayıldı sizin temsilciniz not aldı belki tutanak tuttu. Var mı elinizde şu kadar oy mühürsüz pusulayla çıktı, o oylarda şu kadar evet bu kadar hayırdı gibi. 

Başlangıçta mühürsüz oy pusulaları ayrılmıştı. Dolayısıyla onlar tutanağa daha sonra sayılıp geçirilecekti. YSK bu kararı verip bir mesajla sayılacaktır dendiği andan itibaren hepsi sayıldı. Dolayısıyla kaç tane var kimse bilmiyor. 

Bu uygulamanın daha önce 5 seçimde de uygulandığı yönünde eleştiriler var. Dolayısıyla işlerine gelmediği için itiraz ediyorlar daha önce uygulanmış kuraldır dendi. 

Hiçbir tutarlılığı yok. 2010’dan sonra hangi örneği veriyorlar? 2010’dan önce doğrudur var örneği. YSK mühürsüz oy pusulaları kullanıldı diye bir seçimi iptal etti ve ilçede o seçim yenilendi. Yasa bu kadar açıkken sizi nasıl kendinizi parlamentonun iradesinin üstünde konumlandırıyorsunuz ve nasıl yasanın sayılmaz dediğine siz sayılır diyorsunuz. 

Az evvel çete ifadesini kullandınız YSK için, bugün bir açıklama yapıldı eleştiriler üzerinde suç duyurunda bulunulacağı açıklandı. 

Çok memnun olurum. Eğer benimle ilgili çete lafıyla ilgiliyse suç duyurusu götürüp hakimin önüne bunu koyacağım. Başka illerdeki hakimlerin yazdığı muhalefet şerhlerini de koyacağım. Bazı hakimler muhalefet şerhi koydu yasa bu kadar açıkken biz bunu nasıl sayarız dediler. Kendileri muhalefet şerhleri yazdılar. Kanun böyle diyor, genelge böyle, eğitim filmlerinde de böyle, bütün uygulama böyle, sabahtan akşama böyle, 17’de bir talimat alıyorlar ve bir kişinin başvurusu üzerine bütün bunları yok sayıp yeniden sayıyorlar. O yüzden burada kazanan hayır. Çalınan oy YSK’da gasp edildi. YSK’nın nasıl olsa evet çıkaracağı konusunda o kadar eminler ki seçimler sonuçlanmadan biz kazandık dediler, balkon konuşması yaptılar vesaire. Ama bütün dünya bu olaya tanıklık etti ve bunun doğru olmadığını bütün dünya kabul ediyor.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak AİHM’e başvuracaksınız. Ne hedefliyorsunuz beklentiniz nedir? 

Gayrimeşruluğun hukuki olarak onaylanmasını bekliyoruz. Yasalara aykırılığı çok açık. Oradaki hakimlerde bakınca şaşıracaklardır büyük ihtimalle. Önce AİHM’in konusuna girer mi girmez mi ona bakacaklar. Bununla ilgili güzel bir dilekçe hazırlığımız var akademisyenlerle çalıştık ve önümüzdeki günlerde başvuruyu yapacağız. Bir yasa mühürsüz oy pusulaları geçersizdir diye tanımlar ve hakimde mühürsüz oy pusulaları geçerlidir diye karar verirse herhalde yargıç sen kendini ne zamandan beri parlamentonun üstünde konumlandırdın diyecektir. Ne zamandan beri TBMM’nin yetkilerini kullanmaya başladın diye soracaktır. 

Beklentiniz yönünde bir karar çıkarsa sonrasındaki yol haritanız ne olacak? 

 Şu andaki gayrimeşruluk onaylanmış olacaktır.

AİHM’in seçimin yenilenmesi veya iptal ettirilmesi gibi bir karar vermesi mümkün değil. 

Kemal Kılıçdaroğlu: Biz sadece hayır oyu kullananların hakkını savunmuyoruz evet oyu kullananlarında hakkını savunuyoruz. Halk oylamasına şaibeyi bulaştıran evet veya hayır oyunu kullanan vatandaşlar değil. Şaibeyi bulaştıran YSK’da konumlanmış bir grup çeteci. Yasaya aykırı çıkıp karar almaları. Dolayısıyla evet oyu kullanan vatandaşın tercihi bizim başımızın üstünde. Siz seçimlerin s ağlıklı sonuçlandırılmasıyla görevlendirilmişken yasaları bir tarafa atıp ben bildiğimi okurum derseniz bu doğru olmaz. AİHM’e gideceğiz derken yeniden Avrupa’ya gittiler Türkleri devleti şikayet ediyorlar dediler. Biz devleti filan şikayet etmiyoruz. Bir haksızlık olduğu açık hiçbir yoruma vermeyecek kadar açık. Peki nasıl olur da ben haksızlık karşısında susacağım. Kim bana sen sus diyecek. 

