T24 - Başbakanlık Etik Kurulu'nun yaptığı araştırmaya göre hekimlerin yüzde 69'u 'kazanç elde ediş biçimlerinde etik dışı yanlar olduğunu' düşünüyor.
Radikal gazetesinden Tarık Işık ve Behzat Miser'in haberine göre Başbakanlığın yaptığı bir araştırma Türkiye’de sağlığın ne kadar ticarileştiğini hekimlerin dilinden çarpıçı bir şekilde ortaya koydu. Rapora göre hekimlerin ve hemşirelerin yüzde 11’i ‘bıçak parası’nı ‘hekimlik hakkı’ olarak görüyor. İşin daha çarpıçı yanıysa hastaların yüzde 14’ünün de ‘bıçak parası’nı ‘hekim hakı’ olduğuna inanması. Hekimlerin üçte biri bilerek veya farkında olmadan hastalara farklı muamele yapmış olabileceklerini söylüyor. En çarpıçı itirafsa hekimlerin yüzde 69’undan geliyor: ‘Mesleki kazanç elde ediş yöntemlerimizde etik dışı yanlar var.’
Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, İstanbul ve Nevşehir’de toplam 363 hekim, 400 hemşire, 134 eczacı, 143 tıbbi mümessil ve 500 hasta ile yüz yüze anket görüşmesi yaparak ‘Türkiye’de Sağlık Hizmetlerinde Etik’ başlıklı bir araştırma hazırladı. Prof. Dr. Haydar Sur ve Yard. Doç. Dr. Murat Çekin’in hazırladığı dikkat çeken tespitler var.
Promosyonda sınır yok
Hekimlerin yüzde 58’i tıbbi ürün promosyonu için bir sınır koymuyor. Hekimlerin sınır koyma durumu, çalıştıkları kuruma göre istatistiksel olarak farklılık gösterdikleri görülüyor. Kamu ve özelde çalışanların yüzde 89’u, tıbbi ürün için sınır koymazken, kamuda çalışanlarda bu oran yüzde 47. Tıbbi ürün promosyonu için bir sınır koyan hekimlerin, yüzde 37’si sadece kırtasiye ürünleri kabul ettiğini, yüzde 11’i kongre masrafları ile sınırladığını, yüzde 7’si sadece tıbbi ürünlerle sınırladığını belirtirken, yüzde 4’ü sınırın çalışmanın niteliğine göre değişebileceğini dile getirdi. Hemşirelerin yüzde 4’ü hekimlere yönelik tıbbi ürün promosyonunun hekim başına yıllık tutarının çok büyük boyutlarda olduğunu tahmin ederken, yüzde 12’si (ortalaması 10 bin 908 TL) belirli bir miktar ifade ettiler.
‘Motor yağı isteyen bile var’
Eczacıların yüzde 16’sı ve tıbbi mümessillerin yüzde 24’ü, hekimlere yönelik gayriresmi ödeme biçimleri olduğunu belirtiyor. Araştırma grubundaki tıbbi mümessillerin yüzde 48’i promosyona sınır koymadığını söylüyor. Promosyona sınır koyan 29 tıbbi mümessilden üçü hekimlerin daha fazla promosyon ürünü istediğini, ikisi bilgisayar gibi ürün talebi geldiğini, biri hekimlerin motoryağı istediğini, biri hekimlerin telefonla baskı yaparak, koydukları promosyon sınırının dışına çıkmaya zorladığını ifade etti. Promosyon çalışmalarında sınır koyan tıbbi mümessillerin yüzde 39’u, bu sınırın dışına çıkmak için hekimlerden istek geldiğini kaydetti.
‘Bıçak parası hekim hakkı’
Hekimlerin yüzde 21’i, hastaların ‘bıçak parası’, ‘hastaneye yatmak için özel muayenehane şartı’ gibi ‘hekime fazladan doğrudan ödeme’ biçimlerini ‘hekim hakkı’ olarak gördüğünü düşünüyor. Araştırma grubundaki hekimlerin ve hemşirelerin ise yüzde 11’i ise ‘bıçak parası’nın hekim hakkı olduğunu düşünüyor. Hastaların yüzde 14’ünün ‘bıçak parası’nı ‘hekim hakkı’ olarak gördüğünü söylemesi ise dikkat çekici.
Hastaya göre muamele
Araştırma grubundaki hekimlerin yüzde 29’u bilerek veya farkında olmadan hastalara farklı muamele yapmış olabileceklerini ifade ediyor. Yüzde 44’ü hasta ve hasta yakınının tutum ve davranışı, yüzde 22’si hastanın sosyo-kültürel durumu, yüzde 12’si zaman kısıtlılığı/iş yoğunluğu, yüzde 11’i stres, yüzde 6’sı hastalığın aciliyeti ve ciddiyeti, nedeniyle hastalara farklı muamele yapıldığını/yapılabileceğini söylüyor. Hekimlerin hastalarına farklı muamele yaptığını düşünen hemşirelerin yüzde 46’sı hekimin özel hastası olmasının, yüzde 4’ü hastanın sosyo-ekonomik durumunun, hekimlerin muamele farkını belirlediğini dile getiriyor. Hastaların yüzde 38’i sosyal-ekonomik durumları sebebi ile hekim ve hemşirelerin kendilerine diğer hastalardan farklı davrandığını hissettiğini belirtiyor.
