Yaşam

Kazada ayak parmakları kopan kadına rekor tazminat İSTANBUL (A.A)

14 Ekim 2011 16:09

-Kazada ayak parmakları kopan kadına rekor tazminat  İSTANBUL (A.A) - 14.10.2011 - Balıkesir-İzmir karayolunda 7 kişinin ölümü, 41 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında ayak parmakları kopan ve kaburgaları kırılan Özlem Parlakçı'nın (Karadeniz) kazada hayatını kaybeden şoförün yüzde 100 kusurlu olması nedeniyle otobüs firması aleyhine açtığı tazminat davası kapsamında hazırlanan 3'üncü bilirkişi raporunda, davacıya 853 bin 950 lira maddi tazminatın verilmesi takdir edildi. Bu hesaplamaya göre, Parlakçı'ya 10 yıllık yasal faiziyle birlikte 4 milyon liranın üzerinde Türkiye'de rekor sayılabilecek miktarda tazminat verilmesi bekleniyor. Hollanda'dan geldiği İstanbul'da yaşamaya başlayan Özlem ve Hakan Parlakçı çifti, 27 Temmuz 2000 tarihinde Bodrum'a gitmek için bir otobüs firmasına bağlı 34 YM 4054 plakalı otobüse bindi. Otobüs, Balıkesir'i geçtikten sonra şoförün direksiyon başında uyuması sonucu önünde seyreden  kamyona arkadan çarptı. Çarpma sonucu kontrolden çıkan ve şarampole düşen otobüste bulunan yolculardan 7 kişi hayatını kaybederken, Parlakçı çiftinin de aralarında olduğu 41 kişi de ağır yaralandı. Kaza sonucu ayak parmakları kopan, kaburgaları kırılan ve kırık kaburgaları iç organlarına batan Özlem Parlakçı, uzun süre komada kaldığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde yatıp, tedavisi tamamlandıktan sonra taburcu oldu. Kazada yaralanan eşi Hakan Parlakçı da tedavisinin ardından taburcu edildi. -Şoför, yüzde 100 kusurlu bulundu- Kaza sonrası Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 455/2. maddesi gereğince ''tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme ve yaralamaya neden olma'' suçundan açılan soruşturma sonucunda yüzde 100 kusurlu tarafın kazada ölen şoför olduğu tespit edilerek ''takipsizlik kararı'' verildi. Parlakçı çiftinin 12 Temmuz 2002 tarihinde otobüs firması aleyhine toplam 27 bin 800 lira tazminat ödenmesi için açtıkları dava dosyası, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ''yetkisizlik kararı'' ile Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildi. Dava kapsamında Parlakçı çiftinin sağlık durumuyla ilgili Adli Tıp Kurumundan 19 Kasım 2004 ve 20 Aralık 2004 tarihlerinde alınan raporlarda, Özlem Parlakçı'nın meslekte kazanma gücünü yüzde 20,2, eşi Hakan Parlakçı'nın da yüzde 5 oranında kaybettiği tespit edildi. Mahkemenin iş gücü kaybı raporları doğrultusunda zararın tespiti için görevlendirdiği aktüerya uzmanı bilirkişi, 10 Nisan 2005 tarihinde mahkemeye sunduğu raporunda, Özlem Parlakçı'nın 106 bin 623, eşi Hakan Parlakçı'nın da 9 bin liralık maddi zararlarının tanzim edilmesi gerektiğini belirtti. Bu işlemlerin ardından mahkeme, davalı otobüs firmasının avukatları tarafından yapılan ''Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği ''yetkisizlik kararının, kesinleşmesinin ardından 10 günlük yasal sürede bu mahkemeye gönderilmemesi'' gerekçeli itiraz başvurusu üzerine 26 Nisan 2005 tarihli kararla davanın açılmamış sayılmasına hükmetti. -Dava dilekçesi- Davalı tarafça temyiz edilen bu karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozuldu. Bu karara uyulması sonucu Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesine devam edilen dava için Parlakçı çiftinin avukatı Ali Tizik tarafından yazılan dava dilekçesinde, kazanın Parlakçı çiftinin hayatını maddi ve manevi olarak derinden etkilediği, Özlem Parlakçı'nın kazadan bir müddet önce başladığı işte aylık 2 bin dolar ücret aldığı, kazadan sonra işe uzun bir zaman devam edemediği için işinden ayrıldığı, davalının en azından tedavi süresi boyunca 3 yıllık ücreti karşılaması gerektiği, Adli Tıp Kurumu raporlarına göre Özlem Parlakçı'nın iş gücü kaybının yüzde 20,2 olarak tespit edildiği ve aylık kaybı ile belirlenen