Olumlu bir sonuç çıkmazsa bunu biz değerlendiremeyiz yanıtını alırsanız örneğin…

Onu bilemem. Değerlendiremeyiz demesi buna meşruluk kazandırmaz. Bizim bütün arzumuz kendi görev alanına girdiğiniz görüp bunu incelemesi. İncelediği andan itibaren bütün gerçekler ortaya çıkacaktır. AGİT raporunda var, Avrupa Konseyi’nde Türkiye'nin denetime alınmasında bu da var. Bütün dünyanın bildiği bir gerçeği yargı kararıyla tescillemek istiyoruz. Sandığa gitti bu vatandaşlar. Görevlerini yaptılar. Kimisi evet dedi kimisi hayır dedi. Siz kullanılan bu oyların tamamını yasalara aykırı şekilde gayrimeşru bir hale getiriyorsunuz. YSK üyeleri hakkında ayrıca suç duyusunda bulunacağız. Bir yargıcımız var ona saygı duyuyorum gayet güzel bir muhalefet şerhi yazmış. Hem anayasaya hem yasalara aykırılığı gayet güzel yazmış. Dolayısıyla diğerleri hakkında hem Danıştay hem Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü yasaları açıkça ihlal etmişler. Bunu anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye gerek yok ilkokulu da bitirmeye gerek yok. Akıl sahibi olmak yeter. Demokrasiden yana olanlar 'Hayır' dedi. Tüm baskılara rağmen yüzde '49' 'Hayır' dedi. Toplum karpuz gibi ortadan ikiye ayrıldı. İlk sakıncasını gördük, Cumhurbaşkanı partili oldu. Evet ve Hayır'ın gerekçelerini araştırıyoruz.

YSK’nın sizin itirazınıza verdiği yanıtı oy çalındığına dair bir kanıt konulmadığı için reddine dendi. 

Birden fazla gerekçesi var her gerekçede biraz daha batıyor. Tam kanunsuzluk oluşmamıştır diyor. Yarım kanunsuzluk hali mi var? Bunlar hangi hukuk fakültesinden mezun olmuş anlamakta zorluk çekiyorum. Zarflar geçersiz sayılır diyor sen geçerli sayıyorsun. Bundan daha tam kanunsuzluk olur mu? Çalınan oylar siz zaten çaldınız. Bizim seçim kurullarına çok sayıda itirazımız var onlar buraya gelmiyor. Oy pusulaları filigranlı olduğu için bunların sahte olmadığı düşünülüyor oradan yola çıkıyorlar onun için geçerli saydık diyorlar. Kalpazanlıktan da haberleri yok. Adam sahte dolar basıyor, TL basıyor senin oy pusulanı mı basamayacaklar. Bana çıkıp yasa şunun mührü öngörmüş, öngörmesinin temel nedeni sahte oy pusuları kullanılmasın diye. Siz mühürsüz kullandığınız andan itibaren yeni sahte oy pusularları ya da başka oy pusulaları, çünkü seçmenden fazla oy pusulaları basıldı ve dağıtıldı. Mühürlemeden oy kullanabilir birileri. 

Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimin meşruiyetini tartışmak yerine 2019 stratejisi için bir an evvel çalışmaya başlasın eleştirisi yapılıyor. 

Asla vakit kaybı değil. 1982 anayasası yüzde 91.7 yanlış hatırlamıyorsam kabul edildi. 1982 anayasası aradan kaç yıl geçti hala meşruiyetini tartışıyoruz. Bu yapılan düzenleme bir YSK kararıyla zaten gayrimeşru hale getirildi, bizim anayasamıza fiilen aykırı hükümler var, tek adam rejimi var bütün bunlar ortadayken biz bunun gayrimeşruluğunu gerçek bir anayasa değişikliği yapıncaya kadar her platformda dile getireceğiz. Ama biz sadece bununla uğraşacağız diğer konularla uğraşmayacağız anlamına gelmesin. Yasa yürürlükte olabilir ama meşruiyeti tartışmalı olabilir. Bu da aynı 1982 anayasası gibi yürürlüğe girdi ama meşru değildir. 