Etik dışı kazanç
Araştırma grubundaki hekimlerin yüzde 69’u Türkiye’de hekimlik mesleği uygulamalarında hekimlerin maddi kazanç elde ediş yöntemlerinde etik dışı yanların olduğu görüşünü paylaşıyor. Üniversite ve özelde çalışanların yüzde 75’inin bu görüşe destek vermesi dikkat çekici. Kamu ve özelde çalışanlarda ise bu oran 33’e düşüyor. Eczacıların yüzde 68’i, tıbbi mümessillerin ise yüzde 58’i hekimlerin gelir ve diğer kazanımları elde ediş yöntemlerinde etik dışı yanların olduğunu belirtiyor.
Araştırma grubunda cevap veren 96 eczacı, hekimlikte en sık yaşanan etik dışı uygulama, yöntem ve faaliyet olarak, yüzde 30 oranında yurtiçi/dışı tatili, yüzde 22 oranında hediye/hediye çeki verilmesini, yüzde 17 oranında promosyon nedeniyle ürün tercih edilmesini, yüzde 15 oranında nakit/kutu başı nakit verilmesini, yüzde 4 eczaneye yönlendirme yapılmasını belirtiyor.
Kutu başı nakit talebi
Cevap veren 83 tıbbi mümessil ise, hekimlikte en sık yaşanan etik dışı uygulama, yöntem ve faaliyet olarak, yüzde 27 oranında nakit/kutu başı nakit verilmesini, yüzde 19 oranında özel isteklerin/ihtiyaçların karşılanmasını, yüzde 10 oranında hediye/hediye çeki verilmesini, yüzde 8 oranında promosyon nedeniyle ürün tercih edilmesini, yüzde 6 oranında yurtiçi/dışı tatili, yüzde 5 oranında kongre masrafının karşılanmasını ifade ediyor.
Hemşirelerin yüzde 24’ü hekimlere yönelik gayriresmi ödeme biçimlerinin var olduğunu, yüzde 22’si olmadığını, yüzde 54’ü ise bu konuda bir fikrinin bulunmadığını söylüyor. Sağlık Bakanlığı kuruluşlarında çalışan hemşirelerin yüzde 25’i, üniversitede çalışan hemşirelerin yüzde 19’u, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hemşirelerin yüzde 25’i hekimlere yönelik gayriresmi ödeme biçimlerinin var olduğunu belirtiyor.
Hemşirelerin yüzde 62’si tıbbi mümessillerin ve eczacıların beyanları ile tıbbi ürün promosyonunun hekimler üzerinde etkisi olduğunu belirtiyor. Araştırma grubunda, tıbbi ürün promosyonu yüzünden hekimlerin çıkar çatışması yaşadığını hisseden hemşirelerin yüzde 16’sı hekimin promosyon aldığı firmanın ilaçlarını diğer hekimlerden de yazmasını istediğini, yüzde 10’u hekimin -ürün sahibi arkadaşı ise- diğer hekimlere baskı yaptığını ifade ediyor.
Türk Tabipleri Birliği: Rapor doğruysa kaygı verici
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Gencay Gürsoy, Başbakanlığın araştırmasındaki bulguları değerlendirirken “Eğer bu rapor güvenilir bir nesnelliğe sahipse, gerçekten kaygı verici ipuçları taşıyor” dedi. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her tarafında hekimler ile sağlık endüstrisi ilişkilerinin ‘sorunlu’ olduğunu belirten Gürsoy şöyle dedi:
“TTB’nin de bu konudaki uyarıları, görüşleri hekim kamuoyu tarafından bilinir, izlenir. Örneğin bizler, firma temsilcileriyle hekimlerin birebir temaslarının doğru olmadığını, bütün bu firma-hekim ilişkilerininin, şahıslar üzerinden değil, kurumlar üzerinden yapılmasının doğru olduğunu söylüyoruz. Özellikle bilimsel kongrelerin ilaç sektörü ve tıp sektörü tarafından finanse edilmesi başlı başına ciddi bir sorundur. Bıçak parası ve benzeri uygulamalarsa, hiçbir şekilde kabul edilemez ve sadece etik dışı değil, aynı zamanda yasadışıdır. Rapor, detaylı incelendikten sonra TTB daha ayrıntılı açıklama yapacaktır.”
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak ise, Başbakanlığ’ın hazırladığı rapordan haberi olmadığını söyleyerek, “Bununla ilgili bir şey söyleme şansına sahip değilim” dedi. Çolak, ‘sahaya hâkim’ eczacılardan görüş alınmasını istedi.
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Başkanı Bedriye Yorgun da, raporu hazırlayanın Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu olduğuna dikkat çekerek, “Hazırlayan kurum belli. Başbakan daha geçen hafta, marketlerde ilaç sattıracağını söylemedi mi? Tam da hükümetin istediği gibi bir rapor olmuş” dedi. Yorgun, şunları söyledi: “AKP iktidarı daha önceden başlayan çok hızlı yürütülmeye çalışılan bir sağlıkta dönüşüm programı yürütmeye çalışıyor. Bunun sağlıkta dönüşüm değil, sağlığın ticarelişmesi olduğu açık. Bıçak parasını, devlet kendi eliyle yasallaştırılmıştır. Hastaneye gittiğiniz zaman muayene olmak için para ödüyorsunuz.”