11 Eylül 2012 19:22
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'daki patlamayla ilgili, "Bana gelen bilgiler sabotaj olduğu yönünde. Hatta bir bilgi yüzde 99 değil 99.5 "sabotaj"dır yönünde" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Afyonkarahisar'daki patlamayla ilgili Genelkurmay Başkanı "her şey ortada" dedi. Başbakan'a sorduk. "Bu ülkenin insanları doğru bilgi istiyor" dedik. Televizyona çıkan uzmanlar olayın kazadan çok sabotaj olduğunu dile getirdi. Bakan Eroğlu ve vali "kaza" dedi.
Hükümetin söylediğine güvenmiyoruz. Yalan söyleyen bir hükümettir. Doğruları halktan saklayan bir hükümettir.
Suriye'de bir uçağımız düştü ne zaman öğrendik. Suriye açıklama yaptıktan sonra. Uludere'de 34 yurttaşımız öldürüldü, ilk bilgileri yabancı haber ajanslarından öğrendik. Böyle bir hükümete dünyada rastladınız mı? Biz hesap sormak istiyoruz. Bizi suçlu duruma düşürmeye çalışıyorlar. Şu sorumuzda yanıtsız kaldı "madem terörist dediniz neden ailelerine aylık bağladınız." Yalandan iktidar olunmaz. İktidar sorunları önceden görüp önlem alma işidir.
Ben ana muhalefet lideriyim bana her yerden bilgi gelir. El bombası yere düşecekmiş de patlayacakmış cephanelik... Askerlik yapan herkes bunu bilir, milleti kandırmasınlar. O açıdan söylüyorum. Bana gelen bilgiler olayın sabotaj olduğu yönündedir, ağırlıklı olarak. Hatta birisi aynen şunu söyledi; 'Yüzde 99 bile demiyorum, yüzde 99,5'' dedi.
Acemi askerlerin olmadığı depoda patlamanın nedeni nedir? Rapor hazırlanacakmış, ama sizin "kaza" dediğiniz bir rapor gelirse kabul etmeyiz. Bir değil, iki patlama oldu.
Söylediğimiz her sözün arkasındayız. Söylediğimiz her söz ölçülmüştür, biçilmiştir, tartılmıştır, uzun süre konuşulmuştur, ondan sonra dillendirilmiştir. Biz AKP Hükümeti gibi boş konuşmayız. Bir bildiğimiz var herhalde... Bu kadar uzman gerek medyaya çıksın, gerek bize bilgi versin, gerek oturup yazı yazsın, bir tek kişi bile bizim söylediğimizin aksini söylememiştir."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Afyonkarahisar'daki patlamanın ardından olayın kaza olduğu yönünde açıklamalar yapıldığını söyledi.
Bir süre sonra Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun da bir açıklama yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Sanki Türkiye'nin Orman Su İşleri Bakanı değil de Pakistan'ın Çevre Orman Bakanı'ymış gibi. 'Pakistan'da, Hindistan'da bunlar olabilir, sizin ülkenizde de olabilir' gibi. Bu kadar ciddiyetsiz, bu kadar sorumsuz bir Hükümet olabilir mi? Sonra ne oldu? O da kaza olduğunu söyledi. 'Herhalde bir el bombası düşmüştür ve patlama olmuştur' dedi. Vali açıklama yaptı, Bakan açıklama yaptı, Belediye Başkanı açıklama yaptı, hepsi olayın kaza olduğunu söylediler. Başbakan bir şey söyledi mi? Hayır. Çünkü onun da kafasında bunun kaza olarak topluma enjekte edilmesi vardı. Sonra ne oldu? Sayın Genelkurmay Başkanı gitti, gazeteciler ısrarla sordu, 'Her şey ortada' dedi. Her şey ortadaysa 9 Eylül'de Sayın Başbakan'a bir soru sordum, 'Her şey ortada ise bu ülkenin insanları doğru bilgi edinmek istiyorlar, niçin açıklamıyorsunuz, hangi gerekçeyle açıklama yapmıyorsunuz, bunları yapın.' Açıklama yapıldı mı? Hayır yapılmadı.''
Açıklamalar üzerine medyanın yayınlarına uzmanları çıkardığını belirten Kılıçdaroğlu, çıkan tüm uzmanların bunun kazadan çok bir sabotaj olabileceğini ifade ettiklerini söyledi.
