09 Eylül 2013 13:40
KCK, Demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adım atılmadığı gerekçesiyle geri çekilmeyi durdurduklarını duyurdu. KCK, “Gerillanın çekilişi durdurulurken ateşkes konumu korunacaktır. Ateşkes konumunda kalınması AKP'ye Önder Apo’nun projesi doğrultusunda adım atmasına fırsat vermek anlamına gelmektedir” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, ‘attıkları adımlar karşısında Türk hükümetinin sorumsuz davranması, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adım atmaması nedeniyle’ PKK’nın geri çekilişini durdurduklarını açıkladı.
Eşbaşkanlık, “Çatışmasızlığı sağlamamızı, gerillayı geri çekme irademizi ve gerillanın önemli düzeyde Türkiye sınırları dışına çekilmesini önemsemeyen, buna doğru karşılık vermeyen, bu süreci bir oyalama ve bu temelde yerel seçimlere çatışmasızlık ortamında girerek bir seçim kazanma biçiminde ele alan AKP hükümeti bu durumun sorumlusudur” dedi.
“Bütün sorumsuz yaklaşımlarına rağmen” yeniden AKP hükümeti ile Türk devletini demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde adım atmaya çağıran Eşbaşkanlık, “Gerillanın çekilişi durdurulurken ateşkes konumu korunacaktır. Ateşkes konumunda kalınması AKP'ye Önder Apo’nun projesi doğrultusunda adım atmasına fırsat vermek anlamına gelmektedir” diye belirtti.
Fırat Haber Ajansı’nda yer alan, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın açıklaması şöyle:
“Önder Apo Özgürlük Hareketimizin kırk yıllık mücadelesi ve Türkiye'de on yıllardır yürütülen demokrasi mücadelesinin yarattığı birikimin Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde Kürt sorununun çözümünü sağlayacağı inancıyla Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşam Projesini Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve Dünya kamuoyuna sunmuştur. 21 Mart 2013’te açıklanan bu Demokratik Kurtuluş Manifestosu İmralı’da yapılan görüşmeler sonucu gerçekleşmiştir. Önder Apo Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve Dünya koşullarının da bu projenin pratikleşmesine imkân verdiğine inanmıştır.
Önder Apo 1993 yılından bu yana Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü konusunda büyük çaba harcamıştır. Önder Apo'nun bu çabaları da Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü konusunda çok önemli bir zemin sunmuştur. Önder Apo'nun bu yaklaşımları çerçevesinde defalarca ateşkes ilan edilmiş ve çatışmasızlık ortamı sağlanmıştır. Önder Apo'nun başlattığı ve dokuz aydır süren çatışmasızlık ortamı da böyle bir tarihsel sürecin sonucu gerçekleşmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi'nin demokratik çözüm konusundaki iradesi ve yirmi yıldır yürüttüğü bu yönlü çabalar Türkiye ve Dünya kamuoyunun önemli bölümü tarafından görülmüş ve takdir edilmiştir.
Önder Apo çatışmasızlığı sağlatarak, esir askerleri serbest bıraktırarak ve gerilla güçlerinin sınır dışına çekilmesi iradesini ortaya koyarak Türk devleti ve AKP hükümetine çözüm zemini ve fırsatı sunmuştur. Türk devletinin çözüm için adım atması önünde hiçbir engel kalmamıştır. Dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir yaklaşım ve pratik ortaya konulsaydı bu irade çözüm için büyük bir fırsat olarak görülürdü. Herhangi bir sorunda çözüm iradesi olanlar böyle bir ortamın sağlanmasını isterler. Kürt Özgürlük Hareketi böylesi bir ortamı fazlasıyla sağlamıştır.
Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi halkların kardeşliği ve demokratik çözümün en iyi çözüm yöntemi olduğuna inandığı için bu adımları atmıştır. Devletçi bir yaklaşımı esas alarak ve sürekli çatışmayı şiddetlendirerek Kürt sorununa çözüm aramayı doğru görmediği için yıllardır defalarca makul çözüm yaklaşımını göstermiş, Türkiye gerçek bir demokratikleşmeye kavuştuğunda sorunun çözüleceğine inanmıştır.
Önder Apo'nun yarattığı çatışmasızlık ve çözüm konusundaki önerileri bu inançtan kaynaklanmaktadır. Ancak Kürt Özgürlük Hareketi üzerine düşenleri yaptığı halde devlet ve hükümet bu adımlara hiçbir karşılık vermemiş, Kürt Özgürlük Hareketi'nin attığı adımların hiçbir siyasal karşılığı yokmuş gibi davranmıştır. Hiçbir karşılık vermeyerek Kürt Özgürlük Hareketi'nin attığı tarihi büyük adımları anlamsız kılmıştır. İmralı’da hiç görüşmeler olmamış ve kendisinin atacağı hiçbir adım yokmuş gibi başlatılan sürece karşı sorumsuz yaklaşmıştır. Kürt sorunuyla ilgili birçok çevre ve demokratik kamuoyu, şimdi AKP'nin Kürt Özgürlük Hareketi'nin yaptıkları karşısında hiçbir şey yapmadığı konusunda hemfikir durumdadır.
Bu süreci başlatan temel aktörün Önder Apo olduğu kabul edilmektedir. Ancak Önder Apo’nun böyle bir sürecin başarıyla sonuçlanması için yapması gereken çalışmalara imkân tanınmamıştır. Ortada yüz yıllık bir sorun varken sorunun bir tarafının temel aktörünün bu düzeyde tecrit altında tutulması, çalışmasının önünün açılmaması hükümetin bu süreç konusunda samimi olmadığının açık kanıtıdır. Başbakan ve hükümet her gün birçok toplantı yapar ve her gün değişik kesimlerden bin görüş alırken, Önder Apo’nun ayda bir iki saat görüşme yapması bu sürecin sağlıklı bir biçimde yürütülmediğini ve yürümediğini açıkça göstermektedir.
