CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "ABD’den gelen mail’leri açıkla" sözlerine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Bana gelen mail’leri takip ediyorlar herhalde. Bu sözle beni, mail’lerimi izlediklerini itiraf etmiş oluyorlar. Madem izliyorsunuz açıklayın o zaman" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin "kontrollü bir darbe girişimi olduğu" iddiasına ve "Elimizde bununla ilgili dosya var" sözlerinin tekrar gündeme getirilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Dosyamız var. Ama daha yolun başındayız. Mahkemeleri izleyeceğiz. Bunun için oluşturduğumuz bir komisyon var" diye konuştu. Hürriyet gazetesinden Abdulkadir Selvi'ye konuşan Kılıçdaroğlu "kontrollü darbe" iddiasını maddeler halinde açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Meclis’te kurulan komisyonunun darbenin ana boyutunu ortaya çıkarması iktidar tarafından engellendi. FETÖ’yle ilgili ana iddianameyi hazırlayan savcı görevden alındı. Ana çatı iddianamesine dair önemli kuşkular var. 6 Haziran tarihli FETÖ terör örgütüyle ilgili iddianame var. Orada FETÖ’nün darbe yapacak güce eriştiğine dikkat çekiliyor. Peki, bu biline biline darbe niye önlenemedi?" görüşünü dile getirdi.
"İktidarda 120-180 ByLock'çu var" sözlerine de değinen Kılıçdaroğlu, "Beni FETÖ’ye destek vermekle suçlarsanız benim de ‘ByLock listesini açıkla o zaman’ deme hakkım var. Ben bunu deyince koro halinde ‘Sen açıkla’ diyorlar. Ben devlet değilim ki" açıklamasında bulundu.
Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (5 Nisan 2017) nüshasında yayımlanan Kılıçdaroğlu ‘Mail’lerim izleniyor mu?’ başlıklı yazısı şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “15 Temmuz’un kontrollü bir darbe girişimi olduğu” yönündeki sözleri tartışmayı da beraberinde getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP liderine, “Elinde dosya varsa açıkla” diye tepki gösterdi. Başbakan Binali Yıldırım, “Bu, şehitlerimize karşı hakaret değil mi?” diye karşılık verdi.
Siyasetin tansiyonunu yükselten açıklamaları üzerine Kılıçdaroğlu ile konuştum.
CHP liderine önce, “15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğu sözünü söylediniz mi? 15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğu kanaatinde misiniz?” diye sordum. Kılıçdaroğlu sözlerini inkâr etmedi, bilakis arkasında durdu. 15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğu yönündeki iddiasını birkaç madde halinde sıraladı.
1- Meclis’te kurulan komisyonunun darbenin ana boyutunu ortaya çıkarması iktidar tarafından engellendi. Darbenin kilit bürokratları Meclis’e gelmedi. Bu bizi kuşkulandırdı.
2- FETÖ’yle ilgili ana iddianameyi hazırlayan savcı görevden alındı.
3- Ana çatı iddianamesine dair önemli kuşkular var. İddianamede bazı bölümler arasında kopukluklar var. Nokta nokta gidiyor, sonra üst akıl diye bir bölüm başlıyor. Bu, darbe girişimini kapatma çabası olduğu kuşkusunu ortaya çıkardı.
4- 6 Haziran tarihli FETÖ terör örgütüyle ilgili iddianame var. Orada FETÖ’nün darbe yapacağı söyleniyor. Darbe yapacak güce eriştiğine dikkat çekiliyor. Peki, bu biline biline darbe niye önlenemedi?
Bu ve buna benzer kuşkular, CHP liderinde darbenin kontrollü olduğu kuşkusunun uyanmasına neden olmuş. İkna olmak için altını çizerek tekrar sordum.
“Kontrollü darbe dediniz o zaman...”
İnkar etmedi. Hatta, “Bunu daha önce de söyledim. Grup toplantısında da söyledim” dedi. “O zaman bir itiraz gelmedi. Şimdi ise Anayasa işini başka yere götürebilir miyiz diye itiraz ediyorlar” diye ekledi.
