T24 - CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan bir bölücübaşı. Buradan çağrı yapıyorum, 'Bana bölücübaşı dedi' diye mahkemeye versin beni, mahkemede nasıl bölücülük yaptığını ispat edeceğim onun" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanaltürk'te katıldığı canlı yayında, kendisinin değil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerginlik yarattığını belirterek, "Bizim güzel bir atasözümüz var, rüzgar eken fırtına biçer, diye. Buna her politikacının dikkat etmesini söyledim ama sayın Erdoğan'ın ertesi gün yapmadığı küfür kalmadı. Bunu niye yapar, ben anlamakta zorlanıyorum" dedi.
Hopa'daki olayların ardından Vali ile Emniyet Müdürü'nün görevlerinden ayrıldığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Bana küfreden o kişinin de o görevden istifa etmesi lazım" diye konuştu.
Her siyasetçinin gittikleri yerlerde seçim propagandası yapılmasına olanak sağlanması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bir yurttaşın Hopa'da yaşamını yitirmesinin kötü bir olay olduğunu söyledi. Hopa'da otobüsten düşerek yaralanan polise geçmiş olsun dileklerini ilettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ben bu kadar duyarlıyım, öbür taraftan gelen küfre bakan, bunu anlamakta zorlanıyorum. Bende gerginlik yok, öyle bir şey benim kitabımda da yok ama gerginliği yapan sayın Erdoğan'dır" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Diyarbakır mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "bölücübaşı" olarak nitelendirdiğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan bir bölücübaşı. Benim açımdan bu ülkeyi bölmek isteyen, yurttaşları ayrıştırmak isteyen herkes bölücüdür. Bayrak bu ülkede yaşayan 73 milyon yurttaşın ortak paydasıdır. Hiç kimse bu bayrağın sahibi benim diyemez. Bu bayrağın sahibi hepimiziz. Bizim ortak paydamız bayrak. Nasıl diyebilirsiniz ki 'şu mitingde Türk bayrağı yoktu' diye? Allah aşkına bunun üzerinden politika yapılır mı? Bayrak, etnik kimlik ve din üzerinden politika yapan ülkeyi ayrıştırır. Onlar bölücüdür, ben bütünleştiriciyim. Defalarca kullandı bunu, en sonunda dayanamadım, 'Sen bölücübaşısın. Ülkeyi bölüyorsun' dedim. Bundan kırılmasın, beni mahkemeye versin. Buradan çağrı yapıyorum, 'Bana bölücübaşı dedi' diye mahkemeye versin beni, mahkemede nasıl bölücülük yaptığını ispat edeceğim onun."
İnan Kıraç'ın değerlendirmeleri
Kılıçdaroğlu, İnan Kıraç'ın, "CHP'nin birinci parti olacağı" yönündeki değerlendirmesinin ardından Başbakan Erdoğan'ın bazı açıklamalar yaptığının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Sayın Erdoğan Türkiye'yi o hale döndürdü, olağanüstü hal rejimi var Türkiye'de, kim ne derse desin. Yüzlerce örneğini verebilirim. Bir, referandumda 'tarafsız olan bertaraf olur' dedi. Bu ne demektir? Açıkça gözdağıdır, 'ya benim yanımda olursunuz, ya yok olursunuz' demektir. İki, Sayın İnan Kıraç'a açıkça tehdit...'Ya sen onu söyledin, seçimden sonra ben sana gösteririm.' Başka bir şey, Telefonla konuşulmuş, BDP'liler destek verecekmiş, 'yarın gazetelerde bunun telefon konuşmaları yayınlanacak' dedi. Ne demek bu? Her kaset önce Başbakan'a geliyor. Gelmeden konuşamaz.
Diyelim ki ben bir iş adamıyım, dedim ki 'X parti birinci olacak.' Demokraside bir adam bunu söyleyemez mi? Bunu söyledi diye linç edilir mi? Bir iş adamı veya bir gazeteci, 'CHP birinci parti olacak' dedi. Ne demek ya? 'Vay efendim sen nasıl CHP birinci parti olacak, dedin' diye neredeyse adamı linç edeceğiz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bunun adı demokrasi mi? AKP birinci parti olacak dediği zaman alkış, CHP birinci parti olacak dediği zaman mal varlığına göz dikti, 'senin mal varlığını yok edeceğim' diyor. Risk alması ne demektir? Bir başbakanın bir iş adamına 'sen gelecekte risk aldın' demesi ne demektir? 'Ben senin üstünü çizdim' demektir. Alkışlasa risk alır mıydı?"
"MHP'ye çatacak durum yok"
''MHP'ye neden yüklenmediği'' şeklindeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, ''İktidarda olsaydı MHP'yi belki belli icraatlarından ötürü eleştirecektik ama şu anda MHP ile çatışacak her hangi bir durum yok'' dedi.
MHP ile koalisyon düşünüp düşünmedikleri sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, tek başına iktidarı hedeflediklerini belirterek, ''Ciddi sorunlar var. Bu sorunları AKP çözemez. AKP yoksulluğu yönetiyor, biz yoksulluğu bitireceğiz. Aramızda temel fark var, dünya görüşümüz farklı. Onun için ülkenin gerçekten CHP iktidarına ihtiyacı var'' diye konuştu.
2002'den bu yana gelişen süreçte darbe hazırlıkları konusunda meclisteyken duyum alıp almadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, kendisine bu yönde bir bilgi gelmediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Benim bildiğim bir Sayın Yaşar Büyükanıt'ın verdiği bir muhtıra vardı. Ona alınan bir kurşun geçirmez araç vardı, onu en sert şekilde eleştiren bendim'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bugün Sayın Erdoğan, Isparta'da konuşma yapmış, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu, Adnan Menderes'in idamlarını alkışladı CHP diye. Kendisini mahkemeye vereceğim. İspat etmesini isteyeceğim. İnönü'nün mektubu var. Tarihine bu kadar yabancılaşan bir kişiyi ilk defa görüyorum. Bu kadar acımasız bir eleştiriyi yapan, hak etmediğimiz eleştiriyi yapan bir lideri ilk kez görüyorum. İnönü'nün mektubunu önüne koyacağım mahkemede bakalım nasıl ispat edecek'' diye konuştu.
SSK Genel Müdürlüğü dönemine ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bu hükümet döneminde açık yüzde bin 400 arttı. Bir Başbakan bu soruyu sorarken, çağırır SGK Başkanı ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını, 'hazineden ne kadar ödedik sosyal güvenliğe, Kılıçdaroğlu'nun döneminde ne kadar ödendi' diye mukayese etmez mi?'' dedi.
Kendi döneminde SSK'da yapılan bütün ihalelerin defalarca incelendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''En son AKP hükümeti inceledi. Size vereceğim o raporu. Verdiği rapor, bir şey bulunamamıştır diye'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, ''Sayın Erdoğan benimle ilgili bir belge açıkladı. İkinci sayfasını dağıttı, birinci sayfasını vermedi. Yakışır mı, ahlakı olan bir kişi bunu saklar mı? O belgeyi resmen bilgi edinme yasasına göre istedim gelecek. Sayın Erdoğan'ı mahkemeye vereceğim ve o iddiayı kanıtlamasını isteyeceğim. O belgede öyle bir şey yok. Birinci sayfayı dağıtmaması doğru değil'' dedi.