CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanlığı makamına verilecek yetkilere dikkat çekerken, “Eğer bir kişiyi ikna ederseniz veya bir kişiyi kandırırsanız Türkiye Cumhuriyeti devletini 24 saat içinde ele geçirirsiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın miting alanlarında yaptıkları konuşmalarda anayasa değişikliğine kendisinden çok daha az yer verdiklerine dikkat çekerken, “Miting meydanlarında konuşuyorlar. Sabah, öğle, ikindi Kılıçdaroğlu. Ne yaptım ben? Devletin arabasını, uçaklarını kullanmıyorum. Devletin paralarını kullanmıyorum, ne yaptım ben? Ben sadece hepimiz huzur içinde yaşayalım diyorum. Gelsinler oturalım medeni insan gibi konuşalım” ifadelerini kullandı.
"Acele işe şeytan karışır"
Sinop Boyabat’ta konuşan Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri şöyle:
Terörü bitirdiniz de elinizi tutan mı oldu. Tek adam rejimi olursa her şey hızlı olur deniyor. Acele işe şeytan karışır. Neden Meclis'in elinden yetkiler alınıyor, biz de bilelim. Başkan yardımcısı kaç tane olacak, belli değil. Bakan sayısı bir kişinin takdirine bağlı. Biz bu milletvekillerini diye gönderdik Meclis'e. Diyelim ki, Boyabat'ta pirinç üreticisinin bir derdi var. Vatandaş bir milletvekiline git Meclis kürsüsünde Bakan'a anlat dedi. Bakan niye çözmüyorsun diye sordu, yeni düzenlemeye göre bu soruya Bakan asla cevap vermeyecek.
"24 saat içinde ele geçirirsiniz"
Eğer bir kişiyi ikna ederseniz veya bir kişiyi kandırırsanız Türkiye Cumhuriyeti devletini 24 saat içinde ele geçirirsiniz. Bir kişiye öyle yetkiler veriyorsunuz ki, devletin bütün valilerini, bütün komutanlarını, bütün emniyet müdürlerini değiştirebilirsiniz. Demokrasilerde böyle bir yetki yoktur.
Yüce Allah'ımız de diyor. Siz aklınızı kullanmıyor musunuz diyor. Allah'ın bize verdiği en değerli hazine akıldır. Aklımızı kullanarak istişare yapacağız. Şimdi deniyor ki, 80 milyonun aklı bir kişiye emanet edilsin. Bu söylediğim olay hepimizle ilgili. Bugün A kişisi başkan olur, yarın B kişisi. Parti kimliğiyle ilgili değil.
"Ne yaptım ben?"
Benim yalan söylediğimi iddia ediyorlar. Ben de çağrıda bulundum. İstediğiniz yerde, istediğiniz kanalda oturup konuşalım tartışalım. Miting meydanlarında konuşuyorlar. Sabah, öğle, ikindi Kılıçdaroğlu. Ne yaptım ben? Devletin arabasını, uçaklarını kullanmıyorum. Devletin paralarını kullanmıyorum, ne yaptım ben? Ben sadece hepimiz huzur içinde yaşayalım diyorum. Gelsinler oturalım medeni insan gibi konuşalım. Bir araya gelebiliriz, o da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş evinde dinlerken karar vatandaşın olur.
"Oğlum askere gidiyorsa onların da oğlu gitsin"
18 yaşında milletvekili olacak diyorlar. Sizin içinizden çocuğum milletvekili olacak diye inanan var mı? Gaziantep'te evet çadırını ziyaret ettim. Niye karşısınız diyorlar. Benim karşı olduğum şudur; 18 yaşında milletvekili olacak askerden muaf olacak, iki yıl sonra emekli hakkına sahip olacak. Garibanın oğlu şehit olur. Garibanın oğluna askere git diyorsun, kendi çocuklarına ikbal hazırlıyorsun. Benim oğlum askere gidiyorsa onların da oğlu askere gitsin.
"Hangi gerekçeyle vatandaşlık veriyoruz?"
4 milyon Suriyeli var, vatandaşlık vereceğiz diyorlar. Suriyeli gider hastaneye para vermez, benim vatandaşım para verir. Evet oyu verin, onlara vatandaşlık vereceğiz diyorlar. Hangi gerekçeyle vatandaşlık veriyoruz.
İşin özeti şudur, 16 Nisan'da gidip oy kullanmanızı isterim. Çünkü burada bir parti seçmiyoruz, geleceğimizi oyluyoruz. Bizim logomuzun üzerinde saçları örgülü bir Anadolu kızı var. Bu çocuk 23 Nisan 1920'de kendisine çocuk bayramı armağan edildiğini biliyor. O Meclis'i baş tacı yapacağımıza bir kişiye emanet ediyoruz. Bu çocuk diyor ki, benim meclisime dokunmayın diyor.
Hayır çıkarsa kaos olur diyorlar, niye kaos olsun. Başbakan yerinde, Cumhurbaşkanı yerinde, bakanlar yerinde. Bir sorun var mı, yok. Bir kaos çıkmaz. Ama evet olursa ne olur? Sevgili anneler freni olmayan bir otobüse çocuğunuzu bindirir misiniz? Nereye gittiği belli olmayan, freni olmayan bir otobüse 80 milyonu bindireceğiz, nereye gideceğiz belli değil. Evet oyu kullanmanın vebali ağırdır. 1982 Anayasası'nda hayır oyunu kullandım. 2010 referandumunda yargı tarafsız ve bağımsız olacak deniyordu. O da anayasa değişikliğiydi. O da yanlıştı, bu da yanlış. Bu freni olmayan otobüs nereye gidecek?