-KIBRIS'TAKİ KAZILARDA 690 KAYIP BULUNDU LEFKOŞA (A.A) - 22.08.2010 - Kıbrıs'ta Türk ve Rum kayıp kişilerin bulunması amacıyla sürdürülen kazılarda, bugüne dek 690 kaybın kemiklerine ulaşıldı. Adanın her iki tarafında Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nce sürdürülen kazılarda 195’i Kıbrıslı Rum, 53’ü Kıbrıslı Türk olmak üzere toplam 248 kayıp kişinin kimlikleri tespit edildi. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi altında faaliyet gösteren iki toplumlu kazı ekipleri, 690 kaybın kemiklerine ulaşılması için bugüne dek 412 kazı yaptı. Ekipler, iki haftalık aranın ardından yarından itibaren, kazı programına devam edecek. Kazılar, Gazimağusa, Güzelyurt, Girne’ye bağlı bazı köylerde ve Taşkent’te KKTC bayrağının bulunduğu bölgenin üzerinde 6 ekip tarafından sürdürülecek. 1963 yılında başlayan Kıbrıs sorununun en acı tarafı olan kayıplar konusunun sonuçlandırılması için 1981 yılında BM kararlarıyla kurulan, ancak 1984 yılında resmen faaliyete başlayan Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi, 1996 yılında bir kayıplar listesi oluşturmuştu. Tümü sivil ve yüzde 26'sı kadın ve çocuklardan oluşan 502 Türk kaybın yer aldığı bu listeye Rum tarafı, Türk müdahalesi sırasında kaybolduğunu iddia ettiği 1619 Rum kaybın adını yazdırmıştı. Ancak, yıllarca “Türklerin elinde sağ olan kayıplar bulunduğu” iddiasıyla Rum kayıp ailelerinin duygularını da hiçe sayarak uluslararası propaganda yürüten Rum tarafı, daha sonra 15 Temmuz 1974’teki darbe veya Barış Harekatı sırasında öldürülen ve Rum tarafında gömülü olduğu bilinmesine rağmen listeye yazdırdığı 200 kadar Rum’un adını, Rum ailelerin tepkisi üzerine listeden çıkarmak zorunda kalmış ve sayıyı 1468’e indirmişti. İki tarafın yöneticilerinin desteğiyle hazırlanan kayıp listesine Rum tarafı 1963-1964 dönemi 42 Rum kaybın adını da, sorunu gizlemek adına koymamıştı. Bu kayıplar komiteye geçen yıl verildi ve listelere eklendi. Akıncılar’da iki kez yapılan kazıda, sonuca ulaşılamadı; ancak komite 1963-1964 dönemi kaybolan 42 Rum’un akıbetinin belirlenmesi için de çalışmalarına devam ediyor. Rum kayıp yakınlarının örgütlerinin Kıbrıs Türk tarafını suçlayıcı açıklamaları ve özellikle Lakadamya Mezarlığı’ndan 1979-1981 döneminde Yunan subaylarca yapılan kazılarda bulunarak Yunanistan’a götürülen kemiklerin kimlik tespiti için geri verilmemesi, Kıbrıs Türk kayıp aileleri arasında tepkiyle karşılanıyor. Kayıp aileleri, bu kemiklerin Kıbrıslı Türklere de ait olabileceğine işaret ederek, DNA testi için kemiklerin verilmesi gerektiğine işaret ediyor. -KÜÇÜK: ''SON 3 AYDA 21 RUM, YILBAŞINDAN BU YANA İSE 6 KIBRISLI TÜRK KAYIP BULUNDU''- Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, yaptığı açıklamada komitenin 2006’da başlayan ''Genel Kazı Kimlik Tespiti ve Kalıntıların Ailelerine İadesi Projesi'' çerçevesinde 502 Kıbrıslı Türk ve 1468 Kıbrıslı Rum kayba ulaşılmaya çalışıldığını ve kazıların sürdüğünü söyledi. İkisi Güney Kıbrıs'ta, 6'sı Kuzey Kıbrıs'ta olmak üzere toplam 8 kazı ekibinin çalıştığını kaydeden Küçük, son 3 ayda Kuzey Kıbrıs’ta 6 bölgedeki kazılarda 21 kayıp Rum’un kalıntılarına ulaşıldığını ve tümünün kimlik tespiti için Antropoloji Laboratuvarı’na gönderildiğini açıkladı. Gülden Plümer Küçük, Güney Kıbrıs’taki kazılarda ise yılbaşından bu yana 6 Kıbrıslı Türk'ün kalıntılarına ulaşıldığını ve kimlik tespiti için Antropoloji Laboratuvarı’na gönderildiğini söyledi. Komitenin yıllık bütçesinin 3 milyon dolar olduğunu, ayrıca her iki tarafın da maddi katkı yaptığını anlatan Küçük, komitenin çalışmalarını iyi niyetle sürdürdüğünü belirtti. -KAYIPLAR KONUSU VE OTONOM KAYIP ŞAHISLAR KOMİTESİ’NİN TARİHÇESİ- Kıbrıs’taki kayıplar konusu, 1963’te Rumların Türklere saldırıları sonucu 211 sivil Türk'ün kaybolmasıyla gündeme geldi ve daha sonra 15 Temmuz 1974’teki Yunan darbesi ve onu izleyen garantör Türkiye’nin müdahalesi sonucu iki toplumdan da kayıp kişilerin ortaya çıkmasıyla devam etti. 1974’ten 1977’ye kadar kayıplar konusuyla ilgili birçok toplumlararası görüşme yapılmış fakat kayda değer bir ilerleme sağlanamamıştı. 