iş gücü kaybı tespiti doğrultusunda yeni aktüer hesaplaması yapılması gerektiği bildirildi. Parlakçı çiftinin kazadan 13 gün önce Beşiktaş'ta bir kafeterya kiraladıkları, ancak kazada ağır yaralanan Özlem Parlakçı'nın kopan ayak parmakları yerine protez taktırmak için uzun zaman yurt dışında kaldığı için kiralanan iş yerini işletemediği ve iş yerinden tahliye edildikleri belirtilen dilekçede, Özlem Parlakçı'nın 8 aya yakın bir süre yoğun bakımdan çıkamadığı, bir yıla yakın bir süre evinde özel bakıma muhtaç kaldığı, ayak parmaklarının kopması sonucu psikolojik sorun yaşadığı, sürekli kapalı ayakkabı giymek zorunda kaldığı ve manen zarara uğradığı aktarıldı. Dilekçede, tüm bu sebeplerden dolayı Özlem Parlakçı için toplam 106 bin 624 lira maddi, 5 bin lira da manevi, eşi Hakan Parlakçı için ise 9 bin lira maddi, 2 bin lira da manevi tazminatın otobüs firması tarafından yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talep edildi. -Davalının cevap dilekçesi- Davalı otobüs firmasının avukatı Metin Günal tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde ise, davaya zaman aşımı ve derdestlik yönünden itiraz edildi. Davanın ilk verilen karar gereği ortadan kaldırılması, bu nedenle davacı tarafın tüm taleplerinin geçersiz sayılması ve tazminat oranı belirlenirken ülke gerçeklerinin gözardı edilmemesi gerektiği aktarılan dilekçede, ''Kişi başına milli gelirin 40 bin Avro olduğu ülkelerin tazminat ilkeleri, kişi başına gelirin 4 bin dolar düzeylerinde olduğu ülkemizde uygulanamaz'' denildi. ''Takdir olunan rakam, davalının felaketine yol açmayacak, aynı zamanda davacının da adalet duygularına hitap edecek bir rakam olmalıdır'' ifadesi kullanılan dilekçede, davanın derdestlik ve zaman aşımı yönünden reddine, esasına girilecek olursa da davanın ilgili sigorta şirketlerine ihbarına karar verilmesi talep edildi. Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin, ilk bilirkişi incelemesinin yanlış yapılması ve bu incelemeye itiraz edilmesi sonucu 28 Aralık 2008 tarihinde yeniden yaptırdığı bilirkişi incelemesinde, asgari ücrette kabul edilen 405 bin lira matrah üzerinden hesaplama yapılarak, Özlem Parlakçı'ya 145 bin 667 lira maddi tazminatın ödenmesi gerektiği tespit edildi. Davacı tarafça talep edilen 106 bin 624 liralık miktarın, 145 bin 667 liraya ıslah edilmesi sonrası davaya ilişkin kısmi kabul kararını açıklayan Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 28 Nisan 2009 tarihli kararıyla, Özlem Parlakçı'ya 142 bin 667 lira maddi ve 5 bin lira da manevi olmak üzere toplam 147 bin 667 lira, Hakan Parlakçı'ya da 6 bin 529 lira maddi ve 2 bin lira da manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti. -Yargıtay kararı- Otobüs firması avukatlarınca bu karara 8 Haziran 2009'da itiraz edildi ve dava dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderildi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 12 Kasım 2010 tarihinde yayımladığı ilamda, davacı Özlem Parlakçı'nın aldığı 1400 liranın, asgari ücretin 1,5 katı olduğunu bildirip hesap yapan bilirkişi raporuyla Parlakçı'nın aldığı net maaşın matrahına göre hesaplama yapan 28 Aralık 2008 tarihli bilirkişi raporu arasında farklılık doğduğunu belirtti. Davalı firma avukatının, hesaplama yapılan 405 bin liranın matrah dilimi olduğu ve hesaplamada esas alınamayacağı, bu matrahı esas alan bilirkişinin davacının maaşını net asgari ücretin 3,61 oranında artışla 1605 lira olarak bulduğu, davacının belge ve sabit olan net maaşından fazla net maaş almış gibi bir hesaplama yapıldığı ve asgari ücretin 3,61 katı değil, 2,83 katı oranında hesap yapılması gerektiği gerekçeleriyle itirazda bulunduğu aktarılan ilamda, mahkeme kararında davalı firmanın avukatının itirazı üzerinde durulmadığı ve 2 bilirkişi raporu arasındaki farklılığın giderilmediği belirtildi. ''Davacının aldığı net maaşın 1400 TL olduğu