15 Temmuz’u Genelkurmay’ın önünde yaşamış, Hande Fırat’la birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’la CNN Türk’teki tarihi yayını gerçekleştirmiş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bombalanması sırasında yazısına, “Bu yazıyı size ağır bombardıman altında yazıyorum” diye giriş yapmış biri olarak, 15 Temmuz’un kontrollü bir darbe olduğuna inanmam mümkün değil. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun darbe karşıtı tutumunu desteklemiştim. Ama kontrollü darbe sözüne şaşırdım.
Kılıçdaroğlu ile konuşmamıza dönüyorum.
CHP lideri, “Daha vahimi ise...” diye söz başlayınca kulak kesildim. Sözü darbenin siyasi ayağına getirdi. “Başbakan ‘FETÖ’nün siyasi ayağı yok’ diyor. Siyasi ayağı yok demek, darbe olmadı demektir. Darbe olacak, bu darbecilerin bir hükümeti olmayacak? Darbe olur, darbeciler gelir, bir hükümet kurar. 12 Eylül’de, 12 Mart’ta öyle yapmadılar mı? Başbakan’ın darbenin siyasi ayağı yok demesi dünya kadar soru işaretinin ortaya çıkmasına neden oluyor” dedi.
Özel dosya ne durumda?
CHP lideri, özel bir dosya hazırladıklarını söylemişti. “Dosyayı açıklayacak mısınız?” diye sordum.
“Mahkemelerde verilmiş ifadeler var. Hükümet bunları açıklamıyor. Darbeden 1 gün önce Genelkurmay’da yapılmış bir toplantı var. Üst düzey katılım olmamış” dedi. Bunun üzerine, "Darbe toplantısı mı?" diye araya girdim. "Bilmiyoruz ki?" karşılığını verdi. “Ama bunlar darbe yaparken kimden cesaret almışlar” diye sordu. Kemal Bey’e, “Size hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan dosyayı açıklamanız için çağrı yaptı” diye hatırlattım. “Dosyamız var. Ama daha yolun başındayız. Mahkemeleri izleyeceğiz. Bunun için oluşturduğumuz bir komisyon var. Biz CHP’yiz, sıradan bir parti değiliz. Darbelerden çok çekmiş bir parti olarak 15 Temmuz’un üstü kapatılmasın diyoruz” diye karşılık verdi. CHP liderinin bu sözlerinden henüz açıklanacak seviyede bir dosya olmadığı kanaatine ulaştım.
Sıra geldi ByLock listelerine... CHP lideri, “120-180 AK Parti milletvekilinde ByLock var” dedi. Bu sözlerini hatırlatıp, "Hükümet sizi bu listeleri açıklamaya davet ediyor" dedim.
Kemal Bey önce, “Bizi ısrarla FETÖ’cülerle işbirliği yapmakla suçluyorlar” dedi. “Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a Adalet Bakanı’na buradan sesleniyorum. Bizi suçlayacağınıza ByLock listeleri elinizde, açıklayın” diye çağrı yaptı. Ardından ekledi, "Beni FETÖ’ye destek vermekle suçlarsanız benim de ‘ByLock listesini açıkla o zaman’ deme hakkım var. Ben bunu deyince koro halinde ‘Sen açıkla’ diyorlar. Ben devlet değilim ki.”
Kılıçdaroğlu'nun kuşkusu
Bir de ABD’den gelen mail’ler konusu var. Kılıçdaroğlu’na, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, "ABD’den gelen mail’leri açıkla" çağrısını hatırlattım.
"Ben de merak ediyorum" diye söze başladı. “Bana gelen mail’leri takip ediyorlar herhalde. Bu sözle beni, mail’lerimi izlediklerini itiraf etmiş oluyorlar. Madem izliyorsunuz açıklayın o zaman. Ey Kılıçdaroğlu sana şu mail’ler geldi diye açıklasınlar, böylece ben de öğreneyim bana ne geldiğini” dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ’a, "Bana gelen böyle bir mail yok. Adalet Bakanı böyle bir şey varsa açıklasın" diye çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu, "Mail’lerim izleniyor o zaman?” sözleriyle büyük bir iddia ortaya attı. Bu ciddi bir durum demektir. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bir açıklama yapmak isterse, sütunlarımızın kendisine açık olduğunu belirtmek isterim.