Çatışmasızlığın sağlandığı ortamda askeri amaçlı karakol, baraj ve tesisler yapılması zaten sürece iyi niyetli yaklaşılmadığını göstermektedir. Hükümetin çözüm üzerinde değil de savaş üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Çatışmasızlık içinde geçen dokuz ay, savaş ortamında yapılamayan askeri nitelikteki çalışmaların yapılmasıyla geçirilmiştir. Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır. Demokratik siyasetin önünün açılması açısından tüm KCK tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan kaldırılması bile gerçekleşmemiştir. Yıllardır tüm hükümetlerin paketler hazırlayıp hiçbir sorunu çözmemesi yaklaşımı AKP hükümeti tarafından da sürdürülmektedir. Toplumdaki her demokratikleşme sorununun muhataplarıyla tartışılıp çözülmesi gerekirken, Türkiye'nin en temel sorunu olan Kürt sorununda Kürt halkının iradesini temsil eden liderlik ve kurumların görüşlerinin alınmaması bir çözüm zihniyetinin olmadığının en somut kanıtıdır.
Kürt Halk Önderi ve Kürt Özgürlük Hareketi defalarca devleti ve hükümeti Özgürlük Hareketi'nin attığı adımlara sorumlu yaklaşmasını istemiştir. Ancak hükümet Kürt Özgürlük Hareketi uyarı ve isteklerini bildirmemiş gibi bu konuda vurdumduymaz davranmıştır. Bu açıkça bir çözüm sürecinin olmadığını söylemek anlamına gelmektedir. Zaten Başbakan da “Herhangi bir süreç yoktur, sadece bizim yaptığımız çalışmalar var” demektedir. Anadilde eğitime yaklaşımı sorulduğunda verdiği cevap da Kürt sorunun kalıcı çözümü konusunda ciddi bir çalışmalarının olmadığını göstermiştir.
Özgürlük Hareketimizin yönetimi ve yetkili organları, hükümetin atılan adımlar karşısında sorumsuz davranmasını, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adım atmak bir yana dil ve yöntem konusunda bile eski hegemon zihniyet ve tutum içinde olmasını dikkate alarak, Türkiye sınırları içinde kalan gerillaların geri çekilişini durdurmuştur. AKP hükümetinin sorumsuz yaklaşımları ve atılan adımları anlamsız kılması karşısında gerilla güçlerinin çekilişinin durdurulması zorunlu hale gelmiştir. Çatışmasızlığı sağlamamızı, gerillayı geri çekme irademizi ve gerillanın önemli düzeyde Türkiye sınırları dışına çekilmesini önemsemeyen, buna doğru karşılık vermeyen, bu süreci bir oyalama ve bu temelde yerel seçimlere çatışmasızlık ortamında girerek bir seçim kazanma biçiminde ele alan AKP hükümeti bu durumun sorumlusudur. Hareketimizin bu kararı almasına neden olan AKP’nin sorumsuzca yaklaşımları ve çözüm konusunda hiçbir adım atmamasıdır. Gerillanın çekilme konusunda ikna olmasını sağlayan hiçbir adımın atılmaması gerillanın geri çekilme hareketini sürdürmesini sonlandıran temel etken olmuştur.
Hareketimiz Önder Apo’nun Newroz’da ortaya koyduğu demokratikleşme projesine inanmaktadır. Türkiye halklarının kardeşliği, Kürt sorunun çözümü ve demokratik Ortadoğu birliği ancak bu yaklaşımla sağlanabilecektir. Bu konudaki anlayışını ve tutumunu sürdürmektedir. Gerillanın geri çekilişinin durdurulması da bu projenin ciddiye alınması ve gereklerinin yapılması içindir. Gerilla da, Özgürlük Hareketimiz de Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu’nun demokratikleşme zihniyetini ve gücünü temsil etmektedir. Gerillayı ve Özgürlük Hareketi'ni bir demokratikleşme gücü olarak görmeyen ve ciddiye almayan her güç demokratik zihniyette olmayan, kültürel soykırımcı ve hegemonik zihniyeti sürdüren bir güçtür. Gösterdiği yaklaşımlar ve tutumlar Türk devleti ve AKP hükümetinin bu konumda olduğunu göstermiştir.
Bütün sorumsuz yaklaşımlarına rağmen yeniden AKP hükümetini ve Türk devletini demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde adım atmaya çağırıyoruz. Türk devletine ve AKP hükümetine Önder Apo’nun 2013 Newrozu’nda sunduğu çözüm projesi ve tarihi fırsatı doğru değerlendirmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Gerillanın çekilişi durdurulurken ateşkes konumu korunacaktır. Ateşkes konumunda kalınması AKP'ye Önder Apo’nun projesi doğrultusunda adım atmasına fırsat vermek anlamına gelmektedir.
Halkımızı ve demokrasi güçlerini de AKP’nin bu sorumsuz tutumu bırakarak demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü doğrultusunda adım atması için mücadelelerini yükseltmeye çağırıyoruz. Halkımız ve demokrasi güçleri Önder Apo’nun tarihi demokratikleşme projesine sahip çıkıp mücadele ettiklerinde bu tarihi çağrının başarıyla sonuçlanacağına inanıyoruz.”
© Tüm hakları saklıdır.