Gündem

Kayyım kural oldu, belediye meclisleri devre dışı kaldı

20 Aralık 2019 11:17

Gökçer Tahincioğlu

İçişleri Bakanlığı’nın “FETÖ’ye yardım” suçlamasıyla tutuklanan CHP’li Urla Belediye Başkanı’nı görevden alarak yerine kayyım ataması, görevden alınan belediye başkanlarının yerine neden belediye meclislerinin seçim yapamadığı tartışmasını yeniden başlattı. HDP’li 31 belediyeye kayyım atayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP’li Urla Belediyesi’nde de, “terör suçu” işlendiği iddiasını gerekçe göstererek kayyım atama yöntemini seçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı, Şükrü Karatepe’nin Kayseri Belediye Başkanlığı’nı, Bekir Yıldız’ın Sincan Belediye Başkanlığı’nı kaybettiği 28 Şubat döneminde bulunmayan “kayyım” atama yetkisini OHAL döneminde yasalaştıran AKP, belediye meclislerini de devre dışı bıraktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, ‘Bu düzenlemenin mutlaka kaldırılması lazım… Seçmen iradesini yok saymaktır bu. Büyük bir saygısızlıktır. Asıl sorun bu yetkiyi veren fıkradır. Demokrasiden kopmuş bir iktidar bunu sonuna kadar kullanacak. Üstelik anayasaya, hukuka aykırı olsa bile bu yasa ‘kaymakam görevlendirin’ demiyor. Herhangi bir kişiyi görevlendirebilirsiniz. Yapmıyorsunuz. Ama kaymakamların atanması bir kural haline getirildi. Çok ciddi bir siyasi mücadele vermeyi sürdüreceğiz buna karşı” dedi.

28 Şubat döneminde yargılanarak cezaevine konulan Erdoğan, Karatepe ve Yıldız’ın yerlerine o dönemde belediye meclislerince seçim yapılmıştı. Karatepe’nin yerinde o dönem belediye başkanlığına getirilen Mehmet Özhaseki, Kayseri’yi tam 5 dönem boyunca yönetti.

Atama yöntemi OHAL’le geldi, kurala dönüştü

Mevzuata göre, bir belediye başkanının görevden alınması durumunda önceden belediye meclisleri yerine belediye meclisi üyeleri arasından seçim yapıyordu. Ancak AKP, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu konuda yeni bir düzenleme yaptı. “Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na, “terör” suçu nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkanvekili ve meclis üyelerinin yerine bakanlığın yerel yönetimlerin hizmetlerini üstlenebileceği hükmü konuldu.

İçişleri Bakanlığı ve valinin, hizmetleri atama yoluyla görmesi, ilk kez bu tasarıya girdi. 2 Ağustos 2016’da TBMM’ye sunulan bu kanun tasarısı, 25 Ağustos 2016’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve 7 Eylül 2016’da yürürlüğe girdi. Ancak muhalefetin ısrarıyla İçişleri Bakanlığı’nın başkan vekili ve meclis üyesi görevlendirilmesine ilişkin madde tasarı metninden çıkartıldı. Ancak çıkartılan bu düzenlemeler, genişletilmiş biçimde KHK’ye girdi. Daha yasa yürürlüğe girmeden, 4 Eylül 2016’da çıkarılan 674 sayılı KHK yaşama geçirildi. 674 sayılı KHK hem Belediye Kanunu’nda, hem de İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda çeşitli düzenlemeler getiriyordu. En önemli düzenleme ise İçişleri Bakanlığı’na illerde, valiye ilçelerde verilen “atama” yetkisi oldu. Bu KHK’nın sonradan yasalaşmasıyla OHAL dönemi bittikten sonra da uygulama kalıcı hale geldi. Belediye Kanunu’nun 45. maddesine yeni hüküm eklendi. İçişleri Bakanlığı’nın sadece belediye başkanının yerine değil başkan vekili ya da meclis üyesi atayabileceği de düzenlendi. Buna göre; normalde işlediği bir suç nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanının yerine belediye meclisince seçim yapılması gerekirken, terör suçu söz konusu olduğunda “atama” yöntemi uygulanması sağlandı.

Seçim öncesi seçim sonrası

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu maddeye dayanarak, yerel seçimden önce HDP’li belediyelerin büyük bölümüne kayyım atadı. HDP’nin yönettiği 11 kent belediyesinin Iğdır dışındaki 10’una kayyım atandı. 31 Mart yerel seçiminden sonra ise kayyımların yerine yeni belediye başkanları seçildi. HDP, bu seçimde de üç büyükşehir belediyesi, Batman, Siirt, Kars, Iğdır ve Hakkari olmak üzere 5 il ile 40 ilçe ve 12 belde belediyesi kazandı.

