CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün AKP’nin HSYK teklifi ile ilgili görüşlerini almak üzere bir grup hukukçu ve gazeteci ile bir araya geldi. HSYK tasarısı yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi’ne gideceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, süreçte Fethullah Gülen cemaatiyle yakınlaştıkları iddiasına, "Bizim düşüncemiz belli. Yolsuzluğun üzerine gidilmiyor ve engelleniyorsa ona karşı çıkacağız. Bazı çevreler bizi, biz cemaatle uzlaşıyoruz ya da uzlaşma arayışı içindeymişiz gibi yorumluyorlar veya tanıtıyorlar yok böyle bir şey arkadaşlar" dedi.
Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın haberine göre Kılıçdaroğlu, “Soruşturmaların çok önceden başlatılması, ancak soğutunca saklanıp sonradan operasyona dönüştürülmesi konusunda ne diyorsunuz?” diye sorulması üzerine, “14 ay önce bir ihbar mektubu ile başladığı söyleniyor. Yani seçimlere 3 ay kala bu operasyon yapılıyor demek doğru değil. İhbar mektubu var. Cumhurbaşkanı’ndan MASAK’a kadar. Nereye gidiyor paralar, ilgili bakanın olduğu yere. Tamamı belgeleniyor. Bir süreç işidir aynı zamanda. Benim savcım olsun, dosyayı kapatacak savcıyı görevlendirelim o buna baksın, dosyayı kapatsın. Tıpkı Deniz Feneri’nde olduğu gibi. Aynı süreci şimdi yeniden başlatmak istiyorlar” dedi.
CHP lideri, “CHP’nin cemaatle arasında bir yakınlaşma olduğu, son dönemde bunun giderek arttığı söyleniyor” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Valla biz de gazetelerden okuyoruz, bizim cemaatle uzlaştığımız konusunda. Cemaatin bir yetkilisini bulsak da önce bir konuşsak, uzlaşalım mı uzlaşmayalım mı? Yok öyle bir şey. Yani cemaatle bir yakınlaşma olduğu söyleniyor, nerede yakınlaştık ben merak ediyorum.
Yolsuzluğu eleştirmek, eğer cemaatle yakınlaşmaksa yakınlaşıyoruz. Korumak, cemaatten uzaklaşmaksa uzaklaşıyoruz. Bizim düşüncemiz belli. Yolsuzluğun üzerine gidilmiyor ve engelleniyorsa ona karşı çıkacağız. Bazı çevreler bizi, biz cemaatle uzlaşıyoruz ya da uzlaşma arayışı içindeymişiz gibi yorumluyorlar veya tanıtıyorlar yok böyle bir şey arkadaşlar.
"Biz, eğer cemaat kendi inancını, siyasi olarak kullanıyorsa buna karşıyız. İnançların siyasette kullanılmasına karşıyız. Onu, eğer bir kamu görevlisi ise, bir siyasetçiyle inancını, kimliğini, siyasi görüşünü, karar verecekse onu vicdanına dayanarak vermeli inancı çerçevesinde veya bir yerden aldığı talimatla yerine getirmemeli. Biz bunu her yerde, her zaman söyledik, söylemeye de devam edeceğiz.”