Seçmen nasıl bir mesaj vermek istedi sizce? Bir de sizce kimler hayır oyu verdi? 

Demokrasiden yana olan herkes hayır oyu verdi. Bunun için ülkücüler vardı, milliyetçi dediğimiz kesim vardı, sosyal demokratlar, liberaller vardı, HDP’liler, Saadet Partliler vardı. Demokrasi paydasında buluşturlar. Bir kesim Türkiye’nin bekası açısından bu anayasa değişikliğinin çok tehlikeli olduğunu düşünüyordu. Bir ülke bir kişiye emanet edilemez ama YSK kararıyla ettik. Bazıları hak, hukuk özgürlükler açısından karşı çıktı. Sonuçta biz kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz, ayrılıklarımızı farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görüyoruz. Bir ortak paydada yeri geldiğinde buluşabiliyoruz. HDP ile ülkücülerin aynı paralelde oy kullanmaları Türkiye için çok değerli bir olaydır. Mesela ben gidip evet verip büyük bir vebalin altına girmek istemiyorum diyen çok vatandaş duydum. Sonuçta ortaya çıkan tablo Türkiye'nin demokrasiye olan bağlılığı kanıtlaması açısından bütün eşitsiz koşullara rağmen, devletin bütün olanaklarını kullanılmasına rağmen ve YSK’ya rağmen bu ülkedeki insanların en azında yüzde 49’u ben hayır diyorum dedi. Anayasa değişiklikleri toplumsal uzlaşma belgesidir. Bu anayasa değişikliği Türkiye ortadan ikiye ayırmıştır karpuz gibi. Süratle Türkiye'nin siyaset kuruma düşen görev bir toplumsal uzlaşma belgesini oluşturmaktır. Yapacağız ve vatandaşın bilgisine sunacağız ve desteğini alacağız. Binali beyin söylediği iki cümlesi var, “OHAL koşullarında referanduma gitmeyiz ve bunu dedirtmeyiz.” Tam tersi oldu. 12 Eylül’ün sıkı yönetim koşullarında gidildiği gibi. Bir şey daha söyledi,” yapılan değişiklik toplumun kahir ekseriyetinin çoğunluğunu almazsa bu anayasa değişikliği doğru olmaz” diye bir cümle de kurdu. Sakıncalarını önümüzdeki süreçten itibaren göreceğiz. İlk sakıncasını gördük cumhurbaşkanı partili oldu. 

Bir o kadar seçmende evet oyu verdi, evet oyu verenler demokrasiden yana tavır koymadılar mı, birlikte yaşamaktan yana tavır koymadılar mı? 

Onlarında değerlendirilmesi lazım. Neden evet oyu kullandın diye özel bir suçlama getirtmek benim hakkım da değil haddim de değil. “İçeriye girdim evet oyuna mührümü bastım dışarıya çıkınca büyük bir pişmanlık duydum bu kadar yetki bir kişiye verilir mi” diyeni de duydum. Evet veren vatandaşlarımız sakıncaları ortaya çıkınca neden kullandım diye kendilerini sorgulayacaktır. Ayrıca araştırmamız lazım onu. Hayır oyu kullananların hangi gerekçelerle kullandıkları evet oyu kullananların hangi gerekçelerle kullandıklarını araştırıyoruz. Partinin dışında çalışan ekipler var. 

15 günlük süre içinde özelikle büyükşehirlerde çıkan hayır oylarıyla ilgili bir araştırma yaptınız mı? 

Büyükşehirlerde yaşayanlar hayatı daha hızlı sorgulayabiliyorlar. Büyük kentlerde yaşamanın getirdiği artıları ve eksileri biliyorlar. Özellikle demokrasi eksikliğinin can ve mal güvenliğinin bir kişiye teslim edilmesinin yaratabileceği risklerin çok farkındalar. Hem iş dünyası hem sivil toplum kuruluşları buralarda daha güçlü. Hayır oyunun buralarda yüksek çıkması bizi şaşırtmadı olması gereke buydu. 

Yüzde 48.6’lık bir blok var ve bu bloğa referandum sürecinde ben liderlik ettim diyor musunuz? Eğer diyorsanız 2019 için cumhurbaşkanlığına adaylığınızı düşünüyor musunuz?