1975-1979 yılları arası BM Genel Kurulu bu sorunu ele almak için bir araştırma mercinin kurulması yönünde çağrıda bulunmuş ve Kıbrıs'taki kayıp şahıslarla ilgili üç değişik önerge benimseyerek, ardından da 1981 ve 1982 yılında Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kurulmasını memnuniyetle karşılayan ve onu yetkisini kullanmaya davet eden iki önerge daha benimsedi. 1981 yılında Birleşmiş Milletler kararları ve iki tarafın mutabakatıyla Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi kuruldu. Komite kayıpların akıbetini araştırmak üzere 1 Türk, 1 Rum ve BM Genel Sekreteri’nin tayin ettiği 1 de tarafsız uzmandan oluşuyor. Komite’nin görevi, kaybolduğu bildirilen kişilerin akıbetini araştırmak, sağ veya ölü oldukları hakkında görüş vermek. 1984 yılından bu yana resmen faaliyetlerine başlayan Otonom Kayıp Şahıslar Komitesindeki resmi rakamlara göre kayıp Türkler'in sayısı 502, kayıp olduğu iddia edilen Rumlar'ın sayısı da 1468. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi kararlarını oy birliğiyle almakta ve başkanlığı aylık rotasyon şeklinde çalışıyor. 31 Temmuz 1997 yılında, iki toplum liderleri arasında yapılan anlaşmada Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıpların bilinen gömü yerleriyle ilgili karşılıklı bilgi alışverişinin sağlanması ve kemiklerin iadesi konularında mutabakat sağlandı. 30 Ağustos 2004 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin iki lidere gönderdiği iki mektuptaki önerisi doğrultusunda, Komite’nin kalan çalışmalarını, üzerinde mutabık kalınmış bir zaman diliminde tamamlaması ve 31 Temmuz Anlaşması’nın uygulanması kararlaştırıldı. Bu çerçevede hayata geçirilen proje, kazı çalışmalarının başlatılmasını, kimlik tespitlerinin yapılmasını ve kemiklerin kayıp şahısların ailelerine iletilmesini kapsıyor. Arjantin’den gelen “Arjantin Adli Tıp Antropoloji Ekibi”nin (EAAF) 4 üyesiyle işbirliği içinde başlatılan proje kapsamında adanın çeşitli yerlerinde mezar kazıları yapılıyor. Bugüne kadar adanın çeşitli bölgelerinde 690 kişiye ait kalıntılar bulundu. Bulunan kalıntıların kimlik tespitlerinin yapılabilmesi amacıyla Ağustos 2006’da Birleşmiş Milletler yönetimindeki ara bölgede bulunan Eski Lefkoşa Havaalanı’nda kurulan Antropoloji Laboratuvarı’nda kayıp şahısların kalıntıları analiz ediliyor. Bir sonraki aşama ise iki-toplumlu genetik uzmanları grubu tarafından DNA tespitlerinin yapılması. Bu iki tespitin birbiriyle uygunluğunun karşılaştırılmasının ardından ilk somut kimlik tespitleri Haziran 2007’de elde edildi. Proje çerçevesinde şu ana kadar 248 şahsın kimliği tespit edildi ve ailelere kayıp kişilerin ölümü bildirildi. Kalıntılar ise ailelere teslim ediliyor. Komitenin çalışmaları için yoğun çaba gösteren Türk tarafı, komiteye uzman ve eleman takviyesinin yanında mali katkısını da artırdı. 1981 yılında kurulan Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'ne atanan ilk Türk üye Latife Birgen'di. Birgen’in ardından Komite’ye 1984 yılında Rüstem Tatar atanmış ve 21 yılın sonunda emekliye ayrılmıştı. Tatar'ın emekliliğiyle Komite'deki Türk Üyeliğe, Gülden Plümer Küçük atandı.