Aşama aşama kayyım

31 Mart seçimlerinin ardından ilk olarak 19 Ağustos’ta Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atandı. Kayyım atamaları daha sonra da hız kesmedi. 17 Eylül’de Diyarbakır’ın Kulp, 18 Eylül’de Erzurum’un Karıyazı, 18 Ekim’de Hakkari, Yüksekova ve Nusaybin, 22 Ekim’de Diyarbakır’ın Kayapınar, Bismil, Kocaköy ile Van’ın Erciş, 29 Ekim’de Şırnak’ın Cizre, 2 Kasım’da Van’ın Saray, 4 Kasım’da Mardin’in Kızıltepe, 9 Kasım’da Van’ın İpekyolu, 13 Kasım’da Diyarbakır’ın Yenişehir ve Hazro ile Şırnak’ın İdil ilçeleri ve Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Akpazar beldesi, 16 Kasım’da Mardin’in Savur, Mazıdağ ve Derik ile Urfa’nın Suruç, 7 Aralık’ta Batman’ın Beşiri ilçesinin İkiköprü beldesi ile Van’ın Özalp, Muradiye ve Başkale, 18 Aralık’ta Muş’un Varto ve Bulanık ilçe belediyeleri ile Erentepe Belde Belediyesi’ne kayyım ataması yapıldı.

Böylece HDP’nin üçü büyükşehir olmak üzere toplam 31 belediyesine kayyım atanmış oldu.

Hiçbirinde seçim yok

31 belediyenin hiçbirinde belediye meclislerinin yeniden başkan seçmesine izin verilmedi. İçişleri Bakanı Soylu, yetkisini kullanarak bu belediyelerin tamamına kayyım atama yolunu seçti.

CHP’de ilk

CHP ise “kayyım” ile ilk kez geçtiğimiz günlerde tanıştı. “FETÖ’ye üye olma” suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan CHP’li Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz görevinden uzaklaştırıldı. Belediye meclisine seçim hakkı verilmeyerek Kaymakam Önder Can, Urla Belediyesi’ne kayyım olarak atandı. Böylece CHP’nin ilk kez bir belediyesine kayyum atanmış oldu.

31 Mart’tan önce, 4 Ocak 2018’de İçişleri Bakanlığı tarafından CHP’li Beşiktaş ve Ataşehir belediye başkanları görevden alınmıştı. Ancak bakanlık, bu belediyelere kayyım atamamış, belediye meclislerinin başkan seçimi yapmasına olanak tanımıştı. Urla, bu nedenle CHP açısından ilk olma özelliği taşıyor.

CHP’li Erkek: OHAL devam ediyor, kaymakam ataması kural haline getirildi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, kayyım ataması konusunda şunları söyledi:

“Darbeden çok kısa bir süre sonra KHK ile bir fıkra eklediler Belediye Kanunu’na. Daha sonra bunu kanunlaştırdılar. Kayyım atamasa yetkisini veren düzenleme bu. Bu fıkra yerel demokrasiye vurulan ağır bir darbedir. Bu düzenlemenin mutlaka kaldırılması lazım… Seçmen iradesini yok saymaktır bu. Büyük bir saygısızlıktır. Yerelde demokrasiyi tesis edemezseniz ülkede tesis edemezsiniz. Asıl sorun bu fıkradır. Bu fıkra orada durduğu sürece bu sorunları yaşayacağız. Demokrasiden kopmuş bir iktidar bunu sonuna kadar kullanacak. Üstelik anayasaya, hukuka aykırı olsa bile bu yasa ‘kaymakam görevlendirin’ demiyor. Herhangi bir kişiyi görevlendirebilirsiniz. Bir engel yok. Belediye Meclisi’nden birisini de görevlendirebilirsiniz. Yapmıyorsunuz. Demokrasiye saygısı olsa o meclisteki çoğunluk partisinden birini görevlendirir. Ama kaymakamların atanması bir kural haline getirildi. İçişleri Bakanı ile görüştüm. Arkadaşlarımız, İzmir İl Başkanımız, İzmir Valisi ile de görüştü. Yeni bir şey söylenmiyor elbette. Bu konuda bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor. OHAL devam ediyor şu anda Türkiye’de. Kanunlaşması zaten büyük hataydı. Çok ciddi bir siyasi mücadele vermeyi sürdüreceğiz buna karşı.”