Bir tek aksi görüşte olan uzman çıkmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Ne oldu, sayın Başbakan çıktı, 'Siz ocağına ihanet ediyorsunuz, sabotaj demekle' diye çok ağır bir dille suçladı. Kaza diyene bir şey demiyor, sabotaj var diyene büyük bir haksızlıkla yüklendi. Vali kimin emrinde Hükümet'in. Belediye başkanı, o da kaza diyor, Veysel Eroğlu zaten hükümetin bir parçası. Onlar toplumu bir kaza varmış, kaza olmuş gibi algılamak ve beslemek istiyorlar. 'Ne olacak canım, kaza oldu, takdiri ilahi' Ne oldu 25 şehit verdik, bu 25 şehidimizin hesabını kim verecek. Kimse vermedi.''
Hükümetin söylediğine güvenmediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Hükümet yalan üreten bir hükümettir, doğruları kendi halkından saklayan bir hükümettir, yalan üzerine ülkeyi neredeyse savaş noktasına getiren bir hükümettir'' değerlendirmesinde bulundu.
Suriye'de bir Türk uçağının düştüğünü anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'de uçağının düştüğünü Suriye açıklama yaptıktan sonra öğrendiğini savundu.
2 pilotun şehit olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, düşen uçakla ilgili bugüne kadar kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapılmadığını ileri sürdü.
Uludere'de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili ilk bilgilerin de yabancı haber ajanslarından alındığını iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de kimse konuşmadı. Böyle bir hükümete dünyada rastladınız mı? Afrayla tafrayla gezmesini bilirler, halkın algısını değiştirmesini bilirler, halkın önüne çıkıp demokrasilerde olması gereken hesap vermesini bilmezler'' dedi.
Kendilerinin hesap sormak istediğini ancak suçlu pozisyonuna düşürülmeye çalışıldıklarını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Senin demokrasi algın, kültürün yetersizse bunun kabahati ne zamandan beri muhalefet partisinde oluyor- O kadar ki Uludere olayında ısrarla 'istihbaratı kimden aldın' diye sorduk. Bugüne kadar Hükümet'in bir açıklaması oldu mu? Hayır. Biz yüklendikten sonra bir bakanları çıktı açıklama yaptı. 'Öldürülenler teröristtir' diye. Sayın İdris Naim Şahin. Bizim şu sorumuzda yanıtsız kaldı, 'Siz AKP Hükümeti olarak madem ki bunlara terörist dediniz, neden parlamentodan özel bir yasa çıkarıp bunların ailelerine aylık bağladınız' Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, terörist ailelere aylık bağlamaya başladı? Bunun da hesabı yeteri kadar sorulmadı, bunun da hesabını soracağız. Halkımın düşünmesini istiyorum, şapkasını önüne koyup düşünmesini istiyorum. Yalandan iktidar olunmaz, iktidar güç işidir. İktidar yönetme işidir. Sorunları önceden görüp önlem alma işidir iktidar.''
Kendisinin anamuhalefet partisi lideri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Bana her yerden bilgi gelir. Bırakın bilgi gelmeyi en yetkili insanları ararım ve konuşurum 'nedir bu olay' diye. Nasıl medyaya çıkan uzmanlar 'Bu bir sabotajdır' diye söyledilerse ağırlıklı olarak, bana da bilgi veren tüm uzmanlar ağırlıklı olarak 'Bu bir sabotajdır' dediler. El bombası yere düşecekmiş de patlayacakmış cephanelik... Askerlik yapan herkes bunu bilir, milleti kandırmasınlar. O açıdan söylüyorum. Bana gelen bilgiler olayın sabotaj olduğu yönündedir, ağırlıklı olarak. Hatta birisi aynen şunu söyledi; 'Yüzde 99 bile demiyorum, yüzde 99,5.''
Her konunun uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, ancak bu şekilde doğru sonuçlara ulaşılabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'daki patlama için de bu durumun geçerli olduğunu vurguladı.
Patlamanın hemen ardından yetkili kişilerin açıklamalarında ''kaza'' vurgusu yaptıklarını savunan Kılıçdaroğlu, medyanın da ''kaza algısı'' üzerinden yola çıktığını ve ''mühimmat deposunda acemi askerlerin ne işi olduğu'' sorusunu sorduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Genelkurmay yanıt verdi 'Acemi askerler o depoda değildi.' Şimdi ben yine yurttaşlarıma soruyorum. Acemi askerin olmadığı bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın nedeni nedir? 'Efendim araştırma yapılacak', Sayın Başbakan diyor. Araştırma yapılacak tabi ama sizin kaza süsü verdiğiniz bir araştırma raporu çıkarsa biz bunu kabul etmeyiz. İşin uzmanları, kamuoyunda hiç kimsenin kuşkuya düşmeyeceği raporlarla desteklenmesi lazım. Mühimmat deposunda kolay kolay patlama olmaz. Her türlü güvenlik önlemlerinin alındığı mekanlardır oralar. Elektrik donanımı bile yoktur orada. Bizi kandırmaya kalkmasınlar. Bir değil, iki patlama var. O da yazıldı zaten. Bizim buluşumuz değil bunlar. Doğruyu söylemeyen bir iktidar, yalancı çoban durumuna düşer.''