Biz öteden beri partili birisinin cumhurbaşkanı olmasını istemedik ve karşı çıktık. Cumhurbaşkanı dediğiniz tarafsız olmalı, toplumun her kesimine güven vermeli, kucaklamalı her kesimi. Eğer Parti ile ilişkisini sürdürürse o cumhurbaşkanı olamaz. Adı cumhurbaşkanı olabilir ama 80 milyonun cumhurbaşkanı olamaz sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı olabilir. Hem vali temsil edecek hem partili mil başkanı temsil edecek aynı kişiyi. Vali mi etkili olacak partili il başkanı mı? Partinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı mahkemeye tayin yapacak. Partili birisinin cumhurbaşkanı olmasını doğru bulmuyoruz. Ahlaki olarak ya da vicdani olarak, adalet açısından da doğru bulmuyoruz. Ben bir partinin genel başkanı olarak bir mahkemeye hakim tayin edersem o mahkeme adalet dağıtır mı? Halk güvenir mi? Ben şahsen güvenmem. Cumhurbaşkanı yemin metni hala duruyor değişmedi. 103. Maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarihi huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Aday olacağım demiyorsunuz yani.

Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı. Eğer olursa nasıl gidecek namusu ve şerefi üzerine yemin edecek? Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu? Ben nasıl tarafsız davranacağım diyeceğim. Namus ve şeref kavramı bu topraklar için çok değerlidir. 

Partili cumhurbaşkanı olmaz dediniz. Aday olabilirsiniz cumhurbaşkanı seçildiğiniz anda parti ile ilişiğinizi kesersiniz. 

Sayın Abdullah Gül partiliydi, cumhurbaşkanı seçildi gitti istifasını edip yaptı. Bir sorun var mıydı? Yoktu. Şimdi siz seçildiniz yemin ettiniz metin burada duruyor nasıl tarafsız olacaksınız? İki futbol takımı var karşılaşan birisinin antrenörüne gel sen hakemlik yap diyorsunuz. Yapması mümkün değil kendi takımını tutacak. O nedenle her zaman söyledik oy kullanırken düşünün.80 milyonun cumhurbaşkanı olacak bir kişi nasıl bir partinin üyesi olur. Bir partinin üyesi olursa nasıl tarafsız olur. Şimdi ayrıca partinin genel başkanı olacak ve hakim tayin edecek. 

Cumhurbaşkanı adayı olmaya Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı sıfatını bir kenara bırakarak olmaya nasıl bakıyorsunuz? 

Önümüzde uzun bir süre var. Bizim kurullarımız var, biz kendimizi lider partisi değil kadro partisi olarak görürüz. Lider partileri lider gidince biter. Yüzde 49 oyu önce tahlil edeceksiniz bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu mudur? Değildir. Bu referandumda partili cumhurbaşkanı olmasın diye hayır oyu verildi. Hem cumhurbaşkanı hem partinin genel başkanı olmasın diye hayır oyu verildi. Siz bütün bunları düşünerek bir aday belirlenecekse bu çerçevede belirlenecek. 

Eski genel başkan sayın Deniz Baykal’ın, “Eğer Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olarak adaylığını koymuyorsa koltuktan insin, kurultay toplansın yeni bir genel başkan seçilsin ve yola devam etsin” açıklamasını yaptı. 

Sayın Deniz Baykal’ın açıklamalarını saygıyla karşılarız ama bizi diğer partilerden ayıran yetkili kurullarımız var. Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı, hangi strateji ile belirleneceğini kurullar konuşular. Biz bunun çalışmalarına bugünden başladık zaten. Bugün buraya gelmeden önce 50’nin üzerinde sivil toplum örgütünün başkanıyla konuştum. Referandum sürecini değerlendirdik. Önümüzdeki hafta bazı siyasi partilerin liderlerini ziyaret edeceğim. Dolayısıyla ben şöyle olacak diyeceğim ve öyle olacak yok. Yetkili kurullarda karar alır ve ortaya koyarız. 

Sayın Fikri Sağlar’ın açıklamaları var. Bu çatı aday belirlendiği dönemde Fikri Sağlar’ın, “Biz konuştuk ama ne parti meclisinde ne yetkili kurullarda konuşuldu sayın İhsanoğlu’nun ismi. Birden bire sayın genel başkan çıktı bizim çatı adayımızdan açıklamasını yaptı” dedi. O tercih şimdi gelen eleştiriler nasıl değerlendirirsiniz. 

