CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Ankara Keçiören'de evinin elektriği kesilen yurttaşı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, “Ben bu milletin ferasetine inanıyor, güveniyorum. Bu milletin bir vicdanı var. Birlikte bu düzeni değiştireceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, faturasını ödemediği için elektriğinin kesilmesinin ardından, "Kimse merak etmesin karanlıkları aydınlığa çıkaracağız!" diyerek, "Elektrik faturasını ödeyecek mali güce sahibim. Elektrik faturasını ödeyemeyen milyonların sesi olmak istedim." ifadelerini kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu, kesintinin ardından karanlıkta düzenlediği basın toplantısında, elektriği kesilen aileleri ziyaret edeceğini söylemişti. Kılıçdaroğlu Ailesi bu kez, Ankara’nın Keçiören ilçesinde elektrikleri kesilen yurttaşları ziyaret etti.
"Toplumun vicdanını ayağa kaldırmak istiyorum"
Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile ziyareti sonrası evinin elektrikleri kesilmiş üç çocuk annesi Güllü Demir ile birlikte açıklama yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"İçeride biraz konuştuk. Beni duygulandıran, gerçekten de derinden üzen şu cümleyi söyledi: Bugün 23 Nisan, büyük oğlumun arkadaşları okula gidiyor eğleniyor ama benim oğlum evde ağladı; neden televizyon yok, ışık yok diye.
Değerli arkadaşlar, eğer milletin bir parça vicdanı varsa, elektriği kesilen 4 milyon abonenin hangi şartlarda yaşadığını bilmesi lazım. Vicdan dediğimiz şey çok önemlidir. Toplumun vicdanını ayağa kaldırmak istiyorum. Toplumun vicdanının bir sesi olmalı, haksızlığa bir ses vermeli, yeter demeli.
"Bir kişi bile sizi rahatsız etmiyor mu?"
Komşuluk ilişkilerimizde çok önemlidir. 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' deriz. Haksızlık kavramı bizde çok önemlidir. 'Haksızlığın karşısında susan, dilsiz şeytandır' deriz.
Öyle bir tablo içerisindeyiz ki; iktidar sahiplerinin vicdanının köreldiğini görüyorum. Onlar bu tabloyu görmüyor. Böyle bir tablodan onların haberleri bile yok. Saraylarında oturanlar, mütevazı evlerinde oturup aylarca elektriği kesilenlerden haberdar değil.
Ben bunu haberdar ettiğim zaman geniş kitlelere duyurduğum zaman 'Efendim sayısı o kadar değil sayısı bu kadar' diyorlar. Bir kişi bile sizin vicdanınızı rahatsız etmiyor mu?
"Nerede bu sosyal devlet?"
İzledikleri politikalar, bir avuç insanı zengin etmeye yönelik politikalar. Beşli çeteye hizmet ediyorlar, vatandaşa değil.
Bir annenin 3 evladına koskoca devlet, koskoca iktidar... Bu ailenin sorunlarına eğilemez mi Binlerce aile var böyle. Anne 'ben çalışmak istiyorum' diyor ama üç evladı var, nasıl çalışacak? 'Kreşe versem tüm aylığım kreşe gidecek' diyor.
Ne olacak diyoruz? Sosyal devlet diyoruz. Yani fakirin fukaranın yanında olan sosyal devlet diyoruz. Nerede bu sosyal devlet? Nerede bu iktidar? Nerede bu saray şürekası?
"Ya, karanlıkta kalır mı bir çocuk Allah aşkına?"
Her birinin keyfi yerinde. Ama milletin de derdi yerinde. Bundan anlamıyorlar... İşin özeti kardeşimize biraz sabret dedim. Yine milletime şunu söylemek isterim, bu düzeni değiştireceğiz.
Ben bu milletin ferasetin inanıyor, güveniyorum. Bu milletin bir vicdanı var. Bir vicdan bunu kabul etmez. Bu kadar dramatik tabloları kabul etmez.
İnşallah bunların tümünü ama tümünü birlikte değiştirip bu memlekete huzuru getireceğiz. Bu memlekete bereketi getireceğiz. Bu memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek
Bu memlekette hiçbir çocuk karanlıkta kalmayacak. Ya, karanlıkta kalır mı bir çocuk Allah aşkına?"