Kılıçdaroğlu, hükümetin Uludere olayında ve Suriye tarafından düşürülen askeri uçak konusunda ''halkı kandırdığını, doğru bilgi vermediğini'' ileri sürerek, ''Bu hükümet acaba hangi konuda halka doğru bilgi verdi?'' diye sordu.
Bir kaygıyı, endişeyi dile getirdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bugüne kadar patlamaya ilişkin yorum yapan hiçbir uzmanın kaza riskinin daha yüksek olduğunu söylemediğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, eğer patlama kaza sonucu meydana geldiyse bunun daha vahim bir durum olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''O daha da vahim. Böyle bir şey olabilir mi? Hükümetin oturup, doğru dürüst bir açıklama yapması lazım. Madem ki Genelkurmay Başkanı 'Her şey ortada' dedi, her şey ortadaysa bu milletin de bilmeye hakkı var. Bizim geri adım atacağımızı sanıyorlar. Başbakan biraz bağıracak, çağıracak, medyayı susturacak, sanıyor ki ana muhalefeti de susturacak. Kimse kusura bakmasın. Biz doğru bildiğimizi seslendirmekten çekinmeyeceğiz, korkmayacağız. Halkın sesi, halkın öncüsü olacağız. Şehit olan erlerin tümünün hesabının verilmesi lazım. Sorumlusu kimdir ortaya çıkması lazım.''
Afyonkarahisar'da meydana gelen patlamanın benzerinin başka ülkelerde yaşanması halinde sorumluların istifalarının gündeme geleceğini, bunun örneklerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Bizde istifa eden var mı? Hayır. Sorumluluk üstlenen var mı? Ben size söyleyeyim kimler sorumlu olacak. Patlamada ölen kişileri sorumlu ilan edecekler. Tıpkı hızlı tren olayında iki makinisti sorumlu tutmaları gibi'' diye konuştu.
Devlet yönetiminin ciddi bir iş olduğunu, kararlılık, bilgi ve birikim gerektirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, kızarak, bağırarak, devletin yönetilemeyeceğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, hükümetin eleştirilere kulak tıkadığını da savunarak, ''Söylediğimiz her sözün arkasındayız. Söylediğimiz her söz ölçülmüştür, biçilmiştir, tartılmıştır, uzun süre konuşulmuştur. Ondan sonra dillendirilmiştir. Biz AKP Hükümeti gibi boş konuşmayız. Bir bildiğmiz var herhalde. Bu kadar uzman gerek medyaya çıksın, gerek bize bilgi versin, gerek oturup yazı yazsın bir tek kişi bile bizim söylediğimizin aksini söylememiştir'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, patlamaya ilişkin yorum yapan uzmanların da CHP'ninkine benzer değerlendirmelerde bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Sayın Başbakan istediği kadar kızsın. Efendim dava açacaklarmış, Sayın Başbakan öyle diyor. Açmazlarsa sanki çok üzüleceğiz. Davayla mı korkutacaksın bizi, fezlekeyle mi korkutacaksın bizi? Sen korkabilirsin unutma biz CHP'yiz. Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili baskılara boyun eğmez. Şantaja boyun eğmez. Mahkemeye çıkarılacakmış, buna boyun eğmez. Biz demokrasi savaşı veriyoruz. Biz özgürlük savaşı veriyoruz. Biz saydam bir hükümet savaşı veriyoruz. Halk bilgilensin istiyoruz. Bu ülkenin çocukları şunun bunun kararlarıyla yaşamlarını yitirmesinler istiyoruz. Her şehidimizin saçının teli bile değerlidir bizim için. Bu ülkenin evlatlarıdır onlar. Onları korumak onların üzerine titremek bizim görevimizdir. Bu kararlılığımızı sonuna kadar götüreceğiz ve savunacağız.''
© Tüm hakları saklıdır.