O da konuşuldu ama çok dar bir alanda ve dışarıya sızmamasına da büyük özen gösterdik. Birden fazla kurulda görüşülmedi kurulunun kararıydı. Bu kez sadece kurulumuz, kurullarımız değil diğer siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar bunlarla oturup konuşmak durumundayız. Bu yüzde 49 bir demokrasi paydasının oluşturduğu bir oran. Dolayısıyla bu oranı güçlendirmek zorundayız. 

Ekmeleddin İhsanoğlu isminin arkasında durur musunuz geriye baktığınız da doğru bir isim miydi? 

Dururum tabi doğru bir seçimdi. Dünyada tanınan bir isim, adına uluslar arası ödüller düzenlenen verilen değerli bir insan. Ekmeleddin bey bugün cumhurbaşkanı koltuğunda olsaydı Ortadoğu’da bunların hiç birisi olmazdı. Seçmen için aday belirlemek elbette oturacağız konuşacağız nitelikler konusunda…

Nedir o nitelikler? Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayında neler olmazsa olmazınız? 

Türkiye'nin temel değerlerine inanacak, Türkiye'nin tarihine inanacak, parlamentonun güçlendirilmesini inanacak, sivil toplumun sendikaların, meslek kuruluşlarının varlığının demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olduğuna inanacak. İnsan haklarına inanacak. Barıştan yana olacak. Bir demokraside aranan bütün kurallardan yana olacak yani. Bu niteliklere uygun dünya kadar insan var. Bu nitelikleri sahip insanları diğer kişilerle de oturup konuşacağız bir dayatma kültürü yapmayacağız. Bizim aklımıza gelmeyen ama bir sivil toplum örgütünün aklına gelen çok önemli birisi vardır. Hepsi oturup konuşulur. Acele işe şeytan karışır diye çok güzel bir laf vardır. 

Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu grupları bir araya getirebilecek örneğin HDP’nin ve Milliyetçi Hareket Partili muhaliflerin de tamam diyeceği bir aday var mı? 

Belki birden fazla aday çıkacak. Siz bir aday çıkarırsınız 100 bin oyla bir başkası aday çıkar. Olmazsa 2. tura kalıyor ve en çok oyu alan cumhurbaşkanı seçilir. 

Bu 1. ve 2. tura dair kararınızı da uzun istişareler sonucunda mı kara vereceksiniz yoksa önceliğimiz 1.turda bitirmek mi diyeceksiniz yoksa önemli olan 1.turu geçmek ve nihayete 2.tur sonunda erdirmek m diyeceksiniz? 

Siyasette koşullar her an değişebilir. Bugün için söylediğiniz düşünceler yarının koşullarına göre değişebilir. Düne kadar yan yana gelmeyen milliyetçilerle HDP’lilerin yan yana oy kullanabileceğini düşünür müydünüz? Adalet ve Kalkınma Partisi’nden hayır oyu veren çok insan var. Demokrasiye sahip çıkacak, parlamentoyu güçlendirecek, milli iradeyi güçlendirecek, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanının da meclise gelip konuşmasına imkan verecek, çağdaş ülkelerde öngörülen demokratik standartların tamamını Türkiye'ye getirecek bir süreci istiyoruz. Bu süreci sadece ben istemiyorum diğer siyasi partilerde istiyor. Emin olun evet oyu veren çok sayıda vatandaşta bunu istiyor. Biz bu evet oyunu sadece ve sadece sayın Erdoğan için veriyor diyen çok kişi var. Kişiler fanidir dedim kişiye endeksli oy kullanmayın dedim referandum öncesi. Türkiye'nin geleceğini dikkate alın ve oyunuzu öyle kullanın dedim. 

Abdullah Gül’le ilgili açıklamaları da çok konuşuldu Deniz Baykal’ın. 367 krizinin yaşandığı düşünülürse Cumhuriyet Halk Partisi’nin Abdullah Gül’ün adaylığına bakışına dair sizin fikrinizi yorumunuzu almak isteriz. 

Ben bu süreçte isimleri konuşulmasını asla ve asla doğru bulmam. Kişileri yıpratmaya, alıp hedef tahtasına koymaya hakkımız yok. Sayın Gül ister mi istemez mi onu bilmem ama bugünden kalkıp belli isimleri vererek o isimleri öğütmek gibi bir şey doğru olmaz.

 

İlgili Haberler