gözetilerek, bunun net asgari ücretin kaç katı olduğunun bulunup, buna göre işlemiş ve işleyecek dönem zararının belirlenmesi gerekirken, raporlar arasındaki farklılık giderilmeden ve davalının ek rapora itirazı üzerine bir ek rapor daha alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır'' ifadesini kullanan daire, davalı otobüs firması avukatının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme hükmünün davalı yararına bozulmasına ve diğer temyiz itirazlarının reddine karar verdi. -Yeni bilirkişi incelemesi- Bunun üzerine davayı yeniden ele alan Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararı doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdı. İktisatçı ve aktüer hesap bilirkişi Ersan Onar tarafından hazırlanan 28 Şubat 2011 tarihli yeni bilirkişi raporunda, 28 Aralık 2008 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu kaza yılı olan 2000 yılında alınan asgari ücretin 88,94 lira olduğu ve Özlem Parlakçı'nın o dönem aldığı aylık 1400 lira maaşın dönemin asgari ücreti olan 88,94 liranın 15,74 katına denk geldiği belirtilirken, 2011 yılına kadar alınan asgari ücrete göre hesap yapıldığı belirtildi.  Davacı Özlem Parlakçı'nın geçmiş yıllar zararının 134 bin 103 ve ileri yıllar zararının da 731 bin 475 bin liradan olmak üzere toplam 865 bin 578 lira olarak hesap edilen raporda, sigorta kurumunun yaptığı 11 bin 628 liralık ödemenin çıkarılmasıyla kalan 853 bin 950 lira maddi tazminatın Özlem Parlakçı'ya ödenmesi gerektiği bildirildi. Davacılardan Hakan Parlakçı'ya da benzer hesaplamalarla 8 bin 962 lira maddi tazminat ödenmesi gerektiği belirtilen raporda, bu miktara Merkez Bankası tarafından belirlenen temerrüt faizi yürütülmesinin uygun olacağı ve manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğu görüşü savunuldu.  Davalı tarafın 24 Mart 2011 tarihinde bu rapora yaptığı itiraz sonucu alınan 27 Haziran 2011 tarihli ek bilirkişi raporunda da, bilirkişi tarafından Yargıtay'ın işaret ettiği şekilde hesaplama yapılan 28 Şubat 2011 tarihli raporun maddi unsurlarının yeniden hesaplanarak değiştirilmesinin gerekmediği görüşüne varıldığı bildirildi. -Karar- Kararını 26 Temmuz 2011 tarihli duruşmaya açıklayan Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Özlem Parlakçı'ya 142 bin 667 lira maddi, 5 bin lira da manevi olmak üzere toplam 147 bin 667 lira ve dava sürecinde boşandığı eşi Hakan Parlakçı'ya da 6 bin 529 lira maddi, 2 bin lira da manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı otobüs firmasından alınarak ödenmesine hükmetti. Mahkeme, ''Bu dava kapsamında daha önce ıslah yapıldığı'' ve ''Yargıtay'ın bozma ilamı verdiği davalarda, yasa ve usule göre bir daha ıslah yapılamayacağı'' gerekçeleriyle bu kararında bilirkişi tarafından tespit edilen 853 bin 950 liralık miktarı değil, daha önce tespit edilen 147 bin 667 liralık tazminat miktarını hükme bağladı.  -Yeni dava açılacak- Davacı avukatı Ali Tizik, son bilirkişi tarafından belirlenen 853 bin 950 liralık maddi tazminatı Yargıtay'ın ilamı doğrultusunda yasal faiziyle birlikte alabilmek için önümüzdeki hafta nöbetçi Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde yeni bir dava açacağını bildirdi.  Bu konuda Yargıtay kararı olduğu için mahkemenin 853 bin 950 liralık tazminat verilmesini kararlaştıracağını ifade eden Tizik, bu paranın kaza gününden bugüne işleyecek yasal faizle birlikte Türkiye'de rekor sayılabilecek 4 milyon lirayı aşacağını ifade etti.  Tizik, yine Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği 142 bin 667 liralık tazminat miktarının da yasal faiziyle birlikte 750 bin lirayı geçtiği kaydetti.  Avukat Tizik, bu tür tazminat kararlarında öncelikle mağdurların yaşam koşulları dikkate alınarak tazminat oranlarının hesaplanmasının en adil çözüm olduğunu belirterek, verilen bu kararın örnek alınması gereken çok önemli bir karar olduğunu vurguladı.